Moskova Büyükelçisi Akıncı: Türkiye nükleer santralle hayallerini gerçekleştiriyor
Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı, Türkiye ile Rusya arasında son dönemde stratejik ortaklık düzeyine çıkan ikili ilişkileri değerlendirdi. Temmuz sonunda Rusya görevini tamamlayarak Türkiye'ye dönecek Akıncı, son dönemde baş döndüren bir hızda ikili ilişkilerin geliştiğini, siyasi, ekonomik ve ticari alanda önemli başarılar sağlandığını söyledi. Moskova'da görev yapan Türk basını ile bir araya gelen Akıncı, Ruslar'ın Mersin Akkuyu'ya inşa edecekleri nükleer santrali 1950'lerden bu yana kurulan hayallerin gerçekleşmesi olarak değerlendirdi.
TBMM görüşmelerinde nükleer santral anlaşmasını muhalefetin 'vatana ihanet belgesi' olarak tanımlaması ile ilgili soruyu yanıtlayan Akıncı, "1950'lerden bu yana nükleer santral hayali kuruyoruz. Artık bunun zamanı geçiyor. Fransa enerjisinin yüzde 70'ini nükleerden karşılıyor. Çevreci örgütlerin eleştirisine bakmamak gerekir. En temiz enerji nükleer. Ruslarla imzalanan anlaşmada riskler karşılıklı olarak alınıyor. Ruslar para yatırıyor. Santral yarım kalsa, üretime geçemese kendisi para kaybedecek." dedi.
Anlaşmanın Türkiye açısından büyük bir kazanç olduğunu kaydeden büyükelçi, "Burada modern bir teknoloji kullanılacak. Dünyada binden fazla reaktör var. Bir Çernobilden ve diğer bir kaç küçük kazadan bahsediyoruz." eleştirisi getirdi. Akıncı imzalanan anlaşmanın doğalgaz anlaşmasına göre çok daha dengeli bir yatırım anlaşması olduğuna dikkat çekti.
Anlaşmanın müzakere sürecinde alt kademede ve bakanlar düzeyinde çok zorlu müzakereler yapıldığını hatırlatan Büyükelçi, "Türkiye aleyhine bir durum olduğunu düşünmüyorum. Ruslar'ın gelmesi ile birlikte diğer ülkeler de gelmeye başladı. Rekabet şansı elde ettik. Bunu da görmek gerekiyor." dedi.
Akıncı 'vatana ihanet' eleştirisini de "Vaktiyle boğaz köprüsü de vatan hainliği idi" şeklinde cevapladı. Basın mensuplarının Nazım Hikmet'in de vatan haini ilan edildiğini hatırlatması üzerine Büyükelçi, "Evet daha sonra Nazım'ı çok sevdik" karşılığını verdi.
Vize anlaşması Rusya ile dostluğun tezahürü
İki ülkenin bir aya kadar süreli ziyaretlerde vizeleri kaldırdığını ifade eden Akıncı, bunun siyasi bir karar olduğunu ve iki ülke ilişkilerinde kazanılan dostluğun bir göstergesi olarak görülmesi gerektiğini ifade etti. Özellikle kamyon şoförleri gibi kısa süreli olarak Rusya'ya giriş-çıkışlarda bunun önemli bir kolaylık getireceğini ifade eden Büyükelçi, Rusya hükümetinin gerekli kurumlardan ön onay aldığını önümüzdeki dönemde de parlamnetodan onaylanarak uygulamaya başlayacağını söyledi. Rusya açısından bunun büyük bir jest olarak görülmesi gerektiğini ifade eden Türk Büyükelçi, "Rusya bu hakkı herkese tanımıyor. Psikolojik boyut çok önemli. Bunu iki ülke dostluğunun bir tezahürü olarak algılamak lazım." tespitinde bulundu.
Birbirine güvenen iki ülke var
Rusya-Türkiye ilişkilerinin 1990 sonrasında gelişmeye başladığını, ancak Türkiye'nin NATO ülkesi olması ve Rusya ile yapılan savaşlar nedeni ile bir türlü karşılıklı güven ortamının sağlanamadığını hatırlatan Akıncı, "2003'ten sonra bunun uygulama konulduğunu söyleyebiliriz. İlişkilerin ileri götürülmesi için iki taraftan da en üst düzeyde siyasi irade ortaya kondu. Üst düzey temaslar arttı. Rusya'da dikey bir siyasi yapılanma var. Rusya Başbakanı Vladimir Putin'le Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kurduğu iletişim önemli. Daha sonra buna Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev de dahil oldu. Şimdi dostluk safhasındayız. İki ülkenin de üzerinden büyük bir yük kalktı." şeklinde konuştu. Akıncı ilişkilerin gelişmesinde Türkiye ve Rusya'nın benzer kültürel özelliklere sahip olmaları ve Avrupa ile ilişkilerdeki konumlarının da katkı sağladığını ifade etti.
Gümrük ambargosuna özeleştiri
Ticaret hacminde Türkiye aleyhine olan durumun kapatılması için ihracatçı firmaların Rusya pazarına teşvik edilmesi gerektiğini kaydeden Büyükelçi, bir yıl süren gümrük ambargosunda üst seviyede devreye girmede geç kalındığı eleştirisi getirdi. Akıncı'ya göre ambargo bir yıl daha sürse idi Türkiye Rusya pazarını kaybedebilirdi.
Artık bavul ticaretinin tarihte kaldığını, Vunukova havalimanında uygulamaya başlayan Basitleştirilmiş Gümrük Hattı uygulamasının hem deniz hem de karayolu ulaşımında genişletileceğini ifade eden Türk Büyükelçi, "Rusya'da tekstilciler için büyük bir merkez kuruluyor. Malın Türkiye'den çıkmadan gidecek ülkenin detaylarını bilmesi gerekiyor. Sistem buna doğru gidiyor." dedi.
Ticari dengede mevcut açığın sürdürülebilir olmadığını kaydeden Akıncı şu önerilerde bulundu: "Rusya'nın Karadeniz sahilinde lojistik bir merkez için yer araştırılıyor. Rusya pazarı için özel teşvikler oluşturulmalı. İhracatçılar yenilikçi fikirlerle Rusya pazarına girmeli. Özellikle sanayi yatırımları çok avantajlı. Devletin teşviki var. Cam, seramik, mobilya ve diğer sektörlerde yatırımlar yapılıyor. Bunun ihracata da büyük katkısı var."
Kültürel faaliyetler yetersiz
Rusya ile Türkiye arasında kültürel faaliyetlerin yetersiz olduğunu kaydeden Akıncı, Kremlin'de Topkapı sergisinin açılmasında, mehter takımının getirilmesinde ve diğer faaliyetlerde finans zorlukları yaşadıklarına dikkat çekti. Akıncı'nın görev süresinde başaramadığı iki önemli konu kültür merkezi ve okul projesi. Büyükelçilik bahçesinde bir Türk okulu için proje hazırlandığını ifade eden Akıncı, aynı binada kültür merkezinin kurulmasını da düşündüklerini söyledi. Artan Türk nüfusu ve konsolosluğun artan yükü için de alternatif projelerin düşünülmesi gerekiyor. Akıncı halefi Aydın Sezgin için de Azerice bir değerlendirmede bulunuyor: "Yahşi çelovek" (Çok güzel adam). Yeni Türkiye Moskova Büyükelçisi Sezgin'in 16 Ağustos'da görevine başlaması bekleniyor.
Faruk Akkan, Yaşar Niyazbayev, Moskova, Cihan