Rus uzman: Türkiye demokrasisi ordunun vesayetinden kurtuldu, bölge için başarılı bir örnek - ÖZEL
Düşünce Kuruluşu Carnegie Endowment Center'in Rusya Direktörü Dmitri Trenin Türkiye'de AK Parti hükümetinin bağımsız dış politika yaklaşımı, demokratikleşme yolunda attığı adımlar ve ekonomik başarıları sayesinde Türkiye'nin bölgede örnek ülke haline geldiğini söyledi. Cihan Haber Ajansı'na Türkiye-Rusya ilişkileri, Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler ve yeni güvenlik anlayışı ile ilgili özel açıklamada bulunan Rus uzman, "Türkiye'de demokrasi Müslüman kültürle kuçaklaşabildi. Ordu görünümlü demokratik olmayan güçler baskılarını sürdürse idi, günün birinde bu patlak verirdi" tespitinde bulundu.
Türkiye yönetiminde çeşitli sınıf ve etnik kimliklerin rahatlıkla yer alabildiğini gözlemlediklerini ifade eden Trenin, "Türkiye'deki gelişmeleri ilgi ile izliyorum. Ordu görünümlü kliklerin demokrasi üzerindeki vesayeti ber taraf edildi. Artık, Türk demokrasisi kendi ayakları üzerinde duruyor. Ordu destekli demokrasiye ihtiyaç yok. Türkiye İslam dünyasının başarılı bir laik ve demokratük ülkesi. Tarihi perspektifinin de başarılı olduğunu düşünüyorum" dedi.
Otoriter laik rejimlerin geleceği yok
Mısır ve Tunus'da yaşanan gelişmelerin tüm Ortadoğu'yu etki alanına aldığına değinen Rus uzman, "Otoriter laik anlayıştaki rejimlerin artık geleceği yok. Değişimler farklı olabilir. Tunus'da halk demokrasiden öte iş ve ekmek istiyor. Mısır için de durum buna yakın. Diktatörlüklerin yıkılmasının halkın refahı olarak dönüşeceği anlamına gelmemeli. Malesef bu değişimlerin ben demokrasi ile sonuçlanabileceğini düşünmüyorum. En azından Sovyetler'in dağılmasının ardından Doğu Avrupa'daki gibi bir dönüşüm kısa vadede mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin demokratik bir ülke olarak Ortadoğu ülkelerine örnek olabileceğine değinen Trenin, "Türkiye’de demokratikleşme süreci on yıllardır gelişerek günümüze geldi. Türkiye’deki süreç farklı koşullardan ortaya çıktı. Örneğin Mısır’da durumlar farklı. Türkiye çok partili sistem, siyasi elit ve sınıf mevcüt. Mısır’da ise iktidar diktatörün eline geçmişti. Türkiye’de bir takım popülist insanların sokağa çıkarak iktidarı ele geçirme gibi bir durum yok. Bu Mısır’da, Tunus’ta yaşandı. Çok isterdim ki, Türkiye’nin başardığını Mısır başarsın. Ama bunun için bir lider, karizmatik bir siyasi figür lazım. Ama altına milyarları biriktiren Mübarek gibi değil. 82 yaşındaki bir insanın yaklaşık 40 milyar doları var. Tarihte Mısır liderlerine modern devlet olma yolunda şans tanındı. Ama bu şans değerlendirilmedi. Türkiye’de ise bu şans değerlendirildi" şeklinde konuştu.
Türkiye-Rusya ilişkileri daha da gelişecek
Rusya ve Türkiye ilişkilerini "bölgenin iki önemli oyuncusunun eşit haklara dayalı iş birliği" olarak tanımlayan Rus uzman, yakın ve orta vadede iki ülke ilişkilerinin gelişme perspektifinin olduğunu söyledi. Baştaenerji olmak üzere ekonomik alanda ilişkilerin arttığını, insani ilişkilerin geliştiğini ve Rus toplumunun artık Türkiye'ye saygı ile yaklaştığını belirten Trenin, "Tarihte sayısı bilinmeyen Rus-Tük savaşları, eski SSCB lideri Jozef Stalin’in Boğazlar talebinden kaynaklanan gerginlikler ve Soğuk Savaş dönemi, tüm bunlar dost olmayan ikili ilişkiler idi. Bugün ise milyonlarca Rus turist Türk tatil kıyılarını fethediyor. Orada insanlarımız Türk konukseverliliğiyle ve genelde farklı bir Türkiye ile karşılaşıyor. Çoğu Rus vatandaş, Türkiye’nin son yıllarda geliştiğini ifade ediyor. Eskiden SSCB döneminde “Türkiye bizden geride” zihniyeti bugün için geçerli değil. Ruslar Türkiye’nin hayli geliştiğini kendi gözleriyle görüyor. Rusya’da da çok sayıda Türk şirketi iş yapıyor." ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Türkiye ile artan ekonomik ve siyasi ilişkilerinin Karadeniz ve Kafkasya bölgesinde istikrar açısından önemli katkı sağlayabileceğine değinen Trenin şu şukilde kouştu: "Özellikle Karadeniz bölgesi üzerinde güvenlik açısından elde edilecek avantajlara bakıyorum. Kafkasya’da bazı sorunlar, özellikle Rus-Gürcü anlaşmazlığı ve Yukarı Karabağ sorunlarının çözümüne katkı sağlanabilir. Ankara bu bölgede önemli oyuncu ve bence Moskova için böyle bir işbirliği önem arzediyor. Burada güven söz konusu. Bugün Rusya’da şu görüş, yaklaşım hakim olmaya başladı: Ankara artık hiç bir kimsenin “ajan”ı veya “kuklası” bir devlet değil. Eski Soğuk Savaş döneminde Türkiye’ye bu gözle bakılıyordu. Tabii ki kendi çıkarlarını kolluyor, ama bağımsız hareket ediyor. Moskova Ankara’ya bugün güveniyor."
Türkiye çok boyutlu dış politika üretebilen merkez ülke
Türkiye'nin Batı endeksli tek rotalı strateji yaklaşımını terk ettiği tespitinde bulunan Ru uzman, "Bunun çeşitli nedenleri var. En önemli nedeni Ankara’nın Avrupa Birliği’ne alınmamasıdır. Bugün Batı rotası, Türk dış politikasının önemli stratejilerinden sadece birisi. Türkiye artık çok boyutlu siyaset uyguluyor. Ki çok boyutlunun ortasında Türkiye’nin kendisi duruyor. Ankara çok önemli hatların merkezinde yer alıyor. Hatın biri Batı’ya, biri Orta Doğu’ya, biri Rusya’ya, biri Kafkaslara ve başka alanlara uzuyor. İşte böyle Türkiye artık Batı’ya değil, çok zor dünya topluluğuna entegre oluyor. Ve böyle zor toplulukta kendisine rol arıyor. Tabii ki ABD ile ilişkileri sürüyor, fakat bu ilişkilerde de sorunlar var. Hatırlarsanız 2003’te ABD ordusunun Türkiye üzerinden Irak’a girilmesine izin verilmedi. Moskova da Türkiye’nin artık bağımsız oyuncu olduğu mesajını aldı. Tabii ki NATO müttefik ilişkileri, ABD ilişkileri sürüyor ve Türkiye AB üyeliğinden başvurusunu geri çekmedi. Fakat, Türkiye’nin kendisi değişti. Türkiye, kendisi merkez oluyor. Merkezde Türk çıkarları var ve Ankara bu çıkarlarına göre politikalarını ayarlıyor" yorumunu yaptı.
Rusya'da Putin'in onay verdiği başkan olur
Rusya'da 2012'de yapılacak seçimlerde Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in onay verdiği ismin başkan olacağını kaydeden Rus uzman, "Bu isim hem kendisi hem şimdiki Başkan Dmitri Medvedev veya üçüncü şahıs da olabilir. Her şey Putin’in elinde. Şüphesiz. Yeni Başkan’la ilgili kararı Putin verecek" dedi.
Fuad Seferov, Moskova, Cihan