Büyükelçi Sezgin Nezavisimaya Gazeta'ya konuştu; "Moskova ile Ankara arasında yakınlaşma sürecek"

Tirajı 40 bin olan Nezavisimaya Gazeta gazetesinin 27 Aralık 2010 tarihli sayısında Büyükelçi Aydın Sezgin ile yapılan mülakata yer verilmiştir. Gazetenin Diplomatik Kuriyer bölümünde Nikolay Surkov imzasıyla yayınlanan mülakatın çevirisi şöyledir:

SURKOV: Sayın Büyükelçi, daha önce Rusya’da bulundunuz mu? Göreve başladıktan sonra ülkemizdeki yaşamı nasıl buldunuz?

BÜYÜKELÇİ: Bu görevim öncesinde resmi heyetlerin üyesi olarak Rusya’yı birkaç defa ziyaret etmiştim. Uzun süreli kalış anlamında ise bu görevim Rusya’daki ilk tecrübem. Moskova’da göreve başladığımda dikkatimi çeken ilk husus, bu kentin kendine özgü karakteri oldu. Bir taraftan yüzyılların getirdiği bir olgunluk ve ağırbaşlılık var Moskova’da, diğer taraftan da küresel bir siyasi, ekonomik ve kültürel merkezin olanca dinamizmi. Bunun çok etkileyici bir bileşim olduğunu düşünüyorum.

Tabiatıyla Rusya’nın Moskova’dan ibaret olmadığının farkındayım. Bu bakımdan fırsat bulduğum ölçüde Rusya’nın farklı bölgelerini, kentlerini ziyaret etmeye çalışıyorum. Şu ana kadar St. Petersburg ve Kazan’ı ziyaret etme şansım oldu. Her iki şehirden de çok etkilendim.

SURKOV: Rusya ve Türkiye stratejik ortaklar. Ankara açısından, bu stratejik ortaklığın hangi yönleri öncelik taşıyor?

BÜYÜKELÇİ: Kısaca ifade etmek gerekirse, Türkiye ve Rusya arasında bugün genel bir yakınlaşma, bir kenetlenme sözkonusudur. İlişkilerimizin her alanında, siyasetten ekonomiye, kültürden turizme genel bir gelişim sözkonusudur. Bu ilerlemenin artarak sürmemesi için hiçbir neden görmüyorum.

SURKOV: İki devletin liderleri arasındaki temasların dinamiğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu bağlamda gelecekte hangi ziyaretler olabilir?

BÜYÜKELÇİ: Devlet ve Hükümet Başkanlarımız arasında yakın kişisel dostluk ilişkileri mevcut. Türk ve Rus siyasi liderleri ikili ziyaretler ve uluslararası  toplantılar vesilesiyle sıklıkla bir araya gelmekteler.

Bu yoğunlaşan temas trafiği neticesinde, ilişkilerimizi kurumsallaştırmamız kaçınılmaz hale geldi. Bu çerçevede, bu yıl Mayıs ayında Üst Düzeyli İşbirliği Konseyi kuruldu. Ortak Bakanlar Kurulu toplantısı olarak niteleyebileceğim bu konsey eşi az görülür bir mekanizma. Konsey bünyesinde, siyasi konuların ele alındığı, Dışişleri Bakanları başkanlığındaki Ortak Stratejik Planlama Grubu, ekonomik konuların görüşüldüğü Karma Ekonomik Komisyon, sosyo-kültürel etkileşimimizi güçlendirmeye dönük Toplumsal Forum adlı üç unsur bulunuyor.

Konsey’in ilk toplantısı RF Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’in Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında yapıldı. İkinci toplantı, Türkiye başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Moskova’ya yapacağı bir ziyaret kapsamında önümüzdeki yıl düzenlenecek. Konsey bünyesindeki diğer yapılanmalar da yine 2011’de çeşitli toplantılarda bir araya gelecek.

SURKOV:  Güney Akım doğal gaz boru hattıyla ilgili görüşmelerde herhangi bir ilerleme var mı? Tüm konularda mutabakat sağlandı mı? Herhangi bir görüş ayrılığı var mı?

BÜYÜKELÇİ: Güney Akım  doğal gaz  boru hattının Türkiye’nin münhasır ekonomik  bölgesinden geçmesi öngörülmektedir. Bu projenin hazırlık çalışmaları kapsamında  deniz dibi  jeofizik çalışmaları yapılmasına Türk makamları tarafından gerekli izin verilmiştir. Bu çalışmaların sonuçları  değerlendirilmektedir. Ayrıca  Rus tarafınca  daha ayrıntılı deniz mühendislik çalışmaları için geçtiğimiz haftalarda istenen ilave izin talebinin karşılanması için  gerekli süreç hayırhahlıkla yerine getirilmektedir.

SURKOV: Türk iş  çevreleri şu aşamada Rusya’ya yatırım yapmaya ilgi duyuyor mu? Türk işadamlarını özellikle hangi bölgeler ilgilendiriyor?

BÜYÜKELÇİ: Tarihsel olarak bakıldığında, Rusya ile ekonomik ilişkilerimizde ticaret ve müteahhitlik hizmetleri öncü rolü oynamıştır. Ancak, özellikle son on yılda Türk şirketlerinin ve işadamlarının Rusya’ya giderek artan oranda yatırım yaptıkları gözlenmektedir.

Rusya’daki Türk yatırımları  halihazırda emlak, beyaz eşya, gıda, tekstil, bankacılık, bira, cam ve enerji sektörlerinde yoğunlaşmıştır. Rusya'da yerleşik Türk firma sayısının 2000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. 2009 sonu itibariyle, bu yatırımların toplam tutarı 7 milyar Dolara yaklaşmıştır. Türk yatırımları genellikle Moskova ve çevresinde yoğunlaşmış durumdadır. Serpukhov, Tver, Aleksandrov, Vladimir ve İvanova bu kapsamda zikredilebilecek bölgelerdir. Türk firmalarının ayrıca Krasnodar Bölgesi’nde (Rostov, Novorossisk, Krasnodar şehirleri), keza Kazan ve Alabuga Özel Ekonomik Bölgesi'nde yatırımları bulunmaktadır. Aslında şirketlerimizin St. Petersburg’dan Uzak Doğu’ya kadar tüm Rusya’da faaliyet ve yatırımları vardır. Rus yatırımcılar Türkiye’de özellikle enerji, turizm ve çeşitli sanayi dallarında önemli yatırım fırsatları bulacaklardır.

SURKOV: Bugün ülkelerimiz arasındaki kültürel ilişkiler ne durumda?

BÜYÜKELÇİ: Rus kültürü, Türk entelijensiyasının formasyonunda özel bir yere sahiptir. Üzülerek söylemeliyim ki kültürel ilişkilerimiz bugün arzu ettiğimiz noktada değil. 2007 yılını Türkiye’de Rus kültür yılı, 2008’i de Rusya’da Türk kültür yılı ilan ederek, yine 2009 yılında Kremlin hazinelerinin Topkapı Sarayı’nda, Osmanlı hazinelerinin ise Kremlin’de sergilenmesini sağlayarak bu eksikliği giderici adımlar atmaya çalıştık, ama daha kat edeceğimiz çok mesafe olduğunu düşünüyorum.

Bu çalışmalarımızda iki konuya özellikle eğilmemiz gerektiği kanaatindeyim. Bunlardan birincisi karşılıklı kültür merkezleri açılmasıdır. Türk-Rus ilişkilerinin bugün geldiği nokta itibarıyla düşündüğünüzde Türkiye’de Rus, Rusya’da ise Türk kültür merkezi bulunmamasını izah etmek mümkün değildir. Bu konuda sürmekte olan hazırlık çalışmalarının en kısa sürede sonuçlandırılacağını ümit ediyorum.

İkinci husus ise Türk-Rus ortak üniversitesi kurulmasıdır. Bu üniversitenin teşkili, lisan öğretiminden ortak akademik çalışmalara, ilişkilerimizi yepyeni bir seviyeye taşıyacaktır. Bu konuda da hazırlıklara başlanmış durumdadır. Bunların da en kısa sürede somutlaşacağını umuyorum.

Üst Düzeyli İşbirliği Konseyi bünyesindeki Toplumsal Forum’un da kültürel ilişkilerimize önemli katkılar sağlayabileceği kanaatindeyim. İki ülke iş, akademi ve kültür çevrelerini bir araya getirecek Toplumsal Forum tarafından hayata geçirilecek projeler, halklarımızın birbirlerini daha iyi tanıması, ilişkilerimizin ulaştığı seviyenin her iki ülke kamuoyunca daha iyi idrak edilmesi bakımından büyük fayda sağlayacaktır.

Sözlerimin sonunda, Rus halkını  yaklaşmakta olan yeni yıl ve Noel tatilleri vesilesiyle içtenlikle kutlamak istiyorum. Moskova’nın kışı oldukça soğuk, ama Ruslarla temaslarımda gördüğüm konukseverlik yüreğimi ısıtıyor. Önemli olan da bu sıcaklık zaten. Bizlere bu kadar güzel evsahipliği yapan tüm Rus halkına mutlu, sağlıklı ve başarılarla dolu bir 2011 diliyorum.

Kaynak: Haberrus