"Rusya ile savaş korkusundan, Kilis'i koruyamıyoruz"
Özgür Düşünce gazetesi yazarı Ergün Babahan bugünkü "Rusya korkusundan Kilis’i koruyamayan bölgesel güç: Türkiye" başlıklı köşe yazısında Türkiye'nin Rusya ile savaş korkusu yaşadığı için Kilis'i koruyamadığını iddia etti. Babahan, "NATO üyesiyiz, İncirlik'te Amerikan güçleri var; Kandil'e yaptığımız misillemenin binde birini Suriye'deki IŞİD güçlerine yapamıyoruz. Neden? Rusya ile savaş korkusundan." diye ifade etti.
07 Mayıs 2016 tarihinde Özgür Düşünce gazetesinde yayınlanan köşe yazısı şöyle:
IŞİD, sınırın karşısından hemen her gün Kilis'e roket atıyor. Havuz medyasına göre, bu roketler atılmıyor, düşüyor. Şehirde hayat felç olmuş durumda. Bugüne kadar can kaybı 21'i buldu ama Ankara'dan tık çıkmıyor. PKK'ye karşı mangalda kül bırakmayanlar, ‘‘öfkeli Sünni'' gençlere tek laf etmiyor.
IŞİD'in kamyonetlerin üzerinde taşıyıp Kilis'e gönderdiği roketlere verilen tek karşılık top atışı. Etkisi kısıtlı, sonucu tartışmalı bir karşılık bu.
NATO üyesiyiz, İncirlik'te Amerikan güçleri var; Kandil'e yaptığımız misillemenin binde birini Suriye'deki IŞİD güçlerine yapamıyoruz. Neden? Rusya ile savaş korkusundan.
Washington'ın Ankara'nın provokatif eylemleri sonucu Rusya ile girilecek bir çatışmada Türkiye'nin arkasında olmayacağı açık. NATO'nun Rusya ile sıcak çatışmaya bakışı ise çok net.
Rusya'nın Türkiye'nin kendini korumak için bile olsa, Suriye'ye müdahale etmesi durumunda nasıl bir tepki vereceği daha net.
“Suriye'de konuşlu Rus hava gücü varken, kimsenin böyle tehlikeli bir oyuna girişeceğini ve provokasyona kalkışacağını sanmam. Askeri bir işgali düşünenleri eğitmek gerekir, çünkü bu doğrudan bir saldırı demektir. Ama bunun bir meşruiyetinin kaldığını sanmıyorum, çünkü Suriye'de ateşkes giderek güçleniyor.”
Sergey Lavrov
Rusya Dışişleri Bakanı
Bu açıklamanın Türkçesi, sınırı aşan Türk birliklerini hava gücümle vururum demektir. Türkiye, bu tablo karşısında sınırının karşısından atılan füzeleri çaresizlik içinde seyretmekte, vatandaşlarının ölümünü engellemek için sadece broşür basıp dağıtmaktadır.
Kendisine bölgesel güç diyen İsrail gibi ülkelerin, topraklarına yönelik füze saldırılarına tepkileri çok net ortada iken, Türkiye mangalda kül bırakmayan söylemine rağmen, hiçbir şey yapamamaktadır.
IŞİD'den beter ilan ettiği YPG'nin Türkiye'ye yönelik bir saldırısı yok iken, Kürt güçlerinin bu bölgeyi IŞİD'den temizlemesine de karşı çıkmakta ve kendisi için içinden çıkılması imkansız bir açmaz yaratmaktadır.
Medyanın kuşatılmışlığı, muhalefetin basiretsizliği gibi nedenlerden dolayı, Kilis, Ankara'nın IŞİD'le ilişkisi gibi konular gündeme getirilemiyor, getirenler ise Can Dündar ve Erdem Gül gibi kendisini 10-30 yıl hapis istemiyle mahkeme kapısında buluyor.
Ekonomiden güvenliğe kadar her alanda gerçeklerin gizlendiği bir toplumda, sorunlara sağlıklı çözüm yolları bulunması imkansızdır çünkü geniş yığınlar sorunlardan bihaber yaşamakta, ‘‘Allah, bayrak, Kuran'' söylemiyle uyutulmaktadır.
İşçileri köleleştiren yasa değişikliği referandum, dolardaki her yükselişin dış güçlerin komplosu olarak açıklandığı bir ülkede ortak akıl kalmamış demektir. Herşeye tek bir aklın karar verdiği bir devletin sonunun ne olduğunu ise Osmanlı deneyiminden gayet iyi biliyoruz.