Rusya’nın karşı saldırı olasılığı, Batı’yı 'Kiev’i masaya oturmaya iknaya’ zorluyor

HABERRUS ANALİZ - Ukrayna ile Rusya arasında devam eden çatışmaların mevzi savaşına dönmesi ve büyük umutlar ve hazırlıkların ardından, Batılı medya organlarının köpürtmesiyle Kiev’in 4 Haziran’da ilan ettiği ‘büyük taarruz’ karşı saldırılarında aylar geçmesine rağmen gözle görünür başarı elde edemeyen Ukrayna için zaman daralıyor.

İsrail’in Filistin ve Gazzelilere yönelik tam teşekküllü bir savaşa girişmesiyle bir anda dünya gündeminden düşen Ukrayna krizi, Avrupa ve Amerika kamuoyunda da eskisi gibi tartışılmıyor.

Rusya’nın askeri operasyonun ilk aylarında yaşadığı bocalama ve başarısızlığı telafi ederek, özellikle ordusunun eksiklerini gidererek yaptığı hataları telafi yollarına girmesi, ardından Kiev yönetiminin gürültülü ‘karşı taarruz’ saldırılarını başarılı bir şekilde püskürtmesi sonrası, her savaşta olduğu gibi rakibinin zayıflaması ve büyük rezervlerini kaybetmesiyle Rus ordusunun olası karşı taarruza hazırlandığı iddiaları, Batılı devletlerin Kiev’e ‘masaya otur’ baskısına yol açıyor.

Bu bağlamda ABD basınından ‘Amerikalı ve Avrupalı ​​yetkililerin Ukrayna hükümetiyle Rusya ile olası barış görüşmelerine ikna çabalarına başladığı’ iddiaları ardı ardına gelmeye başladı.

Amerikan NBC News televizyonuna konuşan ismi açıklanmayan bazı kaynaklar, Amerikalı ve Avrupalı ​​yetkililerin Ukrayna hükümetiyle Rusya ile olası barış görüşmelerini görüşmeye başladığını söyledi.

Taraflar özellikle Kiev'in çatışmaların durdurulması konusunda anlaşmaya varmak için nelerden vazgeçmesi gerekeceğinden bahsediyor. ABD ve AB’li yetkililer, Rusya’nın ilhak ettiği Kırım dahil diğer bölgelerin geleceği konusunda Rusya’yı nasıl ikna edecekleri ise belirsizliğini koruyor.

Batılı uzmanlara göre Ukrayna’nın zorunlu acil barış görüşmelerine oturmadan yıl sonuna kadar biraz daha vaktinin olduğu belirtiliyor.

Yıl başından sonra ise Rusya’nın olası karşı taarruzunda, mevcut durumun Kiev açısından daha da zorlaşması muhtemel.

NBC News'e göre Ukrayna'ya, Zelensky'nin müzakereleri başlatması için bir teşvik olarak, resmi üyelik olmadan NATO güvenlik garantileri teklif ediliyor.

Eski bir üst düzey Beyaz Saray yetkilisinin, Ukrayna'nın özellikle ağır ekipman alımı göz önüne alındığında savaşmak için daha fazla zaman isteyebileceğini ancak "artık çok geç olduğuna ve bir anlaşma yapma zamanının geldiğine dair artan bir his olduğunu" söylemesi, ABD kamuoyunun yanı sıra politikacıların da artık müzakere zamanının geldiği fikirine yaklaştığının bir işareti.

Zaten Ukrayna'nın yeni bir bahar taarruzu başlatacağına dair kesinlik yok. Batılı devletlerden yeni savaş uçağı ve ağır ekipman talep etse de, tecrübeli askeri rezervlerini yaz aylarındaki başarısız taarruzda kaybeden Kiev’in seferberlikle silah altına aldığı tecrübesiz askerlere yenilerini eklemede de ciddi zorluklar çektiği ortada.

24 Şubat 2022’den beri ilk kez Ukrayna şehirlerinde, yakınları cephede olan asker ailelerinin katıldığı protesto gösterilerinin yapılması, bunun basına yansıması, Ukrayna halkında yaşanan yorgunluğu da yansıtıyor. Yeni bir bahar saldırısına hazırlık demek, yüz binlerce Ukraynalının daha silah altına alınması ve eğitilmesi manasına geliyor.

Bu bağlamda Ukrayna halkında çatışmaların uzaması ve ekonomik durumun zorlaşmasına paralel, batılı devlerin vaat ettiği yardımları azaltacak olma ihtimali, Zelenskiy’e sadece Batı’dan değil aynı zamanda kendi tabanından da ilerleyen haftalarda müzakereler için baskının artacağının işareti.

Ekim ayında Kiev’in ne şartlarda Rusya ile müzakere masasına oturacağı konusunda ilgili bir dizi müzakerelerin yapıldığı basına yansıdı.

Uzmanlar, bu görüşmelerin "Ukrayna'daki askeri dinamikler ile ABD ve Avrupa'daki siyasi dinamiklerin" doğrulanması anlamına geldiğini söylüyor. Görüşmeler, ABD'li ve Avrupalı ​​yetkililerin çatışmanın çıkmaza girdiği ve Ukrayna'ya yardım sağlamaya devam edebileceği yönündeki endişelerinin ortasında gerçekleşiyor.

Bazı ABD askeri yetkilileri özel olarak durumu bir çıkmaz olarak tanımlamaya başladı. Onlara göre mesele hangi tarafın askeri gücünü daha uzun süre koruyabileceğine bağlı olabilir. ABD'de çatışma, her iki tarafın da "savaş alanında fazla ilerleme kaydetmemesi" nedeniyle "metre savaşı" olarak tanımlanıyor.

Rusya bu şartlarda Kiev ile müzakerelere hazır mı?

Ukrayna’nın kanun maddesiyle Rusya ile müzakerelerin yürütülmesini yasaklamasına rağmen, cephedeki durumun değişmesiyle birlikte Batı’nın zorlamasıyla müzakere söyleminin yeniden gündeme getirilmesi Rusya’nın şu aşamada Kiev ile müzakerelere istekli olup olmadığını akıllara getiriyor.

Rus yetkililer müzakerelere hazır olduklarını defalarca kamuoyuna açıklasa da kendi sunduğu şartlar yerine getirilmeden Rusya’nın masaya oturmasını beklemek doğru değil.

ABD yönetimi, Kiev ile müzakere değerlendirmesi yaparken aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna ile müzakerelere hazır olduğuna dair herhangi bir işaret görmediğini de söylüyor.

Cephede sıkıntı yaşamayan Rusya’nın önünde Kiev ile imzalanan Minsk-1, Minsk-2 anlaşmaları örneği dururken, Moskova’nın bu geçmişi göz ardı etmeyeceği şüphesiz.

Ukrayna krizinin patlak verdiği Şubat 2022’de Batılı liderlerin Kiev ile Moskova arasında Donbas bölgesi için imzalanan Minsk anlaşmalarının, Ukrayna için zaman kazanmak adına imzalandığı ve hiç bir zaman gerçekleşmeyeceğini bildiklerini ve Rusya’yı oyalamak için kullandıkları itirafları, Moskova’yı çok kızdırmıştı.

Batı’dan yükselen Kiev’in Moskova ile müzakere masasına otursun söylemlerinin gelmesiyle, Rus kamuoyunda hemen Minsk anlaşmaları hatırlatılarak, ‘yoksa olası bir Minsk-3 anlaşması ile Rusya yeniden oyalanmak mı isteniyor?’ Yorumlarıyla brlikte adeta Kremlin’e ‘sakın ha! Bir kez daha Batı’nın oyununa gelme!’ Söylemleri yükselmeye başladı.

Rusya’da önümüzdeki ilk baharda başkanlık seçimlerinin yapılacak olması, henüz Putin’in yeniden aday olup olmayacağını açıklamamış olması, Rusya’nın cephede net başarılar elde etmeden masaya oturup Batı’nın şartlarına ‘evet’ demesi beklenmemeli.

Bu durumu bilen ABD’li politikacılar, müzakere kararında ve masada verilecek tavizlerde adres olarak Kiev yönetimini göstererek sorumluluğu da Zelensky ve kurmaylarına devrediyor.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Adrienne Watson, müzakerelerle ilgili her türlü kararın Ukrayna tarafından verilmesi gerektiğini söylemesi ve Washington'un Kiev'i müzakerelere itebileceği fikrini reddederek, Ukrayna askerlerinin “jeopolitike değil, hava durumuna göre” hareket ettiğini vurgulayan açıklamaları da bunu gösteriyor.

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı Valeriy Zalujny, geçtiğimiz günlerde çatışmanın çıkmaza girdiğini ve Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin karşı saldırısı yerine Rusya'nın karşı saldırıda bulunduğunu belirtmesi de Kiev yönetiminin artık farklı düşünmeye başladığının işareti. Durum yıllarca “konumsal savaşa” dönüşebilir ve “Ukrayna'yı tüketebilir” diyen Ukraynalı General, "büyük ihtimalle başarılı bir askeri atılım olmayacak" uyarısında bulunmuştu. Bu açıklama Ukrayna kamuoyuna yönelik halkı olası müzakerelere ve Moskova ile Kiev açısından ‘ağır şartlarda’ bir barışa hazırlama olarak yorumlanabilir.

Kremlin: Askeri operasyon hedeflere ulaşana kadar sürecek

Ukraynalı komutanın açıklamasına anında tepki gösteren Kremlin ise Batı’nın aksine henüz müzakereler için zamanın gelmediğinden yana.

Rusya Devlet Başkanı Basın Sözcüsü Dmitry Peskov, Ukraynalı generalin görüşünün aksine Rus ordusu için cephe hattında çatışmaların çıkmaza girmediğini, Rusya Federasyonu'nun askeri operasyona devam ettiğini ve hedeflerine ulaşana kadar da operasyonların devam edeceğini söyledi.

Rusya, Ukrayna krizinin sadece Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan bir kriz olmadığını, Batılı devletlerin doğrudan Moskova ile iletişime geçmeden bu krizin tamamen çözülemeyeceğini defalarca söyledi.

Cephe hattına bakıldığında ve iki ordunun son durumu masaya yatırıldığında, Batı’nın Rusya’nın istediği başta ‘Güvenlik Garantileri’ olmak üzere bir çok maddede güvence ve taviz vermedikçe şu şartlarda Moskova’yı masaya oturmaya ikna etmesi imkansıza yakın.

ABD ve AB, Ukrayna krizinin çözümünde gerçekten samimi ise ve ‘artık barış müzakerelerinin zamanı geldi’ düşüncesindeyse, Kiev ile görüşmeye paralel olarak doğrudan Moskova ile temasa geçerek ilk adımı atabilir.

Washington’un henüz Moskova ile doğrudan temasa geçmeden Kiev’i müzakere için ikna etme çabası, Moskova’da ‘samimiyetten uzak, Minsk anlaşmalarının bir benzeri yeniden ısıtılarak önümüze konmaya çalışılıyor’ algısı oluşturuyor.

Moskova’nın krizi çözmekten ziyade dondurmaya yönelik bir anlaşmaya olumlu yaklaşmasını ummak şu şartlarda hiç gerçekçi değil.

Masada ‘koz’, Batı’nın elinden Moskova’ya geçmiş durumda.

Nisan 2022’de İstanbul’da İngiltere ve ABD’nin baskısıyla müzakere masasından kalkan Kiev ve Zelenskiy yönetimine bu hareketin faturası çok ağır oldu ve bu bedel artmaya devam ediyor.

Ukrayna, yüz binlerce askeri kayıp, milyarlarca dolar maddi kayıp ve harap olmuş, yıkılmış şehirlerin yeniden inşaasının yanı sıra, muhtemelen çok daha ağır şartlarda ve eli zayıflamış olarak yeni bir anlaşma ve müzakerelere ‘evet’ demek zorunda kalacak.

Şartlar ne kadar kötü olursa olsun, tarafların bir masa etrafına oturması, cephe hattında silahların susmasına hizmet edecekse bunu desteklemek insanlık için çok önemli.