Putin Engelleri Kaldırıyor

HABERRUS - Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çarşamba akşamı düzenlenen Rusya Güvenlik Konseyi’nin daimi toplantısında, ülkenin nükleer caydırıcılıkla ilgili politikasında önemli değişiklikler yapıldığını duyurdu.

Bu açıklamalar, Rusya’nın nükleer silah kullanma hakkını genişlettiği senaryoları kapsıyor.

Nükleer silahların kullanımına yönelik koşulların revizyonu, yeni askeri tehditlere karşı daha esnek ve genişletilmiş bir doktrini beraberinde getiriyor.

Nükleer Caydırıcılık Toplantısı: Yeni Dönem

Vladimir Putin, nükleer caydırıcılıkla ilgili düzenli toplantıların yılda iki kez yapılacağını belirtti. Daha önce kapalı kapılar ardında gerçekleşen bu tür toplantıların ilk kez canlı yayınlanması, Kremlin’in küresel rakiplerine net bir mesaj verme isteğinin göstergesi olarak yorumlandı.

Putin’in açılış konuşması, nükleer silahlar konusunda Rusya’nın sorumlu bir tutum sergilediğini vurgularken, mevcut askeri-politik durumun hızla değiştiğine dikkat çekti.

Putin, yeni tehdit ve risk kaynaklarının Rusya ve müttefiklerine yönelik olduğunu ve bu duruma uygun stratejik planlamaların yapıldığını belirtti.

Doktrindeki Değişiklikler: Geçmişten Günümüze Nükleer Politika

Rusya’nın nükleer caydırıcılık politikası, geçmişten bu yana çeşitli güncellemelerden geçti. İlk kamuya açık askeri doktrin, 2000 yılında Vladimir Putin tarafından onaylanmıştı. Bu doktrin, kitle imha silahlarının kullanıldığı veya konvansiyonel silahlarla yapılan büyük çaplı saldırılara yanıt olarak nükleer silah kullanma hakkını içeriyordu.

Son olarak, 2020 yılında onaylanan “Nükleer Caydırıcılık Alanında Devlet Politikasının Temelleri” belgesi, Rusya’nın nükleer silah kullanım koşullarını genişleten önemli düzenlemeler getirdi.

Yeni açıklamalar doğrultusunda, Rusya’nın nükleer silah kullanma hakkının tanımlandığı durumlar genişletilecek.

Bu doğrultuda, askeri tehditlerin listesi de güncellenecek.

Putin’e göre, devletin varlığı tehdit altındayken nükleer caydırıcılığın uygulanacağı koşullar daha net hale getirildi.

Yeni Tehditler: Genişleyen Nükleer Caydırıcılık Kapsamı

2020’de kabul edilen doktrin, Rusya’nın nükleer caydırıcılığı, kendisini potansiyel düşman olarak gören ve kitle imha silahlarına sahip devletler ile askeri koalisyonlara karşı uyguladığını belirtiyordu. Putin’in açıklamalarına göre, bu tehditler listesinin genişletilmesi ve caydırıcılığın uygulanacağı devletlerin kapsamının artırılması planlanıyor.

Ayrıca, nükleer olmayan bir devletin Rusya’ya saldırısı, bir nükleer devletin katılımı ya da desteğiyle gerçekleşirse, bu durum Rusya’ya yönelik bir ortak saldırı olarak değerlendirilecek.

Nükleer Silahların Kullanım Koşullarındaki Değişiklikler

Putin, Rusya’nın nükleer silah kullanımına geçiş koşullarının daha da netleştiğini vurguladı. Balistik füzelerin fırlatılmasının yanı sıra, havacılık ve uzay saldırı silahlarının geniş çapta kullanılması durumunda da Rusya’nın nükleer silahları devreye sokma olasılığı değerlendirilecek. Bu tehditler arasında stratejik ve taktik uçaklar, hipersonik füzeler ve insansız hava araçları da yer alıyor.

Rusya ve Belarus

Rusya’nın güncellenen nükleer doktrini, sadece kendi topraklarına yönelik değil, aynı zamanda Beyaz Rusya’ya yönelik saldırılar durumunda da nükleer silah kullanımını öngörüyor. Bu, iki ülkenin oluşturduğu Birlik Devleti’nin savunulmasında nükleer silahların devreye sokulabileceği anlamına geliyor. Bu bağlamda, Rusya’nın müttefiklerine yönelik saldırılara karşı daha güçlü bir nükleer savunma pozisyonu aldığı görülüyor.

Nükleer Silah Kullanım Eşiği Düşüyor Mu?

2020’de yayınlanan doktrine göre, Rusya’ya konvansiyonel silahlarla yapılan büyük çaplı saldırılar, nükleer yanıt verilmesi için yeterli bir sebep olarak kabul ediliyordu. Ancak Putin’in son açıklamaları, nükleer silah kullanım eşiğinin daha da düşürüldüğüne işaret ediyor.

Rusya ve Belarus’un egemenliğine yönelik herhangi bir tehdit, nükleer silahların kullanımını tetikleyebilir.

Yeni Bir Nükleer Caydırıcılık Dönemi

Vladimir Putin’in açıklamaları, Rusya’nın nükleer caydırıcılık politikalarında önemli bir döneme işaret ediyor.

Yeni strateji, daha esnek ve genişletilmiş bir nükleer silah kullanım çerçevesi sunarken, küresel askeri dengeler üzerinde ciddi etkiler yaratma potansiyeli taşıyor.

Rusya’nın stratejik ve askeri hedeflerine yönelik tehditlerin genişletilmesi, özellikle Ukrayna’daki çatışmalar ve Batı ile olan gerilimler bağlamında büyük bir önem taşıyor.