Piyasalar Ukrayna’daki Rusya-ABD gerilimine bakmadı bile

| Selim Işıklar

Piyasalar için mart ayı çok şey ifade ediyor 2014 yılının iki ayı değerlendirildiğinde piyasalarda tam anlamıyla gergin bir bekleyiş hakim diyebiliriz. Hemen her gün ve sonunda bir ertesi güne hangi şokla başlanacak korkusu hakim.

Fiyatların yeterli bir şekilde düştüğüne inanan yatırımcılar, alıma geçtiklerinde daha düşük fiyatların da olabileceğine inanmaları ile tekrar satışa geçebiliyorlar. Bilanço beklentileri ve açıklanacak temettü kararları, genel kurullar genellikle mart ayını önemli kılar. 2014 yılında ise Mart sonundaki yerel seçimler bu martı farklı kılıyor.

Rusya-ABD gerilimin etkisi

Yatırımcılar uzun zamandır piyasaların çok sağlıklı gitmediğinin farkında. Zaten birçok hisse rekorların kırıldığı 2013 yılında bile aşırı değer yitirmiş durumdaydı. Bu yaşadığımız süreçte ciddi bir güven kaybı ile hayal kırıklığı ayrı bir satış baskısı oluşturdu. Hisselerin değerleri bir yıl öncesine göre ortalama yüzde 50 civarında gerilemiş durumda. Uluslararası konjonktürde yaşanan gelişmeler ve özellikle Gezi olayları sonrasında Türkiye kazançlarını bir anda geri verdi. Sürecin devamında istikrarı ve güveni sarsan gelişmeler ortaya çıkmaya başladı. Bakanların istifasına yol açan vahim gelişmeler Türkiye’nin imajına önemli bir darbe vurdu ve güven sarsıldı. Geçen hafta ise çöküşün eşiğinden dönüldü. Piyasalar Ukrayna’daki Rusya-ABD gerilimine bakmadı bile. 61.000 puan kırılsaydı durum farklı olabilirdi. Dolar 2,5 sınırından döndürüldü.

Her şeye rağmen hiçbir şey olmamış gibi hareket etmeye çalışan piyasalar siyasi olaylara sınırlı tepkiler veriyor gibi görünüyor. Bunun altında birkaç sebep var. Birincisi piyasalar yeteri kadar hırpalandı. Güven sarsıldı ve seçimlerde mevcut hükümetin erken seçim kararı bile alabileceğini hesaplamaya başladı. Bir başka neden ağırlıklı yabancı yatırımcılar genellikle mart sonu ve nisan aylarında şirketlerden kâr paylarını alıyorlar. Belki bu nedenle şok satış sonrası hisselerini geri alıyorlar. En önemlisi de ABD işsizlik verisi ve tarım dışı istihdam verilerinin bu ayki beklentilerinin zayıf olmasından kaynaklanıyor olabilir.

Mart ayı dert ayı

Sonuç olarak ağır yara alınan ve güven kaybının had safhada olduğu bir süreçten geçiyoruz. Piyasalar gerilimli bir şekilde mart ayı sonunu bekliyor. Borsa 60 bin puanda tutunmaya çalışırken dolar ve faiz, Ukrayna’daki gelişmeler ile ABD verilerine odaklanmış durumda. 11 yılın düzeltmesi devam ederken Türkiye’nin çıkış yolu yeni bir çıpa bulmasından geçiyor, şu durumda Türkiye savrulmuş nereye gittiği belli olmayan bir görüntü veriyor. Yükselen enflasyon, yükselen maliyetlerin bir araya gelmesi Türkiye’yi bir stagflasyona (durgunluk içinde yaşanan enflasyon) soktu denilebilir. Büyüme konusunda çok umutlu değilim. Hatta bu gidişle küçülme yaşanırsa da çok şaşmam. Türkiye bu durumu aşmak için çabalamıyor gibi. Mart ayı dert ayı derler. Piyasalar ve ekonomi için bu mart ayı çok şey ifade ediyor. Birçok risk unsurunu barındırdığı gibi beklenmedik yeni gelişmelere açık bir ay. Yeterince riskler satıldı diyenler daha uzun vadeli bakmalı ve tedbirli olmalı.

Altın, iki ayda yüzde 11 yükseldi

Altın fiyatları, 2014 yılına hızlı başladı. Altının onsu iki ayda yüzde 11 yükseldi. Dolardaki artış ile birlikte altın fiyatları yüzde 13 civarında bir artış kaydetti. Bu yükselişte ABD Merkez Bankası FED’in yeni başkanı Janet Yellen’in payının olduğu düşünülebilir. Zira gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı ne kadar güçlü olursa olsun dolar, son iki aydır uluslararası piyasalarda zayıf bir görünüm izliyor. FED, mart ayı toplantısında, bu hafta açıklanacak işsizlik verileri ve tarım dışı istihdam verilerine göre hareket edecek. Şu ana kadar yapılan açıklamalar, mevsimsel şartlardan dolayı verilerin zayıf çıkabileceği yönünde. Dolar/Euro paritesi 1,38 seviyesine kadar yükselmiş durumda, iki ay öncesinde olduğu gibi. Zayıf dolar, altın fiyatlarına destek vermeye devam ederken, Ukrayna’da Rusya’nın müdahale edebileceği kaygıları bir diğer etken oldu fiyatların yükselişinde. Sonuç olarak ons, 1.360 dolar seviyesinde bulunan direnç noktasına oldukça yakın bir durumda ve bu seviyeleri aştığı takdirde yükselişine devam edebilir. 1.400 dolar civarında ise muhtemelen dönüş başlayacaktır. Daha başka bir deyişle yüzde 13 yükselen altın fiyatları şu sıralarda satış için değerlendirilebilecek seviyelere yaklaşıyor da denilebilir. Gelişmelere bakılırsa 1.180-1.360 dolar seviyeleri 2014 yılı içinde dalgalanma aralığı olarak takip edilebilir.