Rusya'ya doğalgaz blöfü anlamsız, Türkiye'nin alternatifi yok

Suriye üzerinden Rusya ile yaşanan siyasi gerginliğin doğalgaza uzanması halinde Türkiye, soğuk ve karanlık bir kış yaşayabilir. Krizin temelinde; doğalgazda Rusya'ya bağımlı kalma ısrarı, kaynak çeşitliliğine gidilmemesi ve yeterli depolamanın olmayışı yatıyor. Bu yüzden Türkiye istese de Ruslardan gaz alımını kesemez. Çünkü altyapısı yeterli olmadığından doğalgazı bedava alsa bile şebekeye veremeyecek durumda.

Doğalgazda Rusya'ya bağımlılıkta ısrar edilmesi, Türkiye'ye pahalıya mal olacak. Rusya'nın Suriye'yi bombalaması ve sınır ihlalleri Türkiye-Rusya siyasi ilişkilerini gerdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘Rusya'dan doğalgaz alımından vazgeçilebileceği' yönündeki açıklamaları ise gerginliği enerji krizine dönüştürecek nitelikte. Çünkü BOTAŞ ve özel şirketler, doğalgazın yarıdan fazlasını Rusya'dan alıyor. Toplam elektrik üretiminin yaklaşık yarısı da doğalgazdan üretiliyor. Önümüz kış ve gaz tüketiminin tavan yaptığı bir dönem. Rusya ile 1-2 aylık sürede yaşanacak bir gaz krizi Türkiye'yi hem soğukta hem de karanlıkta bırakabilecek. Rusya'dan gazın alınmaması durumunda başka bir ülke veya kaynaktan kısa sürede gaz ithalatı da mümkün değil. Mümkün olsa ve hatta bedava alınsa bile, bu gazın ulusal şebekeye kapasite yetersizliği nedeniyle aktarılması çok zor. Marmara Ereğli'deki doğalgaz deposundan gaz çekişi toplam tüketimin yüzde 10'u civarı. 1987'den beri gündemde olan Tuz Gölü yer altı deposu ise hâlê bitirilemedi. İran, zaten her kış kendi ihtiyacını karşılamak için tazminatı da göze alarak gaz akışını durduruyor. Azerbaycan üretimi ise sınırlı. Bu durumda gelecek kış aylarında soğuk ve karanlıkta kalmamak için en sağlıklı ve hızlı çözüm kısa süreli de olsa Rusya'dan kesintisiz gaz akışını devam ettirmektir.

Türkiye'nin yıllık doğalgaz ithalatı 49,2 milyar metreküp. İthalatın yarıdan fazlası Rusya'dan yapılıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) verilerine göre geçen yıl en fazla doğalgaz (boru hattı ile) kamu-özel dahil 26,9 milyar metreküp ile Rusya'dan ithal edildi. Bu ülkeyi 8,9 milyar metreküp ile İran ikinci sırada ve 6 milyar metreküp ile de Azerbaycan üçüncü sırada izledi. Ayrıca Cezayir'den 4,1 milyar metreküp, Nijerya'dan da 1,4 milyar metreküp sıvılaştırılmış (LNG) doğalgaz alındı. İhtiyacın 1,6 milyar metreküplük bölümü ise spot piyasadan LNG olarak karşılandı. Rusya'dan yapılan ithalatın 17,1 milyar metreküpü BOTAŞ'a ait.

BEDAVA GAZ ALINSA DA ŞEBEKEYE VERİLEMİYOR

Doğalgaz tüketiminin rekor kırdığı kış aylarına Türkiye, krizle giriyor. En fazla gaz ithal edilen Rusya ile yaşanan krizin derinleşmesi halinde gaz ve elektrik kesintisi gündeme gelecek. Çünkü Rusya gaz ithalatında ilk sırada. Ayrıca yıllardır gündeme getirilmesine karşın doğalgazda kaynak çeşitliliği sağlanamadı ve bu ülkeye bağımlılıkta ısrar edildi. Rus şirketi Gazprom'dan alınan gazda muhtemel bir kesintinin yerine yeni kaynak bularak talebi karşılamak imkânsız gibi. Gaz ithal edilse bile şebekeye verilmesi için altyapı yeterli değil. Kışın günlük tüketim 200 milyon metreküpü geçiyor. Ulusal şebekeye verilebilecek gaz miktarı ise kapasitenin zorlanmasıyla ancak 200 milyon metreküpe çıkabiliyor. Tüketimin artması halinde kamu santrallerine verilen gaz kesilerek konutların ısınma ihtiyacı karşılanıyor. Bunun yanında Marmara yer altı deposu devreye alınıyor. Ayrıca spot LNG alımı artırılıyor. Ancak İzmir ve Marmara'daki LNG tesislerinin dönüşüm kapasiteleri sınırlı olduğundan sorun çözülemiyor. Boru gazı ithal edilen diğer ülkelerden Azeri üretimi sınırlı, İran ise kışın önceliği kendi vatandaşlarına veriyor. Zaten iki ülke ‘eksik teslimat' gerekçesiyle mahkemelik. Sonuç olarak kısa vadede doğalgaz arz-talep dengesinin sağlanmasında öne çıkan çözüm, Rusya ile kesintisiz gaz akışını devam ettirmektir. Yıllardır ve ısrarla uygulanan doğalgazda tek ülkeye bağımlılık şeklinde yanlış politikalar bu olumsuz sonucu doğursa da kısa vadede başka bir çözüm yolu bulmak zor. Orta ve uzun vadede ise mutlaka ve ilk adım olarak doğalgazda kaynak çeşitliliği sağlanmalı. İkinci adım ise hızla doğalgazın elektrik üretimindeki payı düşürülmeli. Elektrik gibi stratejik bir konuda dışa bağımlılığın hızla azaltılması gerekiyor.

‘DOĞALGAZ ALMIYORUM' DEMEKLE OLMUYOR

Rusya'nın Suriye'ye yaptığı askeri harekat sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Japonya gezisinde yaptığı ‘En iyi doğalgaz müşterisini kaybedebilir.' açıklamasıyla gözler, 2 ülke arasında yapılan doğalgaz anlaşmalarına çevrildi. Rus şirketi Gazprom ile Türk şirketi BOTAŞ arasında Batı ve Mavi Akım hatlarından yıllık 20 milyar metreküplük iki ayrı doğalgaz anlaşması bulunuyor. Ayrıca özel şirketlerin de yine bu ülkeden yıllık 10 milyar metreküplük gaz alım kontratı var. Kamu-özel şirketlerin Rusya'dan toplam 30 milyar metreküplük gaz ithalat kontratı söz konusu. Önemli bir ayrıntı da, hemen hemen her kış artan tüketim nedeniyle İran'ın kesinti yaptığı gaz açığını da Ruslar karşılıyor. Bu nedenle Türkiye, yıllardır ısrarla bu ülkeye bağımlı olma gibi yanlış enerji politikaları izlediğinden bugün ‘Gaz almam' deme lüksü yok. Çünkü gaz piyasalarında kısa sürede yeni anlaşma yapmak ve kaynak bulmak çok zor. Gaz bulunsa da ulusal şebekeye vermek mümkün değil. Spot piyasadan alınacak gazı şebekeye aktarma kapasitesi de yaklaşık 40 milyon metreküp. Rusya'dan ise günlük 100 milyon metreküp gaz alımı yapılabiliyor. Dolayısıyla zamanında doğalgaz altyapısının tamamlanmamış olmasının faturası ülkeye ağır oluyor.