Maliye Rusya’da Türk iş adamlarına ‘Varlık Barışı’nı hatırlattı
Yurt dışı birikimlerinin Türkiye ekonomisine kazandırılması amacı ile yapılan çalışmalar son hızla sürüyor. Varlık Barışı için Rusya’daki Türk iş adamlarının kapısını çalan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıkoğlu ve Gelirler İdaresi Başkanı Mehmet Kilci iş adamlarından birikimlerini Türkiye’ye getirmelerini istedi. Türkiye Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı’nın da yer aldığı toplantıda iş adamları sorunlarını yetkililere iletme fırsatı buldu.
Türkiye Moskova Büyükelçiliği’nde yapılan toplantıda bir konuşma yapan Kilci, 31 Aralık 2009’a kadar uzatılan ‘Varlık Barışı’ uygulaması ile para, altın, menkul kıymet ya da diğer taşınmazlarını yurt içinden bildirenlerden yüzde 5, yurt dışından bildirenlerden de yüzde 2 vergi aldıklarını belirtti. Yurt dışında iş yapan Türk’lerin toplam 100 milyar dolarlık birikimleri olduğu tahmin edilirken, yasa çerçevesinde yaklaşık 20 milyar TL’lik bir rakam Türkiye ekonomisine kazandırıldı. Kilci yapılan çalışma ile ekonomik krizin etkisinin azaltılmasında önemli bir katkı sağlandığını hatırlattı.
Program çerçevesinde Maliye Bakanı Şimşek işadamlarına ‘Küresel Kriz Döneminde Mali Politikalar’ adlı bir sunum yaptı. Son seksen yılın en büyük krizinin geride kaldığına değinen Şimşek, “Bütün veriler krizden yavaş yavaş çıkıldığını gösteriyor. ABD, Avrupa Birliği ve Japonya gibi ülkelerde toparlanma var. Türkiye’de de bu iyileşmeyi görüyoruz.” dedi.
Toparlanma hala kırılgan, krizden çıkış 3-5 yıl alabilir
Krizin derinleşmesinden bu yana bir çok ülkenin ekonomilerini canlandırmak için destek verdiklerini, bunun etkisi ile faizlerin önemli oranlarda düştüğünü ve bütçe açıklarının da büyüdüğünü hatırlatan Bakan, “Destekler geri çekildiğin de bu toparlanmanın kırılma ihtimali var. Küresel anlamda bankacılık sektöründe tahribatlar yaşandı. Çıkan zararlar henüz giderilmiş değil. 2007 öncesine dönüş için de yeterli sermaye yok. Hane halklarının servetlerinde de erime yaşandı. Toparlanmanın hala kırılgan olduğunu akılda tutmak gerekiyor.” tespitinde bulundu.
Bir süre dünyanın potansiyel büyümenin altında bir seyirle yoluna devam edeceğini aktaran Şimşek, “2002-2007 dönemine dönüş, 3 ya da 5 yıl alabilir. Ancak krizden çıkışta motor ABD, AB ya da Japonya değil, gelişmekte olan Asya ülkeleri olacak.” şeklinde konuştu.
Kriz neden çıktı?
Küresel ekonomik krizin çıkış nedeni ile ilgili de açıklamada bulunan Şimşek, “Krizin kaynağında küresel marka ekonomik dengesizlikler vardı. ABD, çok az tasarruf eden, çok tüketen ve çok yatırım yapan bir ülke. ABD dünya ekonomisinin üçte birini oluşturuyor. Buna karşılık Çin başta olmak üzere Asya ülkeleri de aşırı tasarruf yapıyor ve az tüketiyor. Asya’dan ABD’ya çok düşük faizlerde büyük fon akışı oldu. Böylece aşırı risk alma ve balon oluştu.” bilgisini verdi.
Krizden önemli ölçüde etkilendik
Türkiye’nin dış şokun yansımalarından önemli ölçüde etkilendiğini kaydeden Bakan, “Türkiye 2008’in ilk üç çeyreğinde aylık bazda ortalama yüzde 30 ihracat artışı sağlamış bir ülke. Ani bir düşüş yaşandı ve ihracat yüzde 30 geriledi. Burada fark 60 puan seviyesinde. Bu ciddi bir kayış. Büyümeye yansımaları da büyük oranda olmuştur. Ortalık toz duman olunca bankacılık sektörü sağlam da olsa temkinli olmayı tercih ettiler. Ancak toparlanmaya başladık. Krizin en kötü dönemi ilk çeyrekti. Sonraki ikinci ve üçüncü çeyreklerde iyileşme var.” şeklinde konuştu.
Geçmiş dönemde yaşanan krizleri örnek gösteren Şimşek, 1994 krizinde dünyada bir kriz yaşanmamasına rağmen faizlerin yüzde 60’lardan yüzde 140’lara, enflasyonunda yüzde 50’lerden yüzde 140’lara kadar çıktığını hatırlattı. 2001 krizinde de yüzde 30’lara kadar gerileyen faizlerin yüzde 180’lere ve enflasyonun da yüzde 30’lardan yüzde 65-75’lere çıktığı bilgisini veren Şimşek, “Şimdi de bir kriz yaşıyoruz. Ortak nokta ekonominin küçülmesi. Ancak bu krizde faizler yüzde 19’lardan yüzde 9’a, enflasyon da yüzde 5,1’e kadar düştü. Bu son 40 yılın en iyi rakamı. Türkiye’ye güvenilmese idi, Türkiye’nin temelleri sağlam olmasa idi bugün 1994’den daha kötü bir durumda olabilirdik. Çünkü cari açığımız daha büyük ve tüm dünya da bir kriz yaşanıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Krizden çıkış stratejisi
Ekonomik krizden çıkış için üç aşamalı bir strateji öngördüklerini kaydeden Şimşek, ilk olarak stoklardaki erimenin yeniden inşa edilmesi gerektiğini belirtti. Bakana göre bu adımda toparlanma 2009’un son çeyreğinde görülmeye başlayabilir. İkinci adım ise, özel sektörün, yani hane halkının tüketiminin artışı. Bunun için de faizlerin yüzde 19 seviyesinden yüzde 9’lara kadar çekilmesi önemli. Hükümet bu yönde destek vermeye devam edecek. Bankaların likidite durumları da iki kat kredi vermeyi kaldırabilecek durumda. Üçüncü aşamanın da yatırım dönemi olduğunu kaydeden Şimşek, hükümetin 2010 yılının sonuna kadar geçerli olmak üzere uygulamaya koyduğu yatırım teşvik programının buna büyük katkı sağlayacağını söyledi.
Türkiye’nin geleceği parlak
Geleceğin gelişmekte olan ülkelerde olduğunu ifade eden Maliye Bakanı, “Küresel ekonominin ağırlığı doğuya, Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelere kayıyor. Türkiye’nin genç bir nüfusu var. Bir de AB ile sürdürdüğümüz müktesebatta uyum süreci var. Bunu çok önemsiyorum. Türkiye diğer gelişmekte olan ülkelerden farklı olarak, hukukun üstünlüğü, demokrasi, temel hak ve özgürlükler açısından farklılık arz ediyor. İş yapma kültürü de batı ile uyumlu. Rusya’da ya da Hindistan’da bunu göremezsiniz. Türkiye’nin geleceği parlak.” ifadelerini kullandı.
TOBB Başkanı’ndan birlik çağrısı
Türkiye Moskova Büyükelçiliği’nde gerçekleşen gecede bir konuşma yapan TOBB Başkanı Hisarcıkoğlu da Türk işadamlarının birlikte hareket etmelerini, Dünya Türk İş Konseyi bünyesinde toparlanmalarını istedi. İş adamları olarak bundan on yıl önce Büyükelçilik binalarına bile girmelerinin mümkün olmadığını kaydeden Başkan, “İş adamları olarak büyükelçilik binasında bir toplantı yapıyoruz. Devletin bürokratı, bakanı burada. Size Türkiye’nin geleceğini anlatıyorlar. Genelde Maliye Bakanları sevilmezler. Ancak bizim Maliye Bakanlarımız farklı. Siyaset bu değişimi sağlıyor. Elbette sıkıntılar olacak. Bazı sıkıntılar da bu ortamlar da çözülecek.” dedi.
Özal bu ülkenin önünü açtı
Türkiye’de siyasi iradenin iş adamlarının önünü açtığına işaret eden Başkan, son altı yılda yüzde 49’luk bir büyüme gerçekleştirildiğini, bunun yüzde 39’unun özel sektörün katkısı ile olduğunu söyledi. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Türkiye’nin önünü açtığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, “Bizi bizden daha iyi tanıyormuş. 3 milyar dolarlık bir ihracat rakamı vardı. Dünayaya gidin, mal satın dediği zaman onu anlayamadık. Ancak, 2008’in sonunda ulaştığımız ihracat rakamı 132 milyar dolar. Bunun yüzde 92’si de sanayi ürünü.” bilgisini verdi. Türk girişimcilerinin sadece 2008’de 17 adet uluslar arası marka olmuş şirketi satın aldığını ifade eden Başkan, 57 İslam ülkesinde bulunan ilk 100 şirketten 24’ünün Türk firması olduğunu hatırlattı.