Kırım Tatarları sürgünün 70. yılını andı
Kırım Tatarları, Sovyetler Birliği döneminde 1944’de topraklarından sürgün edilmelerinin 70. yılında anma programı düzenledi.
Simferepol cami yanında anıt meydanında toplanan Kırım Tatarları sürgünde hayatını kaybedenler için dua okudu. Doğu ve güney Ukrayna’da yaşanan gelişmeler nedeni ile yürüyüş programı iptal edildi.
Kırım Tatarları 1944’de yaşananların “soykırım” olarak kabul edilmesini istedi ve Tatarların mülklerinin iadesi talep etti.
Kırım Başbakanı Sergey Aksyonov daha önce yaptığı açıklama ile Ukrayna’da tansiyonun yüksek olması nedeni ile 6 Haziran’a kadar gösteri yapılmasını yasaklamıştı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin önceki gün Soçi’de Kırım Tatar temsilcileri ile bir araya gelmiş, Kiev-Moskova arasındaki sorunlarda bölgenin pazarlık konusu yapılmaması konusunda uyarıda bulunmuştu.
Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği de 18 Mayıs’ı anma ve acı günü olarak niteledi ve yüz binlerce Kırım Tatarının insanlık dışı bir şekilde kendi vatanlarından Orta Asya sürüldüğü ve erkek, kadın, yaşlı ve çocuklardan oluşan on binlerce kişinin hayatını kaybettiğine dikkat çekti.
Kırım Tatarları için konut inşaatları başladı
SSCB döneminde Kırım Tatarları ve diğer halklardan milyonlarca insanın Stalin baskılarından acı çektiği ifade edilen açıklamada, “Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra sürgün edilmiş halkın Anavatanına uzun ve zor dönüş süreci başladı. Bugüne kadar da devam edilmektedir. Ancak özellikle son aylarda, Kırım Rusya Federasyonu’na döndükten sonra Kırım Tatarları trajedilerinden sonra geçmiş yıllarda elde edemedikleri sonucu elde ettiler. Rehabilitasyonu, itibarını ve haklarını, dilinin ve kültürünün korunması garantileri, vatana dönme yardımını aldılar. Bütün bunlar ne Sovyet döneminde, ne de Kırım’ın bağımsız Ukrayna’nın parçası olduğu yıllarda oldu. 16 Mart’ta Kırım Rusya’ya, evine dönme kararı aldı. Bunu referanduma katılanların mutlak çoğunluğu destekledi. Kırım Tatarlarının birçok temsilcisi bu karara destek verdi. Artık 11 Nisan Kırım Cumhuriyeti’nin yeni kabul edilen Anayasası bu bölgede yaşayan tüm halklara eşit hak ve hürriyetleri tanıdı, ulusal kültürlerin korunması, geliştirilmesi ve karşılıklı olarak zenginleştirilmesini garantiledi. Anayasanın 10.Maddesi yarımadada Rusça ve Ukraynaca ile birlikte Kırım Tatarca’nın devlet dili statüsünü sabit tuttu.” denildi.
Putin’in 21 Nisan 2014’de kabul ettiği Kırım Tatar Halkının rehabilitasyonu ile ilgili 268 nolu Kararnamenin imzalandığına dikkat çekilen açıklamada şu bilgilere yer verildi: “Mesela, sürgün edilenler için federal konut programına bu yılın sonuna kadar 800 milyon ruble ayrılacaktır. Bu para artık somut projelere yatırıldı. 10 Mayıs’ta Simferopol (Akmescit) Fontanı mahallesinde 180 dairelik yeni yapım konutunda sürgüne maruz kalan halkların temsilcilerine 34 dairenin anahtarı törenle verildi… Rusya Kırım Tatarlarının tarihinin karanlık sayfasını kapatmış oldu. Bugün, 18 Mayıs’ta anma ve acı gününde sadece geçmişe değil, geleceğe bakmaya davet ediyoruz. Kırım’ın tüm halklarının yalnız ortak çabalarıyla bu gelecek parlak yapılabilir, karşılıklı anlayış ve ortak yaşam gelenekleri yeniden kazandırılabilir, bu güzel bölge restore edilebilir.”
100 bin Kırım Tatar’ı henüz evine dönmedi
Türkiye Dışişleri Bakanlığı da Kırım Tatarları’nın sürgünü ile ilgili bir mesaj yayınladı. Bundan 70 yıl önce çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan 250 bine yakın Kırım Tatar Türk’ünün gece yarısı silahlı askerlerce evlerinden alınıp yük vagonlarında binlerce kilometre uzaklıktaki bölgelere aç susuz olarak sürgün edildiği ifade eden edilen açıklamada, “Tarihteki bu büyük zulmün yol açtığı, bugün bir kez daha hatırlanan derin acılar, tüm Türk milletinin ortak hafızasında silinmez izler bırakmıştır. Sürgün nedeniyle hayatını kaybeden tüm soydaşlarımızı rahmetle anıyoruz. Kırım Tatar Türk halkı, onyıllar sonra, (Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu liderliğindeki mücadelesi neticesinde) 1989 yılından itibaren anavatanlarına dönmeye başlamıştır. Bugün halen 100 bin’in üzerinde Kırım Tatar Türkü anavatanları Kırım’a dönememiştir.” ifadeleri kullanıldı.
Kırım Tatar Türklerine halen içinden geçmekte oldukları olağanüstü şartlarda, güçlü desteğin süreceğine değinen Bakanlık, demokratik ve barışçıl yöntemlerle sorunların üstesinden gelinebileceğine dikkat çekti.