Neden Ruslar Charlie Hebdo değil?

Rusların Charlie Hebdo dergisi ile yıldızları bir türlü barışmıyor. Charlie Hebdo dergisi Sina Yarımadasında düşen Rus yolcu uçağından sonra bir karikatür yayınladı. Karikatürde çöldeki IŞİD militanın üzerine yoğun bir şekilde havada parçalanan uçağın parçaları düşüyor ve dergi “Rusya IŞİD’e bombardımanı yoğunlaştırdı” diye yorum- espri- yapıyor.

Malum, bu uçakta 224 sivil Rus vatandaşı öldü. Derginin çıktığı gün Rusya’da hala yas devam ediyordu. Yaralar henüz taze idi. Ve Rusya tabiri caizse devlet olarak tepki verdi olaya. Devlet Başkanının basın sözcüsü Dimitri Peskov’dan Rusya Meclis Başkanı Nikolay Leviçev’e, ünlü yönetmen Nikita Mihalkof’tan ünlü politikacı Vladimir Jirinovski’ye birçok kişi tepkisini sert bir biçimde ifade etti. Televizyon kanallarından gazetelere, bütün medya organlarında, her zeminde rahatsızlıklarını ifade edip “Ben Charlie Hebdo değilim” dediler. Hem Charlie Hebdo dergisinin bu tür sansosyanel, can acıtıcı haberleri “tirajı artırmak, acıları paraya çevirmek için’’ için yaptıklarını söylediler ( ki bence haksız da değiller!) hem de bu derginin amacı bu ise, derginin amacına ulaşması için hep bir elden çalıştılar. Hatta Duma’da bu yayın organının eksremist kabul edilmesi bile gündeme geldi. Halbuki bu durumlarda yapılacak en akıllıca şey görmemek, duymamak… yani yok saymak..

Rusların bu dergi ile sorunları yeni değil. Daha önce Charlie Hebdo Dergisinin Mart 2014 tarihinde, Kırım’ın Rusya’ya katılım referendumunu resmeden bir karikatür yayınlamış sözkonusu karikatürde, “oyunuzu kullanın” sesinin geldiği bir tank namlusuna oy pusulasını atan bir adam resmediliyordu.

“Akılla anlaşılmaz arşınla ölçülmez” Rusya, 7 ocak 2015 tarihinde, Charlie Hebdo dergisine silahlı saldırı yapılıp 12 kişinin hayatını kaybettiği zaman da oldukça farklı tepki vermişti. Dünyada esen/estirilen dergiyi savunma, “Ben Charlie Hebdo’yum” rüzgarına kapılmamıştı. Hatta müslüman bir ülke olan Türkiye’de bile saldırıya verilen tepkinin Rusya’dakinden daha sert olduğunu söyleyebiliriz. O olayda, Roskomnadzor (Rusya Basın Teftiş Kurulu) ise insanların dini duygularına hakaret eden her türlü resmi yasaklamış, dergiye destek amaçlı gösteri yapan sivil aktivistleri ise “izinsiz gösteri yapmaktan” suçlu bulmuştu. Moskova Fransız Büyükelçiliği önüne trajediden ancak bir hafta sonra, terörist saldırıda ölenlere başsağlığı için ve dergiye destek amaçlı “Ben Charlie Hebdo’yum” yazılı tabelalar kondu. Dergiye yapılan baskından sonra, Rusya Kamuoyu Araştırma Merkezi (WCIOM) konu ile ilgili bir araştırma yaptı. Araştırmaya göre, Rusların % 30’u yapılan saldırıya “Müslümanların dini değerlerini aşağılayan Fransız gazetecilerin davranışlarının sebep olduğunu” düşünüyor. Araştırmaya katılanların % 25 ise ölümlere “Gazetecilerin dini değerlere hakaret etmesine müsade eden Fransız Hükümeti politikalarının sebep olduğu” görüşünde. Toplamda Rusların % 55’ine göre, eğer gazeteciler o karikatürü çizmeselerdi ve hükümet de Fransa’da yaşayan müslümanların dini değerlerini aşağılayabilecek gazetecilere daha dikkat etseydi bu trajedi önlenebilirdi.

Ruslar bu işi neden bu kadar ciddiye alıyorlar?

Bir, bu son olaydaki tepki insani bir tepki. Tepki şekli Ruslar’ın büyük oranda doğulu olduklarını gösteriyor. Avrupalılar gibi “soğukkanlı” değiller.

Fransa özelinde Ruslar bir hayal kırıklığı yaşıyor, çünkü Rusların gönlünde Fransa’nın çok özel bir yeri var. Teşbihte hata olmasın, müslümanlar için Mekke/Medine ne ise Fransa da Ruslar için öyle. Bunu Rus kadınlarının “Paris” kelimesini telaffuz ederken bile görmek mümkün. Geçtiğimiz aylarda Rus televizyonlarında yapılan açık oturumlarda Suriye’li ve Ortadoğulu göçmenlerin Fransa’nın “havasını/kültürünü bozdukları” için nasıl rahatsız oldukları ve “Fransa’yı kurtarmak” için nasıl çırpındıkları görmeğe değerdi. Haliyle eleştiri oradan gelince daha can acıtıyor.

Genel tutumlarında, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra Rusların Batı karşısında (özelde Amerika) yaşadığı psikolojik travma önemli bir etken. Eskiden dünyanın iki süper gücünden biri iken, şimdi “bu hallere düşmek”. Bu hal, devamlı batı ile kendini kıyaslama, özellikle Rusya’da oldukça gelişmiş olan stand up şovlarında aslında Rusların ne kadar akıllı, becerikli olduklarını anlatma vb. şekillerde kendini gösteriyor. Tabi rusların kendine gülebilme, mizah yapabilme özelliklerinin takdire şayan olduğunu belirtmemiz lazım. Bu ruh halinin Rusların batı ile olan tüm ilişkilerine, kısmen de olsa bulaştığını belirtmeliyiz. Ama dünyada Rusları bu anlamda en iyi anlayacak milletin de -bu hali bazılarımız itibarı ile hala yaşadığımızdan dolayı- biz Türkler olduğunu hatırlatmakta fayda var. Tabi biz Türklerden farklı olarak Ruslar, hala dünya dünya politikasında etkili bir millet. Rusya’nın son yıllarda Ukrayna ve Suriye özelinde yaptığı çıkışların, onların milli gururlarını da oldukça okşadığını söylemek lazım.

Charlie Hebdo karikatür

Charlie Hebdo düşen Rus uçağı ile ilgili karikatürler yayınladı

2013 yılı Haziran ayında Putin tarafından “dini duyguları koruma” ile ilgili kanun maddesi imzalandı. İlgili maddede, topluma açık şekilde saygısızlık yapan, inananların dini ve manevi duygularını aşağılayanlara; yarım milyon ruble para cezasından üç yıl hapis cezasına kadar varan yaptırımlar öngörülüyor. Ve bu kanun maddesi toplumun geneli tarafından kabul görüyor. Avrupada “özgürlük” kavramı başlıbaşına bir değere dönüştü, ama Rusya’da bu kavram Avrupa’daki gibi bir değer ifade etmiyor. Rusya’da asırlardır farklı milletler, farklı dinler birarada yaşıyor ve dini çatışmaların- savaşların nelere sebep olabileceğinin farkındalar. Ayrıca son yıllarda Rusya’da yaşanan gelişmeler (Orta Asya ve Kafkas kökenli göçmenler; müslüman nüfus patlaması) Rusları başkalarının değerlerine saygı duymaya, komşularını incitmemeye zorluyor. Hatta Moskova’da yaşayan diğer milletlerin milli ve dini adetlerini, değerlerini öğrenme dersinin (böylece muhtemel çatışmalardan kaçınma) milli eğitim müfredatına girmesi bile konuşulmuştu. Tabi Rusya’da din, ifade, vicdan vb. özgürlüklerin, pratik hayatta ne kadar uygulanabildiği oldukça tartışmalı bir konu, zaten bu konularda Batı tarafından devamlı olarak eleştiriliyorlar. Ama Rusların bu konulardaki tecrübe ve uygulamaları ile övündüklerini belirtelim.

Yazıyıyı Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova’nın sözleri ile bitirelim. Geçen aylarda Suriyeli göçmen çocuk boğulup ta Türkiye’nin kıyılarına vurunca söz konusu dergi yine en hafif ifade ile patavatsız bir karikatür yayınlamıştı. Mariya Zaharova Facebook sayfasında sadece Rusların değil, biraz vicdanı olan herkesin duygularına tercüman olmuştu: “Biliyor musunuz, ben niye Charlie Hebdo değilim? bu dergi, mizahta sınır- yasaklı konu yoktur diyerek hem bizi hem kendilerini kandırıyorlar. Eğer öyle olsa idi, mesela dergiye baskın yapılıp ta arkadaşlarının öldüğü günün ertesinde dergi şöyle bir espri ile çıkmalıydı: “Böylece bir türlü kovamadığımız meslektaşlarımızdan da kurtulmuş olduk.”

Tüm Rus halkının başı sağolsun. Allah kazada ölenlerin yakınlarına sabır versin. Пусть земля будет пухом!