Ukrayna'da Yanukoviç dönemi başlıyor- ANALİZ
Ukrayna'da pazar günü gerçekleşen ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Rusya yanlısı Bölgeler Partisi lideri Viktor Yanukoviç önde tamamladı. Yüzde 99,42'sinin sayıldığı seçim sonuçlarına göre Yanukoviç oyların yüzde 48,81'ini alırken, Turuncu Devrim liderlerinden Başbakan Yulia Timoşenko yüzde 45,61'de kaldı. Kalan yüzde 0,58 oyların tamamını alsa da Timoşenko'nun yüzde 3,2'lik farkı kapatması mümkün değil. Katılımın yüzde 69,07 olarak gerçekleştiği seçimlerde iki adaya da red verenlerin oranı yüzde 4,37'yi buldu.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu seçim gözlemcileri pazar günü gerçekleşen seçimlerin şeffaf ve demokratik olarak tanımladı. Kısmi olarak yaşanan seçim ihlallerinin sonuçları etkilemesi beklenmiyor. Süreci mahkemeye taşıyacak olayların azlığı, batılı gözlemcilerin seçimlere tam puan vermeleri, fark 3 puanın az üzerinde olsa da Timoşenko'nun işini zorlaştırdı. Turuncu bayraklarla binlerce kişiyi meydanlarda toplama ihtimali hayli zayıfladı.Timoşenko'nun tek alternatifi seçim sonuçlarına itiraz etmek. Alternatif sayım yaptıran Timoşenko, akşam saatlerinde düzenlemeyi düşündüğü basın toplantısını önce erteledi, sonra da iptal etti. Taraftarlarına tek bir oy için bile savaşacakları mesajını veren Timoşenko, sokaklara çıkma konusunda kararsız kaldı. Bölgeler partisi taraftarları ellerinde mavi bayraklarla sabah erken saatlerden itibaren Yüksek Seçim Kurulu etrafında nöbet tutmaya başladı. 2004 sonunda gerçekleşen Turuncu Devrim'in benzerinin yaşanmasına izin vermeyi düşünmeyen Maviler, 50 bin kişilik bir gösteri için de harekete geçti.
Turuncu Devrim sona erdi
Beş yıl önce özgürlük meydanında Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko ve Başbakan Yulia Timoşenko etrafında toplanan halkın gerçekleştirdiği Turuncu Devrim'in sonunun geldiği söylenebilir. Yuşçenko'nun ilk turda sadece yüzde 5 oy almasında ve Timoşenko'nun da ikinci turda elenmesinde iç ve dış nedenler etkili oldu. Öncelikle siyasi olarak anlaşamayan Yuşçenko-Timoşenko ittifakı çatladı. Ardından patlayan ekonomik kriz, işsizliğin artması, hayat şartlarının pahalanması ve bir türlü sonlandırılamayan siyasi kavgalar halkın batı yanlısı devrimden beklediğini bulamamasına neden oldu.
Rusya ile batı arasındaki mücadele de Turuncu Devrim'in sonunu hazırlayan önemli etkenlerden. Amerikan halkının Irak ve Afganistan başarısızlıklarının ardından yönetimde değişikliğe giderek Barack Obama'yı Beyaz Saray'a taşıması, NATO'nun Rusya'nın arka bahçesine doğru ilerleyişini durdurdu. Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in 2007 Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı sert uyarı ile başlayan bu süreç, Moskova'nın eski Sovyet ülkeleri üzerindeki etkisini artırması ile sonuçlandı.
Rusya batının ilerleyişini durdurdu
Rusya bu süreçte ilk zaferini Gürcistan'ın yarılıkçı bölgelerinin bağımsızlıklarını tanıyarak kazandı. 8 Ağustos 2008'de gerçekleşen savaş Putin'in sözlü olarak ifade ettiği yaklaşımın içini doldurdu. Bir başka renkli devrim lideri Gürcistan Cumurbaşkanı Mihail Saakaşvili'nin yanında batılı ortakları duramadı. Ülkesinin resmen bölünmesi ile sonuçlanan sürecin müsebbibi olarak görülen Saakaşvili'ye destek giderek azalıyor. Rusya'nın ikinci zaferi ise Ukrayna'da Turuncu Devrim karşıtlarının iktidara taşınması ile gerçekleşti.
Rusya Obama yönetiminin ilişkilerin yeniden tanımlanmasını sağlayacak temiz sayfa teklifine sıcak baksa da, aradaki güven bunalımı en küçük krizlerde yeniden canlanıyor. Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, 'NATO'nun genişlemesi' ve 'füze kalkanı' projelerini birincil tehdit olarak kabul eden 'yeni askeri doktrin'i imzalanması son yirmi yılın özeti anlamına geliyor. Nitekim Münih'de iki gün önce gerçekleşen 'Güvenlik Konferansı'nda konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Sovyetler Birliği'nin ve Varşova Paktı'nın dağılmasının ardından geçen zamanı NATO'nun ve batılı ülkelerin değerlendiremediğini iddia etti. Lavrov'a göre Yugoslavya'nın dağılmasının ardından Balkanlarda patlak veren savaş ve Güney Osetya'da yaşanan savaş bunun iki örneği. Rusya yeni askeri doktrinde muhtemel tehditlere karşı nükleer saldırı hakkını da öngörüyor. Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü ile kendi askeri yapılanmasını da kurmaya çalışan Rusya, ekonomik alanda da Kazakistan ve Belarus'la gümrük birliğini başlatarak yakın çevresi ile ilişkileri derinleştiriyor.
Yanukoviç'in imtihanı ekonomi ile olacak
Rusya yanlısı Yanukoviç'in Ukrayna'da Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması bölgede Rusya'nın etkisini artıracak. Öncelikle Ukrayna'nın NATO üyeliği yolundaki çabaları askıya alınacak. Kiev'in Tiflis'le yakın işbirliği Rusya yanlısı bir şekilde değişecek. Rusya karşıtı kurgulanan GUAM (Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova) bölgesel işbirliği örgütü fonksiyonunu yitirecek. Rusya'nın Sivastopol'da bulunan Karadeniz Filosu için yeni bir askeri üs aramasına gerek klamayacak. 2017'de süresi dolacak üsle ilgili uzun vadeli anlaşmaların imzalanması muhtemel. Ancak doğalgaz sevkıyatında daha önce yaşanan krizlerin tekrarlanmayacağını öngörmek mümkün değil. Zira ekonomik çıkarlar gündeme geldiğinde, Moskova birlik devleti olma yolunda ilerlediği Belarus'la bile kriz yaşayabiliyor.
Ukrayna'da Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak Yanukoviç için en önemli test aslında içerde yaşanacak. Yüzde 14 küçülen Ukrayna ekonomisinin düzlüğe çıkması, işsizlere istihdam imkanı sağlanması ve siyasi istikrarsızlıkların sonlandırılması öncelikler arasında yer alıyor. Bunun için de yakın dönemde parlamentonun erken seçimle yenilenmesi gündeme gelecek. Zira parlamentoda çoğunluğu elinde bulundurmayan Yanukoviç'in icraatlarında başarı şansını yakalaması düşük ihtimal.
Faruk Akkan, Moskova, Cihan