"Ruslar maddiyatçı, Antalya ucuz..."

Ne Suriye meselesi, ne de uçak krizi…Rusya İstanbul Başkonsolosu Alexey Erkhov’a göre Rusya ve Türkiye’nin ekonomik işbirliği artık her şeyin üzerinde. İki milletin birbirine benzediğini savunan Erkhov, dünyada döktüğü asfaltı bir hafta sonra delen sadece iki millet olduğunu söylüyor: Ruslar ve Türkler

Rusya ve Türkiye arasında son dönemdeki ikili ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

  • Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler yüzyıllar boyunca ihtilaflı oldu. Çatışmalar, hatta savaşlar yaşandı. Şimdiyse durum tamamen farklı. Artık ulusal çıkarlarımız hiçbir şekilde çatışmıyor, tam tersine, Rusya ve Türkiye’nin birçok konuda ulusal çıkarları aynı. Rusya’nın ikili ilişkilerimizi ve ortaklıklarımızı daha da ileri götürme konusuna kendini adadığını size garanti ederim.

Rusya ve Türkiye arasında ekonomik işbirliği her şeyin üstünde mi?

  • Elbette, ekonomi çok önemli. Biz ikili ilişkilerde özellikle bu konuya büyük önem veriyoruz. Ayrıca ekonomik ve ticari alanlardaki çıkarlarımız da bir. Rusya, ticarette Türkiye’nin ikinci büyük ortağı. Türkiye de Rusya’nın dış ticaretinde yedinci sırada yer alıyor. Ticaret hacmimiz 2012’de 35 milyar dolara yükseldi. İki ülkenin gelecek için kendine koyduğu hedef ise 100 milyar dolar.

RUSLAR MADDİYATÇI, ANTALYA UCUZ

Türkiye, özellikle de Antalya; Ruslar arasında çok popüler. Bunun sebebi nedir?

  • Eğer tüm mevsimleri soğuk geçen bir ülkede yaşıyorsanız sıcak iklime ihtiyaç duyuyorsunuz. Türkiye’ye gelen Rusların sayısı her geçen yıl artıyor: 2009’da 2.5 milyondu, 2012’de 3.6 milyon oldu. Rusları nelerin motive ettiği ortada; deniz, güneş, doğal güzellikler ve fiyatların ucuzluğu. Üstelik kaliteli bir hizmet var. Bir de Ruslar şu sıralar hiç olmadığı kadar maddiyatçı. Kaliteli bir şeyi ucuza bulduğumuz zaman almak istiyoruz. İşte bu yüzden Antalya ve Alanya Rus turistlerin en favori yerleri.

Vizelerin kaldırılması karşılıklı ziyaretleri nasıl etkiledi?

  • Türkiye’yi ziyaret eden Rusların sayısı zaten ortada. Vize anlaşmasının devreye girdiği ilk yıl, yani 2011’de Rusya’yı ziyaret eden Türklerin sayısı yüzde 25 oranında arttı. Ayrıca şu anda Türkiye’de sürekli olarak yaşayan on binlerce Rus olduğunu biliyoruz.

Özellikle Rus kadınlarla Türk erkekler arasında karışık evliliklerin son yıllarda çok fazla arttığını görüyoruz. Sizce bunun sosyolojik sebebi ne?

  • Tolstoy’un Anna Karenina romanının girişinde bir lafı var; “Bütün mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır” der. Türk-Rus evliliklerinin büyük çoğunluğunun bu sözün başındaki gruba girdiğine eminim.

Ruslarla Türkleri birbirine benzetiyor musunuz?

  • Ruslar ve Türkler de birbirine çok yakın iki millet. İki halk zihniyet olarak da birbirine çok benziyor. Dünyada bir caddeyi yeni asfaltla kaplayıp bir hafta sonra boru döşemek için o asfaltı delen sadece iki millet tanıyorum: Ruslar ve Türkler. Yani aynı düşünce şekline sahibiz. Ancak bu çok da garip değil. Çünkü Ruslar ve Türkler yüzyıllar boyunca yan yana yaşadı. Nisan ayında İstanbul’da Rus kültürü festivali düzenlenecek. Rus akademisyenler, sanatçılar, aktörler, yönetmenler, entelektüeller, yazarlar katılacak. Aralarında Vladimir Menshov gibi Oscar ödüllü Rus yönetmenler de var. Amacımız Rus kültürünü Türk kamuoyuna tanıtmak.

Beşar Esad’a saplanıp kalmadık

Suriye konusunda iki ülkenin pozisyonları arasında çok derin farklılıklar var.

  • Aslında Suriye konusunda Rusya ve Türkiye’nin pozisyonları arasında ortak noktalar da çok fazla. Moskova da Ankara da Şam’la avantajlı ve verimli ilişkileri olsun istiyor. Ve şüphesiz her iki ülke de kardeşin kardeşi öldürdüğü bu korkunç savaşın ve akan kanın durmasını istiyor. Bunlar boş sözler değil. Rusya ve Türkiye, Suriye de dahil birçok önemli dış politika konusunda çok yoğun bir şekilde siyasi istişare yürütüyor. Ancak Rusya, başından beri Suriye lideri Beşar Esad’a destek veriyor...

  • Suriye’de bir figür olarak Beşar Esad’a saplanıp kalmış değiliz. Geçiş döneminde kimin hangi görevde ne yapacağı bizim meselemiz değil. Bu Suriye halkının meselesi. Biz Suriye’de rejimi desteklemiyoruz, uluslararası hukuku ve Suriye halkının çıkarlarını destekliyoruz. Ancak tabi ki ülkenin, akan kanın tsunamiye dönüştüğü bir anarşi ve suç ortamına sürüklenmesini izlemek istemiyoruz. Suriye’deki krizin askeri bir çözümü yok. Ne mevcut rejim ne de muhalefet güçleri savaş alanında çok büyük bir zafer elde edebilecek kapasiteye sahip. Suriye kördüğüm olmuş durumda. Ancak tabii ki en fazla Suriye halkı acı çekiyor. İnsanlar artık savaştan yoruldu, bedeli ne olursa olsun bu savaşın bitmesini istiyorlar.