Rus Bakan: Ekonomide kısmi durgunluk var
Rusya Ekonomi Bakanı Aleksey Ulyukayev, ekonomide kısmen durgunluk yaşandığını, buna yüksek seviyedeki sosyal harcamalar ve yapısal problemlerin neden olduğunu söyledi.
Haziran ayında göreve başlamasının ardından ilk kez Kommersant’a özel açıklamada bulunan Ulyukayev, “Rusya ekonomisinin mevcut durumunu stagnasyon olarak tanımlamak doğru. Burada yapısal, kurumsal ve makroekonomik faktörler etkili. Yüksek seviyedeki sosyal harcamalar da sorunu tetikliyor.” dedi.
Rusya ekonomisi 2013’ün ikinci çeyreğinde sadece yüzde 1,2’lik bir büyüme gerçekleştirebildi. Rusya Federal İstatistik Servisi’nin verilerine göre bu rakam 2009’dan bu yana en düşük rakam. Uzun dönemli bir daralma sürecine girildiği yönündeki iddiaları yalanlayan Ulyukayev, “Resesyon yok. Olmayacak da…” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın orta ölçekli geliri olan bir ülke olduğunu, ancak orta ölçekli ülkelere nazaran çok daha yüksek seviyede sosyal yükümlülüklerin üstlenildiğini kaydeden Rus Bakan, faiz oranlarının düşürülmemesini de eleştirdi.
Cuma günü gerçekleşen toplantıda da Rusya Merkez Bankası faizlerin düşürülmesi yönünde karar vermedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yatırımların artırılarak ekonomik büyümenin teşvik edilmesini talep etmişti.
Rusya ekonomisi geçen yıl yüzde 3,4 büyüme gerçekleştirdi. 2011’de büyüme rakamı yüzde 4,3 seviyesini bulmuştu. Rusya Ekonomi Bakanlığı 2013 için büyüme rakamlarını revize ederek yüzde 3,7’den yüzde 2,4’e indirdi.
Sberbank uzmanları yayınladıkları raporda 2013 ve 2014 için zayıf kurumsal yapı ve gizemli ekonomi politikaları nedeni ile daha az iyimser olduklarını belirtti.
Ulyukayev’e göre, emeklilik sistemi, ücretler ve büyüme rakamları arasında uyumsuzluk, gümrükler ve finans kurumları arasında rekabet eksikliği Rusya ekonomisinin en önemli sorunları arasında yer alıyor. Tüketici taleplerinin yüksek olması ve pozitif ihracat rakamlarının uzun vadeli Rusya’nın büyüme rakamlarını olumlu etkilemesinin mümkün olmadığına değinen Rus Bakan, “Ortalama büyüme yüzde 3. Bu da küresel büyüme rakamına denk. Yatırım ortamında önemli değişiklikler yapmadan dünyanın diğerlerinden daha fazla büyümemiz mümkün değil.” uyarısında bulundu.