Yeni Şafak Temsilcisi: Sultanahmet bombacısının telefon trafiğinden Rusya'nın parmak izleri çıkmaya başladı
Yeni Şafak yazarı ve Ankara temsilcisi Abdülkadir Selvi, Sultanahmet’te 10 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan canlı bomba saldırısının eylemcisinin telefon görüşmelerinde Rusya’nın izi bulunduğunu ileri sürdü. Selvi, “Uçağın düşürülmesinden sonra Rusya, bulduğu her fırsatta canımızı acıtmaya başladı. IŞİD'le, Suriye muhaberatı arasındaki kirli ilişkiler ile canlı bombanın telefon trafiğinden Rusya'nın parmak izleri ortaya çıkmaya başladı” ifadelerini kullandı.
Selvi, ABD Başkanı Barack Obama ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasında geçen telefon görüşmesinde Rusya’nın Suriye’deki operasyonların da gündemde olduğunu söylerken, Obama’nın “Joe Biden'ı gönderiyorum. Biden'ın ziyaretinde bu konuları etraflı bir şekilde görüşürsünüz” dediğini ileri sürdü.
Selvi’nin "Erdoğan ile Obama ne görüştüler" başlığıyla Yeni Şafak'ta yayımlanan (21 Ocak 2016) yazısı şöyle:
Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın ülkemizi ziyareti öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Obama önemli bir görüşme yaptılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan -Obama arasındaki görüşmede önemli diyaloglar yaşanıyor.
Obama, sözlerine DEAŞ'ın Sultanahmet saldırısı ile PKK'nın Çınar'da yaptığı saldırıyı kınayarak başlıyor.
“PKK terörü ve DEAŞ'a karşı işbirliğimiz sürecek” diyor.
Sonra sözü İstanbul'a getiriyor.
“İstanbul dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Ona yapılan saldırı hepimize karşı yapılmış sayılır” diyor.
Obama Başkan seçildikten sonra ilk yurtdışı ziyaretini Mısır ve Türkiye'ye yapmış, İstanbul'daki açıklamasını Boğazı ve Ortaköy Camii'ni arkasına alarak yapmıştı.
Obama-Erdoğan görüşmesinde Rusya'nın Suriye'deki operasyonları da gündeme geliyor. Bu konuda Türkiye'nin ciddi rahatsızlıkları var. Rusya'nın saldırılarının DEAŞ'ı değil, Türkmenleri ve ılımlı muhalefeti hedef aldığı noktasının üzerinde duruluyor. Obama, ”Joe Biden'ı gönderiyorum. Biden'ın ziyaretinde bu konuları etraflı bir şekilde görüşürsünüz” diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan PYD'yi gündeme getiriyor. PYD'nin PKK'dan farklı olmadığının altını bir kez daha çiziyor. Tabii ABD'nin bu konudaki yaklaşımı farklı.
Görüşmenin sonunda Başkan Obama, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a , ABD'de yapılacak olan Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde bu konuları daha teferruatlı olarak görüşeceklerini söylüyor. 4. Nükleer Güvenlik Zirvesi 31 Mart-1 Nisan tarihleri arasında Washington'da yapılacak. Obama'nın sözlerinden de anlaşıldığı üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Obama nükleer zirve vesilesiyle Washington'da bir araya gelecek ve kapsamlı bir görüşme yapacaklar.
Eğer Başkan Obama'nın programı müsait olursa, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Obama Marylan'da yapımı tamamlanan ABD İslam Kültür Merkezi'nin açılışını yapacaklar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Obama müsait olursa o vesileyle Maryland'deki külliyemizi de beraber açabiliriz. Kendisine daha önce teklifimizi yaptım. Gelebilirse beraber açarız. Gelmezse biz o seyahat vesilesi ile gidip külliyemizi açacağız ”demişti. Yapımı Türkiye tarafından gerçekleştirilen İslam Kültür Merkezi'nin içinde Mimar Sinan tarzını yansıtan 700 kişilik cami var. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Obama'nın birlikte cami açılışı yapmalarının vereceği mesaj önemli olacak.
Bu arada ABD Başkan Yardımcısı Biden'ın, Erdoğan-Obama görüşmesinden sonra gelmesi iki ülke ilişkileri açısından önemli. ABD ile Türkiye arasında Suriye ve Irak'tan kaynaklanan görüş ayrılıkları var. Ama bölgede iki ülkenin işbirliğine ihtiyaç var.
O nedenle bu konuların Başkan ve Başkan yardımcısı düzeyinde ele alınması önemli.
Başkan Obama ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın değindiği noktalar, Joe Biden ile müzakere edilecek. Ayrıca Ocak ayının başında Genelkurmay Başkanı Dunford, Ankara'daydı. Dunford'la müzakere edilen konular var.
Örneğin, Eğit-Donat” gibi.
Daha önce başarılı olmayan, ”Eğit-Donat” yeni bir formatla gündemde. “Eğit-Donat”ın askeri boyutu üzerinde çalışıldı ama siyasi karar, Joe Biden'a bırakıldı.
Ayrıca Genelkurmay Başkanı Dunford'a, PYD konusundaki kırmızı çizgilerimiz hatırlatılmış, Suriye Demokratik Güçleri'nin belkemiğini PYD'nin oluşturduğu anlatılmış ve Türkiye'nin sınır güvenliğinin üzerinde durulmuştu.
Aynı konular Joe Biden'la müzakere edilecek.
Suriye ve Irak'ta çok ilginç ilişkiler yumağı ortaya çıktı.
ABD ile Rusya arasındaki ilişkiler.
Rusya ile PYD arasındaki ilişkiler.
Rusya ile IŞİD arasındaki işbirliği
Bu olay artık Suriye olayı olmaktan çıktı, Türkiye'nin ulusal bütünlük ve iç güvenlik meselesine dönüştü.
ABD ve Rusya ile Suriye'de işbirliği yapan PKK-PYD, o güçle şehir savaşlarını başlattı.
Joe Biden'la görüşmede masadaki en kapsamlı dosyalardan biri ABD'nin PYD ile işbirliği olacak.
Elbette ki ikinci önemli dosya DEAŞ olacak. Rusya-Esed rejimi-DEAŞ arasındaki işbirliği Türkiye'nin iç güvenliği sorununa dönüştü. Nasıl mı?
Sultanahmet'teki canlı bomba eylemini IŞİD gerçekleştirdi. Ancak canlı bombanın ilişkiler ağı bazı soru işaretlerini gündeme getirdi. Almanya İç İstihbaratı, Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans Georg Maassen, İstanbul'daki saldırıyı terör örgütü IŞİD'in düzenlediğinin kesin olmadığını söyledi.
Canlı bomba eylemini gerçekleştiren Nabil Fadli, kopan ayağından tespit edilmişti. Esed rejimi tarafından işkence edilen Fadli'nin tırnakları söküldüğü için kopan ayağında tırnakları yoktu.
Fadli'nin IŞİD mensubu olduğu belli de Esed rejimi ile IŞİD ve Rusya arasındaki ilişkiler nedeniyle canlı bomba eyleminin arkasından başka kokular gelmeye başladı. Uçağın düşürülmesinden sonra Rusya, bulduğu her fırsatta canımızı acıtmaya başladı. IŞİD'le, Suriye muhaberatı arasındaki kirli ilişkiler ile canlı bombanın telefon trafiğinden Rusya'nın parmak izleri ortaya çıkmaya başladı. Eğer, canlı bombanın arkasındaki, ”Büyük balık” ele geçirilirse, yeni bir durum ortaya çıkacak demektir.
O nedenle Joe Biden'la görüşülecek en önemli dosyalardan birini sınır güvenliği oluşturacak. Çünkü Rus uçağının düşürülmesinden bu yana Türkiye, uçak kaldırmıyor. Cerablus'ta ciddi bir DEAŞ varlığı söz konusu. DEAŞ'la mücadele için kendisine İncirlik Üssünü açtığımız ABD'den ısrarla sınırımızın öte yakasındaki DEAŞ'a yönelik yoğun hava bombardımanı yapmasını istiyoruz. DEAŞ'a karadan yapılacak olan müdahale için güvence veriyoruz. DEAŞ'la mücadele uğruna İncirlik Üssünü açtığımız ABD, DEAŞ'a yönelik olarak bizim istediğimiz operasyon yapmıyor. Rusya faktörü nedeniyle biz de hava operasyonları yapamıyoruz. Öyle olunca DEAŞ, içeri girip Sultanahmet meydanında canlı bomba eylemi yapabiliyor. O nedenle, DEAŞ'la mücadele konusu bizim için bir iç güvenlik meselesine dönüştü.
Rusya ile IŞİD arasındaki işbirliğini gösteren unsurlardan birini de Katyuşa füzeleri oluşturuyor. IŞİD Başika Kampına ve Kilis'te okula Katyuşa füzeleri ile saldırdı.
IŞİD, Rus yapımı füzeleri Suriye ordusuna ait silah deposundan ele geçirdiğini söylüyor. Ama kazın ayağı öyle değil. Başika'ya yeni tip füzeler attı. Hem ayrıca attıkça bitmez mi bu füzeler? Bitmiyor, Çünkü Rusya'dan temin etmeye devam ediyorlar.
Bölgedeki gelişmeler açısından Joe Biden'ın ziyaret önemli. Ama iki liderin yaptıkları telefon görüşmesinden sonra Erdoğan ile Obama'nın 31 Mart-1 Nisan tarihleri arasında ABD'de yapacakları görüşme daha önem kazandı.