“Rusya ile sürekli anlaşma imzalıyoruz” - YORUM
Dünya Gazetesi yazarı Tevfik Güngör, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya’ya ziyaretinde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Güngör, ziyaretlerde imzalanan protokollerin ‘anlaşma’ olarak lanse edilmesi ve ziyaretlerin ‘tarihi’ olarak değerlendirilmesi üzerinde durdu.
Güngör’ün yazısı şu şekilde:
Geçen hafta sonu Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Başkan Putin ile görüşmek için, beraberindeki 8 bakanla yaptığı Moskova ziyaretinde 8 Anlaşma (protokol) imzalandı.
DÜNYA gazetesinde, bu köşede 14.05.2010 tarihinde yayımlanan yazımın başlığı “Rusya ile devamlı anlaşma (daha doğrusu protokol) imzalıyoruz” idi.
Yazının bir bölümünü aynen aktaracağım;
“7 Ağustos 2009da Putin bir gün için Ankara’ya geldi. Türkiye ile Rusya arasında 20 anlaşma imzalandı.
Önceki gün Medvedev Ankara’ya geldi Türkiye ile Rusya arasında 17 anlaşma imzalandı. Putin ile imzalanan anlaşmalar medyaya “Tarihi anlaşmalar” diye yansımıştı. Medvedev anlaşmaları da medyada aynı şekilde “Tarihi anlaşmalar” olarak yer aldı.
Genelde Türk kamuoyu yakın geçmişi bile unutuyor…
Dokuz ay önce bakınız Putin haberleri kamu oyuna nasıl yansımıştı:
“Türkiye’yi 2004 yılında, 500 yıllık diplomatik ilişki tarihinde resmen ziyaret eden ilk Rus lideri olan Putin, son 5 yıl içinde Başbakan Erdoğan ile yaptığı 9’uncu görüşmede, ikili işbirliği, bölgesel ve uluslararası konuları ayrıntılarıyla ele aldı. Görüşmelerde Berlusconi de yer aldı. İmzalanan protokollerden biri Rusya’nın Nabucco projesine alternatif olarak ortaya koyduğu Güney Akım Doğalgaz Boru Hattı projesiyle ilgili.
Rusya siyasi çekişme yaşadığı Ukrayna’yı by-pass etmek için, boru hattını Türkiye karasularından geçirmek istiyor. Bu amaçla Karadeniz’de fizibilite araştırması yapmak üzere bir protokol imzalandı. Güney Akım projesini, Rusya, İtalya’nın Eni şirketiyle birlikte yürütüyor. Bu nedenle protokolde İtalya Başbakanı Berlusconi’nin de imzası yer alıyor.
Enerji alanındaki ikinci protokol Çalık Grubu’na ait Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı’na Rusya’nın petrol vermesine ilişkin. Şu ana kadar Rusya petrol vermediği için proje hayata geçemiyordu. Bu boru hattı, boğazlardaki tankerlerle petrol geçiş trafiğini hafifl eteceği için önemli. Bu projede de İtalyan Eni şirketi yer alıyor.
Önceki gün Medvedev’in imzaladığı 17 anlaşma (anlaşma mı protokol mü belli değil) medyada “Tarihi anlaşma- Sözde değil, Gerçek ortaklık” olarak yer aldı.
Boyuna “Tarihi Anlaşma” imzalanıyor… İyi de … anlaşmalar ne işe yarıyor?
Putin’in Ankara’ya yaptığı bir günlük ziyaret, “Tarihi buluşma/Tarihi anlaşma” olarak adlandırıldı. İki ülke arasında 12, iki ülkenin şirketleri arasında 8 protokol imzalandı… Anlaşma değil, protokol, niyet mektubu imzalandı.
Çünkü anlaşma ciddi bir bağlantı gerektirir. Tarafları belli yükler altına sokar.
Medyaya yansıdığı kadarı ile Putin’in ziyaretinde gündeme gelen konular üzerinde taraflar iyi niyetlerini belirtti.
Bütün bunlar Rus liderlerinin ziyaretinin küçümsenmesini gerektirmez. Rus liderlerinin ziyaretleri önemlidir.
Yanlış olan kamuoyuna abartılı bilgilerin aktarılmasıdır. Olayları gerçek boyutları içinde değerlendirmeliyiz.”
DÜNYA’da 7 yıl önce yayınlanan yazıda bunlar anlatılıyordu.
Geldik 2017 yılına. Rusya ile ticari ilişkilerimizde tıkanma var. İhracatımıza, Türklerin Rusya’daki faaliyetlerine engeller getirildi. Ruslar Türkiye’ye gelmiyor.
Yaş meyve ve sebze ihracatı geliri son 3 yılda 940 milyon dolardan 330 milyon dolara geriledi.
Tüm ihracat gelirindeki gerileme daha büyük. Toplam İhracatımız 5.9 milyar dolardan, 1.7 milyar dolara düştü. İhracat geliri yanında turizm gelirimiz dikkatlerden kaçıyor. Üç yıl önce Türkiye’ye 4.4 milyon Rus turist gelirken geçen yıl 866 bin Rus turist geldi.
Rus turistlerin turizm gelirine katkısı (yaklaşık olarak) 2.9 milyar dolardan 550 bin dolara geriledi.
Türklerin Rusya’daki ekonomik faaliyetlerine kısıtlamalar getirildi. Büyük Türk sermaye gruplarının Rusya’da 8 milyar dolarlık doğrudan yatırımı var.
5 milyon doların üstünde yatırımı olan Türk şirketlerinin sayısı 500’ün üstünde Rusya’da 3 bin dolayında Türk şirketi faaliyet gösteriyor. Sovyet Rusya’nın yıkılmasından bu yana geçen sürede Türk müteahhitleri ülkede 37 milyar dolara yaklaşan projeyi tamamlayıp, teslim ettiler
Kısa dönemde çözümü bekleyen sorunlarımız bunlar.
Uzun süredir yaş meyve ve sebze ticaretindeki yasakların kaldırılması bekleniyor.
Rusya Başbakanı Medvedev’in imzaladığı kararnameye göre, Türkiye’den taze veya dondurulmuş soğan karnabahar, brokoli ve karanfil çiçeğinin ithalatına izin verildi. En büyük ihraç kalemi olan domates ve yaş üzümde ise yasak devam ediyor. Rusya’ya toplam ihracatımız 2013 yılında 6.9 milyar dolar, 2014 yılında 5.9 milyar dolar, 2015 yılında 3.5 milyar dolar, 2016 yılında 1.7 milyar dolar oldu.
2016 yılında Rusya’ya toplam 1.7 milyar dolarlık ihracatın 331 milyon dolarlık kısmı yaş meyve ve sebze ihracat geliri.
Toplam yaş meyve ve sebze ihracatının (normal yıllarda) yüzde 40’a yakınını Rusya’ya yapıyorduk. Onun için Rusya pazarı önemli. Rusya’ya yaş meyve ve sebze ihracat geliri 2014 yılında 940 milyon dolar, 2015 yılında 875 milyon dolar iken, 2016 yılında yüzde 62 azalarak 331 milyar dolara geriledi.
Toplam ihracat geliri içinde yaş meyve ve sebze ihracat gelirinde bir yılda 550 milyon dolar azalma önemli değildir ama, ihracata yönelmiş yaş meyve ve sebze sektöründe yıllık ihracatın yüzde 62 azalması, ihracat gelirinin 550 milyon dolar azalması, önemli ölçüde sorun yaratıyor.
Haberrus