"Fırat Kalkanı operasyonunu Rusya ve ABD bitirdi"

Birgün gazetesi yazarı İbrahim Varlı, bugünkü köşe yazısında ABD, Rusya ve Türkiye üçgeninde Suriye'deki Fırat Kalkanı Operasyonu'nu değerlendirdi. Varlı, Suriye'deki harekâtı bitirenin Türkiye değil, Rusya ve ABD’nin Suriye’deki hamleleri olduğunu söyledi.

İbrahim Varlı'nın "Kalkanı, Ankara değil Rusya ve ABD bitirdi" başlıklı köşe yazısı:

Düne kadar “Menbiç'e yürürüz” açıklamaları yapan Ankara'nın, Fırat Kalkanı macerasını sonlandırması, yaşadığı sıkışmışlığın sonucu. Cerablus-Azez-Bab üçgenine hapsolan Ankara, “başarı” olarak pazarlasa da harekâtı Türkiye değil, Moskova ve Washington’ın hamleleri bitirdi

Hükümet ve Saray’ın “Sırada Menbiç var” açıklamalarından günler sonra Fırat Kalkanı Harekâtı’na “başarıyla sonuçlandı” denilerek son verildi. Başbakan Yıldırım "Fırat Kalkanı Harekâtı bitmiştir, bundan sonra ihtiyaç olması halinde artık yapılabilecek bir harekât artık başka bir isimle anılacak" dedi. MGK bildirisinde de “başarı”ya vurgu yapıldı.

İktidarın iddia ettiği gibi Fırat Kalkanı’ndan bir başarı hikâyesi yazılabilir mi? 7 ay önce başlayan, 216 gün süren 71 askerin yaşamını yitirdiği 300’e yakın askerin yaralandığı, TSK ile birlikte savaşan 600’den fazla ÖSO’cunun öldüğü operasyonda sağlanan ''başarı”nın ne olduğu merak konusu.

Harekâtın üç amacı vardı: 1)IŞİD’i sınırdan uzaklaştırmak, 2) YPG’nin kantonları birleştirmesini önlemek, 3) Suriye içlerinde tampon bölge oluşturmak.

Bu hedeflerden sadece birine kısmen ulaşılabildi, o da ÖSO üzerinden Kuzey Suriye'de fiili bir durum oluşturmak. Ne Kürt kantonlarının birleşmesinin önüne geçilebildi ne IŞİD tehlikesini bertaraf edildi, ne de tampon bölge ilan edildi.

Buna karşılık Türkiye’nin karşı olduğu, Suriye’ye girme vesilesi olan aktörler tüm varlıklarıyla bölgede yer alıyorlar. PYD ve Suriye Devleti gücünü arttırırken, IŞİD sınırdan uzaklaştırılsa da El Bab önlerinde ve bölgede varlığını koruyor. Halk Savunma Birlikleri (YPG) hem ABD hem de Rusya ile ilişkilerini daha da güçlendirdi, önemli bir müttefik olmayı başardı. Bunların yanında Rusya ve ABD de YPG’yi kendilerine müttefik yaparak bölgeye iyice yerleşti.

Rusya ve ABD üç koldan kuşattı

Siyasi iktidar, hezimete dönüşen Fırat Kalkanı'nı başarı olarak pazarlamak istese de harekât hem askeri hem de siyasi olarak fiyaskoyla sonuçlandı. İstenilen hedeflere ulaşıldığı iddia edilen harekâta son verilse de esasında Fırat Kalkanı çok önceden sona ermişti. Cerablus-Azez-El Bab arasındaki “tampon bölge”ye sıkışan Türkiye gidebileceği “doğal sınırlar”ına ulaştı. Harekâtı bitiren de bu üçgende adım atamaz noktaya gelen Türkiye değil, Rusya ve ABD’nin Suriye’deki hamleleri oldu.

Fırat Kalkanı, 24 Ağustos’ta Moskova ve Washington’un icazetiyle başladı, tam da bu güçlerin belirlediği istikamette ilerledi. Türkiye’nin Fırat’ın batısından Azez’e Cerablus’tan El Bab’a uzanan “cep”te yer alması öngörülmüştü. Türkiye ne zaman ki kendisine çizilen sınırların dışına çıkmak istedi, ABD-Rusya blokajına takıldı. Rusya ve ABD tarafından “tampon bölge”de kıskaca alınan Türkiye, kendisine biçilen alanın dışına çıkamaz oldu.

Sahadaki iki küresel aktör ABD ve Rusya, Türkiye’nin Menbiç ve Kürt kantonlarına müdahalesini engellemek için adeta bir set çektiler. Rusya hem batıdaki Afrin’de hem de doğudaki Menbiç’te YPG ile TSK arasında tampon bölge inşa etti. YPG de Ankara’nın tehditleri üzerine Menbiç’in batısındaki köyleri Rusya destekli Suriye Ordusu’na devretti, Afrin’de Rus üssü kurulmasını kabul etti. Aynı şekilde ABD de Menbiç’in kuzey doğusunda Sacur Nehri’nin güney kıyısında YPG ile TSK arasına konuşlandı.

Yazının tamamına erişmek için buraya tıklayın

Haberrus