Putin Çin gazetesine yazdı: Barışçıl çözüme açığız
HABERRUS - Şi Jinping’in Çin Halk Cumhuriyeti’nde 3’üncü kez başkan seçilmesi ve Moskova’ya yapacağı ilk yurt dışı ziyareti öncesi Putin, Çin komünist Partisi’nin resmi yayın organı olan Halkın Günlüğü gazetesi için bir makale kaleme aldı.
Putin, makalede Rusya’nın Ukrayna krizinin siyasi ve diplomatik yoldan çözümüne açık olduğunu ifade etti.
‘Rusya ve Çin geleceğe bakan bir ortaklıktır’ adlı makalede, Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ile yaklaşan görüşme ile ilgili olarak Rusya'nın yüksek beklentilerinin olduğuna dikkat çeken Putin, “Görüşmenin ikili işbirliğinin tüm kollarına yeni ve güçlü bir ivme kazandıracağından hiç şüphemiz yok. Ayrıca aramızda bu kadar sıcak ilişkilerin olduğu eski, iyi bir dostu görmek benim için de harika bir fırsat” diye yazdı.
RİA Novosti’nin haberine göre Rusya-Çin ilişkilerinin bölgesel ve küresel istikrarın temel taşı, büyük devletler arasındaki işbirliğinin bir örneği olduğunu kaydeden Putin, ‘dünyada çok şeyin değiştiğini ancak değişmeyen şeyin güçlü Rusya-Çin dostluğu olduğuna’ dikkat çekti.
Rus lider, Rusya’nın Çin'in Ukrayna'daki krizin çözümünde yapıcı bir rol oynamaya hazır oluşunu memnuniyetle karşıladığını vurgulayarak, Moskova’nın Ukrayna'daki olaylarla ilgili ortaya koyduğu dengeli tutumu, olayların arka planını ve gerçek nedenlerini anladığı için Çin’e minnettar olduğunu ifade etti.
Küresel nükleer güvenliği konusuna da değinen Putin, “Küresel nükleer güvenliği baltalayabilecek sorumsuz ve düpedüz tehlikeli eylemlerden derin endişe duyuyoruz” vurgusunu yaptı.
Rusya’nın, kaldırılması gereken tek taraflı gayrimeşru yaptırımları kabul etmediğine vurgu yapılan yazıda, NATO’nun Asya-Pasifik bölgesine nüfuz etmeyi amaçlayarak faaliyetlerine küresel bir erişim oluşturmaya çalıştığı, bazı güçlerin ısrarla ortak Avrasya alanını, ülkelerin gelişimini engellemeyi ve onların çıkarlarını ihlal etmeyi amaçlayan ‘özel kulüpler’ ağına ve askeri bloklara bölmeye çalıştığına ancak bunu kimsenin başaramayacağına dikkat çekiliyor.
Putin makalede, Ukrayna ile ilgili barış sürecinin geleceği, oluşan jeopolitik gerçekler dikkate alınarak, yalnızca ciddi bir diyaloga hazır olunmasına bağlı olduğu, ne yazık ki, Rusya'ya yöneltilen ültimatom tarzında taleplerin yalnızca bu gerçeklerden kopukluğu ve mevcut durumdan çıkış yolu bulma yönündeki ilgisizliği gösterdiği vurgulanıyor.
‘Batı tarafından Ukrayna'da kışkırtılan ve özenle körüklenen krizin, uluslararası arenada hakimiyetini ve tek kutuplu bir dünya düzenini sürdürme niyetlerinin bugünün en çarpıcı olanı, ancak tek tezahürü değil. ABD'nin Rusya ve Çin'e yönelik çifte caydırıcılık, ayrıca Amerikan diktasına boyun eğmeyenlere yönelik caydırıcılık için izlediği rota giderek daha şiddetli ve baskın hale geliyor. Uluslararası güvenlik ve işbirliği mimarisi parçalanıyor. Rusya ‘doğrudan bir tehdit’, Çin ise ‘stratejik bir rakip’ ilan edildi’ diyen Putin, Rusya-Çin ilişkilerinin tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını, güçlenmeye devam ettiği belirtiliyor.