Putin, Esed'in avukatı değilim dedi; yeni fikirler konuşuldu
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda üçüncü Üst Düzey İşbirliği Konseyi toplantısı çerçevesinde yapılan görüşmelerin ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte ortak bir basın toplantısı düzenledi. Ticaret, ekonomi, finans, kültürel ve yatırım alanlarında 11 anlaşma imzalayan iki ülke bölgesel ve uluslar arası sorunları ele aldı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Putin'in Dış Politika Danışmanı Yuri Uşakov'un da hazır bulunduğu görüşme, basına kapalı 2,5 saat sürdü.
Başbakan Erdoğan, Türkiye-Rusya 3. Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) Toplantısı'nda Suriye başta olmak üzere özellikle Orta Doğu'nun durumunu da değerlendirme fırsatı bulduklarını belirterek, ''Dış politika prensibimizin dostumuz Rusya'nın tutumuyla ilkesel temelde örtüştüğünü görmek elbette ki memnuniyet vericidir. En büyük temennimiz; Suriye'de sürmekte olan çatışmaların ve akan kanın bir an önce durmasıdır'' dedi.
Başbakan Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde düzenlenen Türkiye-Rusya 3. ÜDİK Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye-Rusya 3. ÜDİK Toplantısı'nda Suriye başta olmak üzere özellikle Orta Doğu'nun durumunu da değerlendirme fırsatı bulduklarını belirterek, şöyle konuştu:
''Bu arada Filistin'in BM'de gözlemci üye statüsü ile tanınması noktasında Rusya Federasyonu'nun verdiği katkıya da özellikle teşekkür ettiğimi tekrar ifade etmek isterim. Bunun yanında yine Filistin sorunuyla alakalı olarak, quartetla da yine Rusya'nın ortaya koyduğu olumu yaklaşımı özellikle takdir ettiğimizi buradan ifade etmeyi de kendim için önemsiyorum ve bunu da burada ifade etmekte fayda görüyorum. Dış politika prensibimizin dostumuz Rusya'nın tutumuyla ilkesel temelde örtüştüğünü görmek elbette ki memnuniyet vericidir. En büyük temennimiz; Suriye'de sürmekte olan çatışmaların ve akan kanın bir an önce durmasıdır. Bu konuyla ilgili tekrar dışişleri bakanlarımıza daha yoğun bir şekilde çalışma suretiyle burada netice almaya yönelik adımları atmaktır.
Suriye halkının özgür iradesinin hakim kılınması, komşumuz Suriye'de barış ve istikrarın yeniden tesis edilmesi hem ülkemiz hem bölge hem de uluslararası toplum için hayati bir öneme sahiptir. Yaptığımız görüşmede bütün bunların Rus dostlarımızla ortak temennimiz olduğunu bir kez daha teyit etmiş olduk. Esasen aramızdaki bu samimi diyalog, Türkiye-Rusya ilişkilerinin son dönemine damgasını vuran stratejik perspektifin doğal bir neticesidir. Bu perspektifin önemli bir boyutu, bölgesel sahiplenme anlayışımızdır. Karadeniz havzasındaki çok boyutlu işbirliğimiz bu yönde en güzel örneği teşkil etmektedir. Bu stratejik vizyonun bölgesel huzur, refah ve istikrara katkı sağladığını düşünüyoruz ve Rusya ile ilişkilerimizi bu boyutuyla da önemsiyoruz.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Rusya arasındaki Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) Toplantısı'nın ilkini 2010 yılında gerçekleştirdiklerini belirterek, ''Toplantılar hiç kuşkusuz ilişkilerimizin daha da güçlenmesinin, çok boyutlu bir ortaklığın niteliğini kazanmasının, temel nişanelerinden birisidir'' dedi.
Başbakan Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde düzenlenen Türkiye-Rusya 3. ÜDİK Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısı öncesinde Erdoğan ve Putin'in huzurunda, iki ülkenin bakanlıkları ve şirketleri arasında işbirliği anlaşmaları imzalandı.
Başbakan Erdoğan, daha sonra başlayan basın toplantısında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve mesai arkadaşlarını İstanbul'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bugünkü görüşmelerle, ilkini 2010 yılında gerçekleştirdikleri, Türkiye ile Rusya arasındaki ÜDİK'in üçüncüsünü tamamladıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Bu toplantılar hiç kuşkusuz ilişkilerimizin daha da güçlenmesinin, çok boyutlu bir ortaklığın niteliğini kazanmasının, temel nişanelerinden birisidir'' dedi.
''Rusya, Türkiye'nin ikinci en büyük ticari ortağı konumundadır''
Konseyin bugünkü toplantısında, enerji alanında birlikte yürüttükleri projelerden, kültürel alandaki ilişkilerin geliştirilmesine kadar pek çok konunun ele alındığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ülkelerimiz arasındaki iş birliğinin itici gücünü teşkil eden ekonomi ve ticari ilişkilerimiz, hızlı bir gelişim içindedir. Bu gelişmelerden büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Göreve geldiğimizden bu yana aramızdaki ticari ilişkilerin 7 kat arttığını görüyoruz. Rusya Federasyonu bugün Türkiye'nin ikinci en büyük ticari ortağı konumundadır. Rusya Federasyonu ile 2011 yılında 30 milyar dolar seviyesinde olan ikili ticaret hacmimiz 2012 yılı Ocak-Eylül döneminde 24.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu yılın sonu itibariyle 35 milyar doları bulmasını bekliyoruz. Buna paralel olarak karşılıklı yatırımlarda da önemli bir ivme yakalandı. Son olarak bildiğiniz gibi Sberbank, 3.6 milyar dolar karşılığında Denizbank'ı satın almak suretiyle ülkemizin bankacılık sektörüne girmiş bulunuyor. Rus yatırımcıların ülkemiz ekonomisine duyduğu güvenin bu çok ama çok açık bir göstergesidir. Bizim girişimcilerimiz de Rusya'da bugüne kadar, 10 milyar doları aşan yatırım gerçekleştirdiler. Yatırımcılarımızın önümüzdeki dönemde bu miktarı daha üst seviyeye çıkartacaklarına eminim.''
Rusya'da faaliyet gösteren Türk inşaat şirketlerine de değinen Erdoğan, ''İnşaat şirketlerimiz bugüne dek, hayata geçirdikleri 40 milyar dolar tutarındaki bin 400 civarında projeyle Rusya piyasasının tam güvenini kazanmış durumdalar. İnşaat şirketlerimizin önümüzdeki dönemde 2014 Soçi Kış Olimpiyatları ve 2018 Dünya Futbol Şampiyonası'nın altyapı projeleri dahil, her iki ülke için de iftihar vesilesi olacak ilave projelere imza atmayı sürdürmelerini temenni ediyorum'' ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Rusya Federasyonu nükleer enerji kuruluşu Rastom'un Akkuyu'da yapılacak Nükleer Güç Santrali için Türkiye'ye ilk sermaye girişiminin 700 milyon dolarla başladığını, Rastom'un 800 milyon dolar daha sermaye aktarımı kararını memnuniyetle karşıladıklarını da belirterek, ''1,5 milyar dolara ulaşan bu sermaye aktarımı 2,4 milyar dolara yükseltilecek. Bu güçlü sermaye yapısı projemizin gayet iyi ilerlediğinin önemli bir göstergesidir. Toplam yatırım büyüklüğü yaklaşık 20 milyar dolar olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali ülkemizde bir kalemde yapılmış en büyük yatırım olacak. İlişkilerimizin ulaştığı mertebeyi yansıtan en önemli proje hüviyetindeki Akkuyu Nükleer Santrali'yle ilgili çalışmaları sorunsuz şekilde devam ettiriyoruz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Rusya ilişkilerinin bugünkü çabalar neticesinde çok daha aydınlık bir geleceğe kavuşacağını belirterek, ''Nitekim hedefimiz; 100 milyar dolar seviyesine ekonomik ve ticari ilişkilerimizle ulaşabilmektir'' dedi.
Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde Türkiye-Rusya 3. Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) toplantısının ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Rusya-Türkiye 11 ayrı anlaşma imzaladı
Basın toplantısı öncesinde ekonomik, ticari, bilimsel ve teknik işbirliğiyle 2012-2015 yılları arasındaki gelişim perspektifini ortaya koyan orta vadeli programı imzaladıklarını belirten Erdoğan, bu kapsamda 11 anlaşma imzalandığını ifade etti.
Hem bu orta vadeli programı hem de Eximbank ve Başbakanlık Yatırım Destek Ajansı'nın, Rus Siberbank ile imzaladığı mutabakat muhtıralarını ekonomik alandaki işbirliği iradesinin memnuniyet verici yansımaları olarak gördüğünü dile getiren Başbakan Erdoğan, bu alanların yanı sıra iki ülke arasındaki insani ve kültürel ilişkileri de etraflıca ele alma imkanı bulduklarını, bu çerçevede kültür merkezlerinin kurulmasını, aziz şehitlerin hatıralarını özellikle yad edebilmeyi sağlayacak şehitlikleri karşılıklı şekilde açmaya dair anlaşmaları da imzaladıklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, bu anlaşmaların da geçen sene vizelerin kaldırılmasıyla ivme kazanan iki ülke arasındaki beşeri temaslara yeni bir anlam kazandıracağı inancında olduğunu belirterek, turizmde Rusya Federasyonu'nun, Almanya'dan sonra ikinci sırada yer aldığını, bu yüksek potansiyelin özellikle halkların kaynaşması noktasında çok büyük öneme haiz olduğunu kaydetti.
Erdoğan, iki ülke halklarının birbirini daha yakından tanımasına yönelik bu çalışmaların kültürel değişimlerle birlikte farklı bir şekilde gelişme kaydedeceğini vurguladı.
Türkiye-Rusya ilişkilerinin bugünkü çabalar neticesinde çok daha aydınlık bir geleceğe kavuşacağını inandığını belirten Erdoğan, ''Nitekim hedefimiz; 100 milyar dolar seviyesine ekonomik ve ticari ilişkilerimizle ulaşabilmektir. Bu yıl itibariyle 35 milyar doları, 10 yıl öncesine göre 7 kat arttırmak suretiyle gerçekleştirdiğimize göre inanıyorum ki önümüzdeki süreçte de 100 milyar doları yakalayacağız, hatta aşacağız'' dedi.
''Türkiye de kendi çıkarlarını tabi ki düşünecektir''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, bir gazetecinin, ''BM'nin İran'a yönelik ek yaptırımlarının gündeme gelmesinin ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın 'Rusya, bu açığı kapatmak konusunda destek verecek' şeklinde bir açıklaması olmuştu. BM'nin, İran'a yönelik ambargoları kapsamında petrol alımının azalmasından kaynaklanan petrol ihtiyacının Rusya tarafından desteklenebileceği yönünde bir beklenti vardı. Rusya bu anlamda bir destek verecek mi? Bu görüşmelerde petrol tedariki anlamında Rusya'dan herhangi bir destek konusu gündeme geldi mi?'' şeklindeki sorusuna, şu yatını verdi:
''Bildiğiniz gibi İran, Rusya'dan sonra ikinci doğalgaz ithali yaptığımız ülkedir. Bu konuyla ilgili bize yaptırımlarda 'Buna da uyacaksanız, buna da uymanız gerekir' şeklinde bazı yaklaşımlar olduğunda 'Biz buna uyamayız' dedik. Bizim için stratejik öneme haizdir. Dolayısıyla bu ihtiyacımızı buradan karşılayacağımızı, zaten ilgililere hep söyledik. Şu anda bulunduğumuz nokta yine aynıdır. Çünkü bizim için stratejik ürün olması hasebiyle biz bunu alırız ve takas noktasında da yapmamız gereken takas neyse, bu takası da yapacağımızı yine kendilerine söyledik. Bundan sonra o istikamette olursa, devam ederiz. Çünkü buna benzer şeyleri farklı ülkeler yaparken oluyor da Türkiye böyle bir adım attığı zaman niye olmasın? Her ülke kendi çıkarlarını çok rahat düşünüyor. Türkiye de kendi çıkarlarını tabii ki düşünecektir.''
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in açıklamaları
''Biz, Suriye'de rejimin avukatı değiliz, onu korumuyoruz. Bizi kaygılandıran, Suriye'nin geleceğidir'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ndeki ikili görüşmelerinin ve eşbaşkanlıklarında gerçekleştirilen Türkiye-Rusya 3. Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Putin, yaptıkları görüşmelerde Gazze, Suriye sorunu ve Orta Doğu'daki durumun ele alındığını dile getirerek, Başbakan Erdoğan ve ekibine, bu konudaki yapıcı ve iyi sonuç getirecek gelişmeleri için teşekkür etti.
Toplantılarda Suriye'deki insani durumun ele alınıp alınmadığı ve Türkiye'nin pozisyonuna ilişkin bir soru üzerine Putin, şunları söyledi:
''Biz, bu sorunu hem insani açıdan hem diğer açılardan görüştük. Suriye'deki olaylar, Suriye'deki olup bitenlerle ilgili pozisyonlarımız birbirine benziyor. Suriye'nin geleceğiyle ilgili pozisyonlarımız aynı ama 'Suriye'nin geleceği hangi metotlarla oluşturulabilir?' bu konuda farklılıklarımız söz konusu.
Sayın Başbakan'la gerçekleştirdiğimiz görüşmeler sırasında yeni fikirler üretildi, söylendi. Biz bu fikirler üzerinde çalışacağız. Tabii ki bir ülkenin topraklarına ateş açılıyorsa bu olayları görmemek çok zordur. Türkiye ve Rusya, komşu ülkelerdir. Her ülkenin büyük sorumlulukları var. Bizim de sorumluluğumuz var çünkü bu olaylar, Rusya milli sınırlarına da çok yakın meydana geliyor. Türk dostlarımızda gerekli danışmalarda bulunacağız bu konuda.''
''Suriye'nin nükleer silahı yok''
Rusya Devlet Başkanı Putin, bir başka soru üzerine, Suriye'nin nükleer silahı olmadığını ve nükleer silah üretimine yakın bile bulunmadığını belirtti.
Patriot'un geçmiş nesil bir sistem olduğunu kaydeden Putin, Türkiye'nin sınırda meydana gelen olaylarla ilgili kaygılarını anladıklarını ve bunları paylaştıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
''Bu durumda sınırda durumun kışkırtılması için ek durumun oluşturulması yanlıştır. Rusya'nın tutumuna gelince... Biz, Suriye'de rejimin avukatı değiliz, onu korumuyoruz. Bizi kaygılandıran, Suriye'nin geleceğidir. Yakın geçmişte yapılan hataların tekrarlanmasını istemiyoruz. Libya'daki militanları bazı rejimler destekledi ve sonuçta bu da ABD Büyükelçisi'nin ölümüyle sonuçlandı. Önce atılacak adımların sonuçları düşünülmeli. Bu konuyu ele aldık, görüştük. Yeni fikirler ortaya atıldı. Bunlar üzerinde çalışılması lazım. Bu sorunun çözümüne yönelik birlikte çalışmamızı sürdürmemiz lazım.''
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye konusunda garanti verecek durumda olmadıklarını belirterek, ''Suriye öyle bir durumda ki, komşularına herhangi bir taarruzda bulunacağını sanmıyorum. Burada bir uzman olmak da gerekmiyor, özel servis istihbaratlarına dayanmak gerekmiyor. Suriye, sınırda bir ülkeye taarruzda bulunmak durumunda değil'' dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye ile Rusya'nın ortak geçmişinde dramatik sayfalar da olduğunu ancak iki ülkenin geleceğe bakması gerektiğini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ndeki ikili görüşmelerinin ve eşbaşkanlıklarında gerçekleştirilen Türkiye-Rusya 3. Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Rusya ile Türkiye'nin komşu ülkeler olduğunu vurgulayan Putin, ''Tarihimizde ortak, bazen de dramatik sayfalar var. Önemli olan bunlara saygılı davranmamız. Bugün Türkiye'deki Rus şehitlikleri ile Rusya'daki Türk şehitliklerine ilişkin anlaşma imzalanmıştır. Bu belgenin büyük insani ve ahlaki önemi var. Atalarımızın hatıratının ölümsüzleştirilmesi amacıyla laik şehitliklerin kurulmasını başlatacak. Bizim tarihimizde her şey var ama biz geleceğe bakmalıyız'' diye konuştu.
''ÜDİK etkin bir mekanizma''
Putin, ÜDİK kapsamında gerçekleşen görüşmelerin, güvenilir ve açık atmosferi ile ticari ilişkilerin hacminin, sadece bir partner ülkeye değil, dost bir ülkeye geldiklerini gösterdiğini ifade ederek, büyük hazırlık çalışmaları yürüten uzman gruplarının gündemini zenginleştirdiği 3. ÜDİK Toplantısı'nın etkin bir mekanizma olarak kendini gösterdiğini vurguladı.
Türkiye ile Rusya'nın ticaret hacminin dinamizmine dikkati çeken Putin, ''Rusya, Türkiye'nin en önemli ticari ortaklarındandır. İkinci sırada yer alıyor. Geçen yıl dünya ticareti azaldı, buna karşılık Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret yüzde 20 arttı, Ocak-Eylül döneminde de yüzde 14 artış oldu. Bu, dünya ekonomisinin zorlukları dikkate alındığında çok iyi bir eğilim, çok iyi bir gösterge'' ifadesini kullandı.
''Hedef 100 milyar dolar''
Başbakan Erdoğan'la birlikte Türkiye ile Rusya'nın ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarma hedefini koyduklarını belirten Putin, bunun tümüyle gerçekleşebilir bir hedef olduğunu umduğunu kaydetti.
Putin, 2012 ila 2015 yılları için ekonomik, bilimsel ve teknik işbirliğine ilişkin bir programın da imzaladığını hatırlatarak, bu programın sanayi işbirliğinin pekiştirilmesini, inşaat, demir-çelik ve tarım alanlarında ikili ilişkilerin güçlendirilmesini, telekomünikasyon, uzay ve uydu iletişim teknolojilerinin geliştirilmesi gibi alanlarda işbirliğini teşvik tedbirlerini öngördüğünü söyledi.
''En önemli alan enerji''
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, en önemli konunun enerji alanındaki işbirliği olduğunu ifade ederek, ''İşbirliğimiz sadece hidro-karbonla sınırlı değil. Bu tabii ki önemli bir alan. Sayın Başbakan'ın bildiği gibi, biz her zaman zor aylarda, diğer ülkelerden sevkıyatlarda bir zorluk yaşandığında destek veriyoruz. Destek vermeye de hazırız'' dedi.
Güney Akım Projesi konusunda Türkiye'nin verdiği karara teşekkür eden Putin, en yakın zamanda bu projenin gerçekleştirilmesi için çalışmalara başlayacaklarını söyledi.
Türkiye'nin ilk nükleer santralinin yatırım hacmi olan 20 milyar doların tamamının Rus tarafınca karşılanacağını belirten Putin, bu yatırımın yüzde 25'inin Türkiye'de yeni işyerlerinin kurulmasına yönlendirileceğini bildirdi.
''Milli para birimiyle ödeme''
Putin, ticari işbirliğinin finans yapısının iyileştirilmesinin güncel bir görev olduğuna dikkat çekerek, yatırım için uygun atmosferin yaratılması ve karşılıklı ödemelerde milli para birimlerinin kullanılmasının söz konusu olduğunu kaydetti.
Sberbank'ın Denizbank'ı satın almasına da değinen Putin, bunun geçen yıl Avrupa'da bu sektörde gerçekleşen en büyük alım olduğuna dikkati çekti.
Bugünkü görüşmelerde insani konuların da ele alındığını belirten Putin, 100'den fazla Türk öğrencinin Rusya'da nükleer öğrenim gördüğünü, bunun Türkiye'de yeni alanlar açacağını söyledi.
Türkiye - Rusya ilişkilerinde turizmin önemli bir yer tuttuğunu belirten Putin, ''Türkiye'yi, 3,5 milyon vatandaşımız ziyaret etti. Bu da vatandaşlarımızın Türkiye'ye duyduğu güvenin göstergesi'' dedi.
Görüşmelerde uluslararası ve bölgesel konuların, bu arada Gazze ve Suriye sorunları ile Orta Doğu'nun durumunun ele alındığını bildiren Putin, ''Sonuç olarak Sayın Başbakan'a, bütün Türk dostlarımıza yapıcı ve iyi sonuç getirecek gelişmeler için teşekkürlerimi sunuyorum'' diye konuştu.
''Nükleer santral''
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Akkuyu nükleer santraliyle ilgili bir soru üzerine, Rusya tarafından Türkiye'de yapılacak nükleer santral konusunda her şeyin plana göre sürdüğünü ve bu konuda bir sorun görmediğini belirterek, Türk tarafının da projenin gerçekleştirilmesine ilgi duyduğunu söyledi. Putin, Türk partnerlerinin de Rusya tarafının üstlendiği riskleri anlayacağını umduğunu ifade etti.
Türkiye'nin enerji ''hub''ına dönüştürülmesiyle ilgili bir soruya da Putin, ''Evet ama bizim için bu konuda öncelik, bizim pazarlarımıza sevkıyat güzergahlarının çeşitlendirilmesidir. Kuzey Akım Projesi'ni bitirdik, Güney Akım Projesi'ni başlatmak üzereyiz. Unutmamak gerekir ki, Mavi Akım Projesi de faaliyette. Mavi Akım Projesi'ni geliştirebiliriz, ileride Türk partnerlerimizle bu konuyu ele alabiliriz'' bilgisini verdi.
Faruk Akkan, Moskova, Cihan, Ajanslar