Rus yazar Lermontov’un doğumunun 200. yılı İstanbul’da kutlandı
Ünlü Rus yazar Mihail Yuryeviç Lermontov’un doğumunun 200. yılı İstanbul’da anlatılan hayatı, okunan şiirleri, resim sergisi ve piyano konseri ile kutlandı.
Türk-Rus Kültür Vakfı tarafından düzenlenen Rus Edebiyatı Buluşmaları çerçevesinde ünlü yazar Mihail Yuryeviç Lermontov, Türk okuyucularına tanıtıldı. Marmara Üniversitesi Sultanahmet Rektörlüğü’nde düzenlenen kutlama törenine Rusya İstanbul Başkonsolosu Alexey Yerhov, Türk-Rus Kültür Vakfı Genel Sekreteri Ali Ertuğrul Türkeli, çeşitli üniversite hocaları ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Açılış konuşması yapan Rusya İstanbul Başkonsolosu Alexey Yerhov, Türk-Rus Kültür Vakfı’na düzenledikleri bu programdan dolayı teşekkür etti. Rus yazardan övgüyle bahseden Yerhov, Lermontov’un bir dahi olduğunu söyledi. Lermontov’un daha çok yazar ve şair olarak tanındığını söyleyen Yerhov, “Unutmamak gerek ki yazarımın aynı zamanda güzel resimler resmediyordu ve her şeyden önce o bir subaydı ve Kafkasya savaşında küçümsenmeyecek başarıları bulunuyor.” diye konuştu.
Sırada Gogol var
Rus Edebiyatı Buluşmaları programına başlarken kendi aralarında ihtilaf yaşadıklarını anlatan Türk-Rus Kültür Vakfı Genel Sekreteri Ali Ertuğrul Türkeli, ilk başta birçok farklı bölümlerden hocaları davet ettiklerini söyledi. Türkeli, daha sonra hedef kitlenin Rus dili ve edebiyatı üzerine yoğunlaştıklarını anlattı. Türkeli, “Türk-Rus Vakfı olarak bu silsileyi devam ettireceğiz. Bir sonraki buluşmamız Taksim’deki kendi vakıf binamızda olacak. Sayın Konsolos Bey ile sırada kim var diye tartışıyorduk, herhalde Gogol ile devam edeceğiz.” dedi.
Daha sonra Rusya İstanbul Başkonsolosu Alexey Yerhov ve Rus Kültür Vakfı Genel Sekreteri Ali Ertuğrul Türkeli, İstanbul’un çeşitli üniversitelerinde hocalık yapan öğretmenlere plaket takdim etti.
Programın ilerleyen bölümünde Lermontov Devlet Müzesi Müdürü Tamara Melnikova, Rus yazarın hayatını anlattı, şiirlerinden bazı bölümler okudu. RUDN Devlet Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Galina Trofimova ise ünlü yazarın şiirlerini okuyarak katılımcılara kışa parçalardan oluşan mini piyano konseri verdi.
Program sonunda ziyaretçiler Lermontov’un kendi el yazması şiir ve kendi yaptığı resimlerinden oluşan sergiyi gezdi. Lermontov Devlet Müzesi Müdürü Tamara Melnikova, Rusya İstanbul Başkonsolosu Alexey Yerhov’a sergi salonunda Rus yazarla ilgili detaylı bilgiler aktardı.
Programa gösterilen ilgiden dolayı memnun olduğunu belirten Lermontov Devlet Müzesi Müdürü Tamara Melnikova, “Bu kadar ilgiyi görmek beni şaşırttı. Lermontov’a Türkiye’de bu kadar ilgi duyulacağını düşünmüyordum. Benim buraya gelip onu anlatmam hem Rusya adına hem onun adına çok önemliydi.” şeklinde konuştu.
Fatih Üniversitesi Rus dili ve edebiyatı bölümü öğrencisi Tarık Şenyiğit programın çok güzel olduğunu dile getirdi. Şenyiğit, “Derslerimizde hayatı olsun şiirleri olsun biliyorduk. Şimdi bir kez daha hatırlamış olduk. Gerçektende Rus edebiyatını ve yazarların önemlilerinden birisi.” diye konuştu.
Mihail Yuryeviç Lermontov kimdir?
Mihail Yuryeviç Lermontov 15 Ekim 1814 yılında emekli bir subayın oğlu olarak dünyaya geldi. Lermontov’un annesi Mariya Mihailovna ise Stolılipinlere mensup soylu aileden gelmektedir. Lermontov henüz iki yaşındayken annesi hayatını kaybeder. Bunun üzerine anneannesi Yelizaveta Arsenyeva, Lermontov’a daha iyi terbiye vermek için torununu babasıyla ayırır. Oğlunun mirastan mahrum kalmaması için baba Yuriy Petroviç buna boyun eğmek zorunda kalır. Lermontov daha sonra babası ile bir kez üniversite yıllarında karşılaşır.
1830 yılında Moskova Üniversitesi'ne başlayan Lermontov, daha sonra 1832 yılında üniversiteden ayrılmış, Harp Okuluna kaydolmuştur. 1834 yılında asteğmen rütbesiyle mezun olan Lermontov St. Petersburg'da hafif süvari olarak askerlik kariyerine başlamıştır. Rus yazar dönemin Kafkasya savaşında subay olarak görev yapmıştır.
Lermontov, 1837 yılında Puşkin'in bir düelloda öldürülmesi üzerine derinden etkilenerek "Şairin Ölümü" adını verdiği bir şiir kaleme almıştır. 1838 yılında St. Petersburg'a dönen ve kısa sürede dönemin parlak edebiyatçıları arasına giren Lermontov "Çağımızın Bir Kahramanı" adlı romanıyla da büyük bir beğeni toplamıştır.
Yazarlığı ile Puşkin’e benzetilen Lermontov, ünlü yazar gibi 27 Ekim 1841 yılında henüz 26 yaşında ikinci kez çıktığı düelloda hayatını kaybeder.
Yirmi yedi yıllık kısa yaşamına karşın Lermontov, şiirleri, tiyatro oyunları ve romanıyla Rus edebiyatının gelişimi üzerinde derin etkiler yaratmıştır. Kendisinden sonraki pek çok Rus edebiyatçı üzerinde Lermontov'un etkilerini görmek mümkündür.
Kısa bir hayat yaşamasına rağmen Lermontov geriye çok sayıda eser ve şiirler bırakmıştı.