Rus ressam Larissa Belima: Sanatçılar için Türkiye bir cennet
Kapadokya'da 12. Uluslararası Kapadokya Sanat Buluşması başladı. Kampa Rusya'dan gelerek katılan ressam Larissa Belima, "Sanatçılar için Türkiye bir cennettir ve burayı çok seviyorum." dedi.
Nevşehir'in Uçhisar beldesindeki Karlıkevi butik otelde başlayan Sanat Kampı süresince üretilen eserler aynı yerde 30 Ocak'ta sergilenerek sanatseverlerle buluşması sağlanacak. Bu yıl 12.'si düzenlenen Sanat Kampı; resim, seramik ve grafik sanatlar dallarında, 10 ülkeden 18 sanatçının katılımıyla gerçekleşiyor. Sanat Kampının amacı, kültürlerin ve sanatın Kapadokya ile bütünleşmesini sağlamak ve dünya barışına sanat yoluyla katkıda bulunmak olarak belirlendi. Aynı zamanda kültür, doğa ve manzara turizmi merkezlerinden Kapadokya'nın sanat yoluyla dünya tanıtımına da katkıda bulunulmak isteniyor.
RUS SANATÇI: POLİTİK PROBLEMLER SANATI VE SANATÇIYI ETKİLEMEZ
Kampa Rusya'dan gelerek katılan ressam Larissa Belima, daha önce çok kez Türkiye'ye geldiğini ancak Kapadokya'ya ve bu sanat kampına ilk kez katıldığını söyledi. Türkiye ve Rusya arasında olan politik problemin sanatı ve sanatçıları etkilemeyeceğini belirten Belima, konunun kendileriyle hiçbir alakasının olmadığını, her zamanki gibi işini yapmaya odaklandığını ifade etti.
Rusya'da etrafındaki kişilerin Türkiye'ye gitmemesi konusunda uyarılarda bulunduklarını anlatan Belima, "Türkiye'de terör, savaş var ve eğer gidersen bir tehlikeyle yüzleşebilirsin, dediler. Ama ben daha önce de Türkiye'ye gelerek Türk insanlarını tanıdığım için gelmeye karar verdim. Ve geldiğimde gördüm ki sadece bir propaganda yapılmış. Türkiye'de hiçbir problem yok. Tabi bazı olaylar olmuş. Ama şu an bu bölgede hiçbir problem yok. Benim Türkiye'de çok yakın arkadaşlarım var. Gelmeden önce onlara telefon açıp görüştüm. Onlar beni davet ettiler ve ben de memnuniyetle Türkiye'ye geldim. Türkiye'ye çok büyük, saygıyla yaklaşıyorum ve seviyorum. Yaratıcı insanlar ve sanatçılar için Türkiye bir cennettir ve burayı çok seviyorum." dedi.
Türkiye'de sanatın sanki bir bulvarmış gibi göründüğünü, Rusya'da bu tip organizasyonların çok az yapıldığını kaydeden Belima, "Ama sanki Rusya'da sanat ve kültür anlamında her şey geriye atılmış gibi. Türkiye'deki gibi gelişmiyor. Türkiye'de ciddi bir gelişim var. Burada dünyanın birçok yerinden sanatçılar var. Ve çok büyük bir memnuniyetle çalışıyorlar. Böyle kamplar Türkiye'de sanatın gelişmesine çok büyük katkısı var." diye konuştu.
ALMAN RESSAM: DÜNYADA BARIŞI ARZU EDEN SANATÇILARIZ
Alman ressam Marion Albrecht ise Kapadokya'ya ilk kez geldiğini, yaptıkları bölge gezisinden çok özel bir bölge olduğunu anladığını ifade etti. Burada değişik sanatçılarla birlikte olmaktan ayrı bir keyif aldığını söyleyen Albrecht, "Burada her sanatçıyla ayrı bir etkileşim içerisindeyiz. Bu benim için çok önemli. Kampta bulunmaktan son derece mutluyum." dedi.
Sultanahmet'te yapılan saldırının üzüntüsünü yaşadığını söyleyen Albrecht, sözlerine şöyle devam etti: "Tabi ki bu şekilde sıkıntıların yaşanması dış ülkelerde de yankılarda bulunmaktadır. Ancak biz hem kendi ülkemizde hem Türkiye'de hem de tüm dünyada barışı arzu eden sanatçılarız ve böyle de olması gerekiyor. Dünyada barışı kurmak mümkündür. Biz farklı dilleri konuşuyoruz ama yüreğimizin atışı aynı frekansları taşıyor. İnsan olmanın gereği de budur aslında."
Sanat Kampı'nın koordinatörlerinden Oğuz Demir ise şöyle konuştu: "Aslında burada yapılan otel sahibi Abdullah Şen'in bu yöreyle ilgili yaptığı bir çalıştaytır. Ama Türkiye çapında ama uluslararası çapta yaptığı sanat etkinliklerin ve gönül birleştiriciliği noktasındaki bir barış elçiliği amacında yapılan çalıştaylardır bunlar. Bugüne kadar dünyanın her yerinden sanatçı burada ağırlanmıştır. Bu çalıştayın on ikincisi. Rusya, Almanya, Çin, Kore, Özbekistan, Azerbaycan, Türkiye'nin birçok yerinden, Senegal'le birlikte toplam 18 kişilik bir sanatçı kadrosuyla 8 -9 günlük bir çalıştaydır. Bu çalıştayların en büyük özelliği barış elçiliğidir. Sanatın ülkesi, siyaseti olmaz. Biz de dünya barışına, ülkeler arası barışa, savaşların biraz fazlalaştığı bir dönemde şuan tam tersi olarak üzerimize düşen görevleri bir barış elçiliği olarak herkes kendi adına gerçekleştirmeye çalışıyor. Ve çok da etkili mesajlar ülkelere dağılıyor."