Macron’un Orta Asya gezisi ve uranyum kaynakları
HABERRUS- ANALİZ - Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kazakistan ve Özbekistan’a resmi ziyarette bulundu.
Bölge ülkelerini Rusya ile işbirliği yerine Avrupa'ya yaklaşmaya ikna etmeyi amaçlayan Macron’un asıl amacı Kazakistan ve Özbekistan'dan Avrupa’ya uranyum ihracatını artırmak.
Mevcut konjonktürde Avrupa Birliği, uranyumda Rusya’ya bağımlı olduğu için bu alanda Rusya’ya yaptırım uygulayamadı.
Kazakistan ve Özbekistan ziyaretinde ikili ilişkilerin geliştirilmesinin yanı sıra ticaret, ekonomi, yatırım ve enerji iş birliğinin güçlendirilmesi, uluslararası ve bölgesel gündemdeki konular ele alındı.
Macron’un Kazakistan ziyaretini değerlendiren Başbakan Alikhan Smailov, ziyaretin çok kritik ve önemli olduğunu iki ülke arasındaki ilişkilere "yeni bir ivme" kazandırılacağı yorumunda bulundu.
Kazakistan’ın son aylarda özellikle Batılı yaptırımların Rusya lehine delinmemesi konusunda Avrupa Birliği’nin yakın markajında olduğunu hatırlatalım. Türkiye üzerinden Türk Devletler Birliği kanalıyla kurulan ilişkilerin yanı sıra, başta Almanya olmak üzere AB’nin lokomotif ülkeleri Astana’ya gelerek ikili ilişkileri geliştirmeye çalışıyor. Bu bağlamda Macron’un Orta Asya’ya açılan kapı olarak Kazakistan’ı ziyaret etmesi beklenen bir gelişmeydi.
Macron’un ziyaretine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kremlin, Astana’nın kendi bağımsız politikası çerçevesinde hareket ettiğini söylemesi de önemli. Ukrayna kriziyle birlikte, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, Rusya’nın diğer komşularına olan ihtiyacını artırdığı gibi, başta Orta Asya ülkeleri olmak üzere Güney Kafkas devletlerine de daha bağımsız politikalar yürütme cesareti verdi. Bölge ülkelerinin cesaretli adımları, AB ve ABD nezdinde konumlarını güçlendirme imkanını da beraberinde getiriyor.
Macron'un bir anda ortaya çıkan Orta Asya sevgisi tamamen 'uranyumsal'
Macron’un Orta Asya gezisi arifesinde Politico ve Bloomberg, Macron’un asıl amacının nükleer enerji santralleri için Kazakistan ve Özbekistan'dan nükleer reaktörler için daha fazla uranyum tedariki sağlamak olduğunu yazdı.
Macron’un ikinci hedefinin ise Avrupa ile bağları geliştirerek Orta Asya cumhuriyetlerini Rusya'dan uzaklaşmaya ikna etmek.
Diplomatik bir kaynak Bloomberg'e, Kazakistan'ın G7 ülkelerinin Ukrayna'daki askeri eylemler ve Çin'in ekonomik genişlemesine ilişkin korkular nedeniyle ortaklıklarını derinleştirmeye karar verdikleri ülkeler arasında yer aldığını söyledi.
Macron’un asıl amacı uranyum kaynaklarına erişim
Orta Asya ziyaretinde Fransa Cumhurbaşkanı'na enerji, tarım-gıda ve madencilik sektörlerinden 15 iş adamı da eşlik etti.
Fransa ve bir bütün olarak Avrupa Birliği daha önce Nijer'den (2021 itibarıyla %24) ve Rusya'dan (%20) uranyum tedarikine güveniyordu. Ancak Ukrayna krizinin patlak vermesi ve Afrika’da Fransa’nın yaşadığı kolonyal problemler ve bir çok Afrika ülkesinde yaşanan karşı devrimler sonucu etkisini yitirmesi, AB’nin en büyük nükleer enerji ihracatçısı Fransa’yı zor durumda bıraktı. Yeni Uranyum kaynakları arayan Fransa, Avrupa Tedarik Ajansı Euratom'un (ESA) istatistiklerine göre Kazakistan'dan yapılan uranyum ihracatın payını yüzde 23’e çıkardı.
Nijer'deki darbenin ardından ülkenin yeni yetkilileri Fransa'ya uranyum tedarikini durdurdu.
Avrupa Birliği, uluslararası yaptırımlar kapsamında Rus uranyumunu terk etme olasılığını değerlendiriyor ancak şu ana kadar AB diğer tedarikçilerden yeterli yakıt bulamadığı için bu yaptırım paketini hayata geçiremiyor.
Bu arada Dünya Nükleer Birliği'ne (WNA) göre uranyum talebi 2030 yılına kadar üçte bir oranında artacak.
Kazakistan, dünya toplamının yaklaşık %14'ünü oluşturan kanıtlanmış doğal uranyum rezervleri bakımından ikinci sırada yer almaktadır.
Kazakistan’ın kanıtlanmış toplam uranyum rezervinin 700 bin tondan fazla olduğu tahmin ediliyor.
Kazakistan, 2009'dan bu yana uranyum madenciliği yapılan ülkeler sıralamasında birinci sırada yer alıyor.
Kazakistan'da 2021 yılında uranyum üretim hacmi 21,8 bin ton, 2022 sonunda ise 21,3 bin ton olarak gerçekleşti.
Dünya Nükleer Birliği'ne göre bu hacimler tüm rakiplerin önemli ölçüde ilerisinde.
Fransa, ülke sınırları içinde 60’dan fazla aktif nükleer enerji santraliyle Avrupa Birliği içinde nükleer enerjiden elektrik üretip AB ülkelerine satan en önemli enerji kaynaklarına sahip. Bu durum Fransa’yı en büyük uranyum alıcısı ülkelerden birisi yapıyor.
2022 yılında Kazakistan'dan sonra en fazla uranyum üretilen ülke ise Kanada (7,4 bin ton), Namibya (5,6 bin ton), Avustralya (4,6 bin ton), Özbekistan (3,3 bin ton), Rusya (2,5 bin ton), Nijer (2 bin ton) ve Çin (1,7 bin ton).
En fazla uranyum üreten ülkelere geleneksel manada bakarsak, ‘Batı Bloğu' olarak adlandırabileceğimiz iki ülke görüyoruz; Kanada ve Avustralya. Kanada, kendi ihtiyacının yanı sıra Avrupa ve Fransa’nın en büyük tedarikçisi konumunu koruyor.
Fransa, bir diğer Batı bloğu içinde yer alan Avustralya ile uranyum konusunda ilişkilerini geliştirmek istedi ancak Anglo-Saxon etkisi bu alanda da kendisini gösterdi. Avustralya’da ‘yeşil enerji’ lobisi uranyum yataklarının Avrupa'ya tedarik için aktif olarak geliştirilmesi konusunda engel çıkartıyor.
Ayrıca Canberra’nın, ABD'ye olan bağlılığı, Avrupa Birliği ile yapılan serbest ticaret anlaşmasının bir türlü yıllardır imzalanmaması, bu alanda da ABD ve AB rekabetinin etkileri olarak yorumlanıyor. Avustralya’da ABD ile rekabet edemeyen Fransa yüzünü mecburi olarak Orta Asya’ya yani Kazakistan ve Özbekistan’a yönlendirmek zorunda kalıyor.
Tüm bu nedenlerle Macron’un Kazakistan ve Özbekistan ziyareti kritik önme sahip. Fransa’nın 2008’den beri minimum düzeyde olan uranyum rezervlerini yeni tedarik yollarıyla bir şekilde doldurması gerekiyor.