Rusya'yla ilişkiler bölgesel bir zorunluluk

| Mustafa Ünal

Başbakan Erdoğan'la Rusya seyahatindeyiz... Gezinin Moskova bölümünü tamamladıktan sonra Kazan'a geçtik. Kazan, Moskova'ya oranla daha soğuk, her yer karlarla kaplı, ama ilgi daha sıcak, ortak yanlarımız çok çünkü. Erdoğan, Tataristan'ın başkenti Kazan'ı ziyaret eden ilk Türk Başbakanı.

Erdoğan'a 7 bakan eşlik ediyor, bu bile başlı başına seyahatin önemini anlatmaya yeter. Üst Düzey İşbirliği Konseyi toplantısı için Rus ve Türk tarafı masaya oturduklarında oluşan görüntü ortak bakanlar kurulu toplantısından farksızdı. Bu tablo Türkiye'nin Rusya'ya yönelmesi olarak okunamaz, okunmamalı. Ne ABD'nin ne de Avrupa'nın alternatifi. Ne de böyle bir arayış söz konusu. Tarih ve coğrafyanın kaçınılmaz sonucu. AK Parti iktidarının komşularla ilişkileri en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen dış politika anlayışı da inkâr edilemez tabii.

16 Mart, Moskova Anlaşması'nın 90. yıldönümüydü. Bu anlaşma iki ülke ilişkilerinde dönüm noktası. Türkiye'nin doğu sınırları bu anlaşmayla belirlendi. Başbakan Erdoğan, "Moskova Anlaşması'nın iki halkın da toplumsal hafızasında önemli yeri var." dedi. Erdoğan, zirve sonrası Rusya Devlet Başkanı Medvedev'e Moskova Anlaşması'nın belgelerini hediye etti. Medvedev bu jeste jestle karşılık verdi ve Erdoğan'a anlaşmaya imzaların atıldığı fotoğrafları takdim etti.

Erdoğan, Moskova'ya geçen yıl kalabalık heyetle benzer bir çıkarma yapmıştı. Vizelerin kaldırılması için çalışmalar o ziyarette başladı. İki ülke bu yönde irade beyanı yaptı. Netice için bir yıl gibi bir takvim öngörüldü. Dışişleri bakanları son imzaları attı ve 'vizesiz günler' için geri sayım başladı. Çok değil birkaç ay içinde Türk vatandaşları Rusya'ya vizesiz gelebilecek. Yakın zamana kadar öngörülemeyen bir gelişme bu. Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin bu noktaya geleceği, böylesine somut adımların atılacağı hayal edilemezdi.

Küresel kriz ilişkilerin ekonomik boyutunu olumsuz etkiledi, rakamlar geriledi, ticaret hacmi 40'tan 25 milyar dolara düştü. Medvedev, "İki ülke liderleri olarak 5 yıl içinde 100 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz." dedi. Türkiye ticaretin tek taraflı değil, çift yönlü gelişmesini istiyor.

Enerji ve nükleer, görüşmelerin önemli maddelerindendi. Japonya sonrası 'nükleer' tartışması başladı. Akkuyu'da nükleer santral için Rusya çalışma yürütüyor. Medvedev de, Erdoğan da projenin devam edeceğini söyledi. Görüşmede ek güvenlik tedbirlerine gerek duyulup duyulmayacağı müzakere edildi.

Akkuyu santralinin 'yeni teknoloji' ile inşa edileceği için ilave güvenlik önlemine gerek duyulmadığı konusunda mutabakat sağlandı. Erdoğan "Akkuyu dünyaya örnek yatırım olacak." dedi. Güney akım konusunda Rusya prosedürün dışına çıkarak inisiyatif almak istedi. Türkiye karşı çıktı. Anlaşmanın aynen devam etmesini istedi.

Erdoğan'ın Kazan gezisinin en önemli duraklardan biri üniversite oldu. Kazan Üniversitesi, Rusya'nın en eski üniversitelerinden... 1804'te kurulmuş. Lenin 4 ay okumuş. Siyasi nedenlerden dolayı sürgün edilmiş. Okuduğu sınıf, oturduğu masa muhafaza ediliyor. Üniversiteyi gezen Türk heyetinden Lenin'in masasına oturarak fotoğraf çektirenler oldu.

Kültür Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Zilev Aliyeva, müzeye dönüştürülen salonda Türk mevkidaşı Ertuğrul Günay'a bilgi verirken Tolstoy'un üniversiteye başvuru yazısını ve rektörün onayı bulunan belgeyi gösterdi. Tolstoy bu üniversitede 3 yıl doğu dilleri ve hukuk okumuş ancak o da öğrenimini tamamlayamamış. Kazan Üniversitesi'nin Lenin ve Tolstoy hatıralarını yaşatmaya çalışması dikkat çekici.

Erdoğan, Kazan Üniversitesi'nde bir konuşma yaptı. Tatarların büyük şairi Abdullah Tugayev'den Tatarca şiir okudu ve "Türk ve Tatar halkları bir ağacın iki dalı gibi, kardeştir." dedi. Ardından tarihî Kul Şerif Camii ile Blagoveşenskiy Katedrali'ni ziyaret etti.

Başbakan Erdoğan'ın Tataristan'ı da kapsayan Rusya seyahati kısa fakat kazanımı büyük oldu...