Moskova’da Birleşen Gönüller’e en iyi sinema filmi ödülü
Türkiye’de yayınlandıktan üç hafta sonra 1 milyon seyirciye ulaşan Birleşen Gönüller filmi, ödüller almaya devam ediyor. Yakutistan’da bu yıl üçüncüsü düzenlenen film festivalinde jüri ödülüne layık görülen filme bir ödül de Moskova’dan geldi.
Birleşen Gönüller filmi, Yurt Dışında Rusya Film Festivali'nde en iyi sinema filmi ödülünü aldı. Festivalde film hakkında “Bu dünyanın ne kadar kırılgan ve her insan hayatının ne kadar değerli olduğunu hatırlatan insanlığa önemli bir mesaj” yorumu yapıldı. Festivalde jüri özel ödülünü ise Rus yönetmen Dimitri Meshiev’in Batalon filmi aldı.
2014 yılında vizyona giren filmin yönetmeni ise Hasan Kıraç. Başrolde Özge Aras ve Serkan Birlik’in oynadığı filmin konusu 1940'lı yıllardaki Sovyet Rusya'sından 1990'lı yıllara uzanıyor. Filmde, bu zorlu yolda yürüyen iki ayrı sevdanın, yıllara ve uzun mesafelere rağmen durmayıp devam edişi hikaye ediliyor. 1940'lı yıllarda Sovyet Rusyası. 2. Dünya Savaşı'nda doğu cephesi alev alev yanmaktadır. Naziler ile Kızıl Ordu arasındaki bu ateş, tertemiz bir sevdanın ocağına düşmek üzeredir. Kuzey Kafkasya Türklerinden Niyaz ve Cennet, daha çiçeği burnunda evliyken savaşın sert darbesiyle ayrılmak zorunda kalırlar. Nazi işgali, hızla köylerine kadar gelir. O zor günlerin birinde masum bir Rus kızını, hayatı pahasına Nazilerden saklar. Açıklaması basit ve nettir, kendilerine sığınmıştır çünkü o kız, fakat Nazi komutanının cezası bu kadar basit olmayacaktır.
Cennet ve bütün köy, zorunlu işçiler olarak Almanya'ya, çalışma kamplarına gönderilir. Esir kampları acılar, ölümler kadar firarların da yaşandığı zorlu mekanlardır. Cennet, yük vagonunda doğurduğu yavrusu Bedel'le birlikte dayanmaya çalışır hayata. Açlık, sefalet ve en kötüsü de ölüp ölmediğini bilmediği kocasını geride bırakma duygusu. Ne vatanına geri dönebilir ne de Niyaz'ından bir daha haber alabilir. O aşkı ve sabrıyla yine de bekler. Cennet, tam 50 yıl boyunca sürgün diyarının bin bir acısı içinde vefa, sabır ve ümitle Niyaz'ın bir gün çıkıp geleceğini hep bekler. Kader, karın kışın altında baharı saklar. 90'lı yıllarda cemre, bu sefer toprağa ve suya aynı anda düşer ve bir gün ellerinde valizleri ve iki çocuklarıyla Yunus ile Dilek çifti, Türkiye'den Kazakistan’a giderler. Yıllar zorlu, şartlar zorludur. Birleşen gönüller, bu sırrın hikayesi.