Birleşen Gönüller’e Rusya’dan özel ödül
Üç haftada 1 milyondan fazla izleyiciye ulaşan ve çekimleri Hollywood stüdyolarında yapılan Birleşen Gönüller filmi Rusya Federasyonu’na bağlı Yakutistan Cumhuriyeti’nde düzenlenen film festivalinde özel ödüle layık görüldü.
Yakutistan’da bu yıl üçüncüsü düzenlenen festivalde jüri ödülüne layık görülürken, Birleşen Gönüller ve yapımcı Fatih Gök Cumhurbaşkanlığı özel ödülüne layık görüldü.
Orta Asya ve Avrupa’dan gelen filmler beğeni ile izlenirken, Rusça alt yazılı olarak sunulan Birleşen Gönüller katılımcılardan tam not aldı. Film gözyaşları içinde izleyenlerin duygusal anlar yaşamaları dikkat çekti.
FİLMİN KONUSU
Filmin konusu 1940'lı yıllardaki Sovyet Rusya'sından 1990'lı yıllara uzanıyor. Filmde, bu zorlu yolda yürüyen iki ayrı sevdanın, yıllara ve uzun mesafelere rağmen durmayıp devam edişi hikaye ediliyor. 1940'lı yıllarda Sovyet Rusyası. 2. Dünya Savaşı'nda doğu cephesi alev alev yanmaktadır. Naziler ile Kızıl Ordu arasındaki bu ateş, tertemiz bir sevdanın ocağına düşmek üzeredir. Kuzey Kafkasya Türklerinden Niyaz ve Cennet, daha çiçeği burnunda evliyken savaşın sert darbesiyle ayrılmak zorunda kalırlar. Nazi işgali, hızla köylerine kadar gelir. O zor günlerin birinde masum bir Rus kızını, hayatı pahasına Nazilerden saklar. Açıklaması basit ve nettir, kendilerine sığınmıştır çünkü o kız, fakat Nazi komutanının cezası bu kadar basit olmayacaktır. Cennet ve bütün köy, zorunlu işçiler olarak Almanya'ya, çalışma kamplarına gönderilir. Esir kampları acılar, ölümler kadar firarların da yaşandığı zorlu mekanlardır.
Cennet, yük vagonunda doğurduğu yavrusu Bedel'le birlikte dayanmaya çalışır hayata. Açlık, sefalet ve en kötüsü de ölüp ölmediğini bilmediği kocasını geride bırakma duygusu. Ne vatanına geri dönebilir ne de Niyaz'ından bir daha haber alabilir. O aşkı ve sabrıyla yine de bekler. Cennet, tam 50 yıl boyunca sürgün diyarının binbir acısı içinde vefa, sabır ve ümitle Niyaz'ın bir gün çıkıp geleceğini hep bekler. Kader, karın kışın altında baharı saklar. 90'lı yıllarda cemre, bu sefer toprağa ve suya aynı anda düşer ve bir gün ellerinde valizleri ve iki çocuklarıyla Yunus ile Dilek çifti, Türkiye'den Kazakakistan'a giderler. Yıllar zorlu, şartlar zorludur. Birleşen gönüller, bu sırrın hikayesi.