Ünlü Türkolog Rusya-Türkiye krizini değerlendirdi
Nobel Ödüllü Orhan Pamuk başta olmak üzere Sabahattin Ali, Perihan Mağden, Bilge Karasu ve birçok ünlü Türk yazarın kitaplarını Rusçaya çeviren Apollinaria Avrutina ile Rusya ve Türkiye arasında yaşanan krizi konuştuk.
1996 yılında St. Petersburg Devlet Üniversitesi Türkoloji bölümünden mezun olan Avrutina, 20 yılı aşkın süredir Türkiye'yi ve Türk halkını yakından takip ediyor. Mezun olduğu üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmaya devam eden ünlü Türkolog iki ülke arasındaki krizi şöyle özetliyor: "Geldiğimiz nokta, 90'lı yıllarda yaşanan soğuk Sovyet-Türk ilişkilerinden çok daha zor durumda…"
Uçak hadisesinden sonra yaşanan krizde gelinen noktayı değerlendiren Avrutina, “Ben ilişkilerimizde bundan daha düşük bir seviye görmedim, 90’lı yıllarda bile ilişkiler daha iyiydi. Hem o zamanlarda Rus ve Türk halkı arasında şimdiki kadar kişisel temas yoktu, hiç bu kadar Rus-Türk evliliği yoktu, hiç bu kadar dostça, akademik, ticari ve kişisel temas yoktu. İnsanlar o zamanlarda birbirlerini çok iyi tanımıyorlardı. Şimdi ise tüm bunlar olduktan sonra, bu trajedi birçok kişiyi doğrudan etkiledi.” diye ifade ediyor.
Rus uçağı düşürüldükten sonra Erdoğan’a destek arttı
Rus uçağının düşürülmesinden sonra Erdoğan’ın reytinginin birden fırladığını söyleyen Avrutina, başkanlık sistemine geçiş için yapılması planlanan referandumun bu yüzden gündeme geldiğini iddia etti. Artık Erdoğan’ın destekçilerinin sayısı, onun muhaliflerine ağır basıyor. Yapılan anketlere göre, Rus uçağına yapılan saldırıya kadar böyle bir referandumu destekleyenlerin oranı yüzde 30 iken, şu anda bu oranın yüzde 60’a, yani tam iki katına çıktığını anlatan bazı makaleler okuduğunu belirten Türkolog, Türkiye’de laikliği destekleyen insanların sayısının da ciddi şekilde azaldığını düşündüğünü söyledi.
Türkiye’de yaşanan siyasi gelişmeleri yorumlayan Avrutina, “Daha önce yaklaşık yüzde 50’ye yüzde 50 oran vardı, sonra yüzde 45’e yüzde 55. Diğer yandan, Adalet ve Kalkınma Partisi, tarihten bu yana azınlık olarak yaşamış azınlıkların yaşadığı bölgelerden fazla oy alabilmek için yıllarca popülist siyaset yaptı, bu hepimizin hatırladığı üzere Kürt sorunu. Ulusal bir sorunla yapılan bu flört şimdi olumsuz meyvelerini veriyor. Çünkü başlarda bu şekilde hükümet ek oylar alarak reytingini yükseltti, şimdi ise insanlar seçimlerde yaptıkları yardımların sonucunu sormaya başladılar. Ve maalesef, biz ne olduğunu görüyoruz, Rusya’da bazı siyasetçiler Türkiye’nin dağılma eğilimi gösterdiği yönünde görüş bildiriyorlar. Eğer böyle bir devam eder ve Kürdistan ayrılırsa, o zaman, maalesef, böyle bir tehlike vardır demektir.” yorumunu yaptı.
“Bunlar benim şahsi düşüncem, siyasetçi değilim” diyen Avrutina, Türkiye’nin kaderine kayıtsız kalamayacak bir insan olarak sadece kenardan gözlem yaptığını ve maalesef Türkiye’yi zor yılların beklediğini söyledi.
Akademik camia krizden çok fazla etkilendi-etkilenecek
Krizden sadece politikacıların değil çift dilli ailelerin ve Rus-Türk bilim insanlarının birlikte yürüttüğü akademik çalışmaların dahi etkilendiğini vurgulayan Avrutina, küçük ve orta ölçekteki işletmelerin ticari temaslarının da olaylardan sonra büyük zarara uğradığını söylüyor. “Çevremde örnekler çok fazla, birçok insan sıkıntı çekiyor. Bu bakış açısıyla baktığımızda şu andaki durum, bireysel seviyede çok az temas kurulan Sovyet-Türk ilişkilerinin soğuk dönemindekinden bile çok daha zor.” değerlendirmesinde bulunan Avrutina, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’ye karşı imzaladığı yaptırımları hatırlatarak şunları söyledi:
“Devlet başkanımız bilimsel ve akademik alanlar da dâhil olmak üzere bazı temasların nispeten dondurulması yönünde bir kararname yayımladı. Bu kararname akademik alanı hemen etkiledi, çünkü Türk üniversiteleriyle ilişkilerin durdurulması yönünde bir karar vardı. Aramızdaki, gerek resmi gerek gayri resmi akademik ilişkiler çok fazlaydı. Şimdi ise gündemde bu ilişkileri yok etmek, dondurmak ve bir süreliğine erteleyerek rafa kaldırmak yer alıyor, bu yüzden bilimsel ve akademik alan çok etkilendi.”
Orhan Pamuk ve Nermin Bezmen Rusya ziyaretlerini erteledi
Yaşanan krizden yazarların ve kitaplarının etkilenişine de değinen Avrutina, Şubat başında Orhan Pamuk’un Rusya ziyaretinin olacağını ancak yaşanan olaylardan sonra (Türkiye’de yanlış anlaşılabilme ihtimaline binaen) ziyaretinin bir süreye kadar ertelendiğini hatırlattı.
Ayrıca “Kurt Seyit ve Şura” romanının yazarı Nermin Bezmen ’in de Rusya ziyaretinin planlandığını ancak onun da en azından bahara kadar ertelendiğini söyleyen Avrutina, “Bu durum Rus-Türk buluşmalarını ve bazı maddi ilişkileri etkilemiş oldu. Çünkü yeni bir kitap çıktığı zaman insanlar onu okuyor, tartışıyor ve herkesin hoşuna gidiyor. Yazar geldiği zaman ise bu artık bir eylem olmuş oluyor. İşte bu tip projeler en az bahara-yaza kadar ertelenmiş durumda, herkes ilişkilerin iyileşmesini bekliyor.” diye ifade etti.
Rus-Türk Kültür Merkezi ilişkilere katkı sağlayabiliyor mu?
Yaşanan krize kim nasıl pozitif etkiler sağlıyor? Sorusuna ise Rus-Türk Kültür Merkezi’nin faaliyetlerine değinerek cevap veren Türkolog, “Rus-Türk dost ilişkilerinin gelişmesi için çok şey yapıyorlar. Özellikle bu kurumlar, büyük bir özveriyle emek harcayarak her iki ülkede de ciddi ve yararlı faaliyetlere imza atıyorlar. Bu yüzden, Moskova ve St. Petersburg’daki Rus-Türk Kültür Merkezi’ndeki arkadaşlarımıza manevi olarak ayakta kalmalarını ve bu durumun bir gün sona ereceğini umut etmelerini diliyorum. Ne de olsa politikacılarımız arasındaki barış yeniden kurulacaktır.” yorumunda bulundu.