Rusya Fransa ilişkileri ve Avrupa Birliği’nin geleceği
HABERRUS - Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı askeri operasyon, en çok Rusya-Avrupa Birliği ilişkilerini etkiledi.
Ortaya çıkan yeni gerçeklikle bağlantılı olarak AB'nin varlığına dair farklı bakış açıları oluştu.
Rusya’nın önde gelen Fransız dünyası, NATO ülkelerinin orduları, Kafkaslar bölgesi uzmanı Alexander Germanoviç Artamonov, HABERRUS’a tüm bu yaşanan gelişmeleri farklı bir perspektiften değerlendirdi.
HABERRUS’tan Vyacheslav Biryukov’un sorularını yanıtlayan Alexander Germanoviç Artamonov, bazı uzmanların Ukrayna krizinin AB'de bazı çatlakların ortaya çıkmasına neden olduğu görüşünü, bazı uzmanların ise AB’nin kendi içinde yeni bir konsolidasyon oluşturduğu görüşünü hatırlatarak François Mitterrand tarafından savaş sonrası Kömür ve Çelik Birliği olarak ortaya çıkan ve sonrasında Avrupa Ekonomik Topluluğu, ardından da bugünkü Avrupa Birliği’ne evrilen oluşumun artık dönüşümünün sonuçlandığına inandığını söylüyor.
AB fikri aslında ilk kez Hitler Almanya’sında ortaya atıldı
Aslından Avrupa Birliği fikrinin bu haliyle, ilk kez Hitler Almanya’sında SS birlikleri tarafından tasarlandığını, Avrupa Birliği'nin ilk konsept olarak 1943'te «D» Müdürlüğünden SS-Obersturmführer Alexander Doletsalik tarafından önerildiğini çok az kişi bildiğini söyleyen Rus uzman, ikinci Dünya savaşından sonra, Fransızlar tarafından görevlendirilen Jean Monnet, aslında Doletsalik'in teorisini aldığını ve sonuçlandırdığının altını çiziyor.
Tarih boyu Avrupanın bloklar halinde hareket ettiğinin altını çizen Rus uzman sözlerine şöyle devam ediyor:
‘‘Nazizm döneminden önce birleşik bir Avrupa asla gerçekleşmedi, bir Alman bloğu vardı, bir Fransız bloğu vardı. Evet, Kutsal Roma İmparatorluğu vardı ama çok yapay bir varlıktı, aslında bir ortaçağ BM'siydi. Avrupa Birliği, aslında sömürgeleştirilmiş Almanya ile NATO'nun silah gücüyle bir arada tutulan bir topluluktur.’’
Almanya’nın AB üzerindeki etkisinin çok sınırlı olduğunu, ABD’nin AB’yi Brüksel üzerinden kontrol ettiğini iddia eden Rus uzman Artamonov, AB’yi yöneten Brüksel’deki Josep Borrell hükümeti yetkililerinin Avrupalı milletvekillerinin aksine seçimle gelmediğinin altını çizerek enerji ve siyaset alanında alınan yeni politikaların bazı kırılmalara yol açacağına vurgu yapıyor.
‘‘Avrupa Birliği'nin zaten çöküşün eşiğinde olduğuna inanıyorum. Konuştuğum AB'nin sıradan vatandaşları, AB’nin bugünkü haliyle üç yıl daha var olacağından emin değiller. Fransa'da Müslüman nüfusun kaçınılmaz olarak iktidara geleceğini ve kavramlarda bir değişiklik olacağını anlayabiliyorum. Ancak Avrupa Birliği'nin ne zaman çökeceğine dair bir veriye sahip değilim ancak bunun çok yakın bir gelecekte olacağını düşünüyorum.’’ Diyor.
Yeni gaz tedarik yollarının inşaası için 20 yıl gerekiyor
Enerji alanında gaz tedarikinde yaşanacak sıkıntıların bazı şeyleri tetikleyebileceğini belirten Rus uzman, Amerikan sıvılaştırılmış gazının tedarik edilmesi için Batı Avrupa üzerinden gaz yollarının yeniden inşa edilmesi yeni depoların ve dönüşüm santrallerinin yapılması gerektiğini, bunun için çok büyük bedellere ve yirmi yıllık bir çalışma planına ihtiyaç olduğuna vurgu yapıyor.
AB’nin bu aşamada Polonya gibi gerçekçi olmayan projeksiyonlarını tanımlayanlar ve neyin ne olduğunu gerçekten anlayan normal ülkeler olarak ikiye ayrıldığını iddia ediyor.
‘Rusya-Fransa ilişkileri her daim özel olmuştur’
Tarihsel olarak, Rusya ve Fransa'nın her zaman, Rusya'nın başka bir Avrupa ülkesiyle olduğundan çok daha derin bazı özel bağlantıları olduğunu hatırlatan Rus uzman, Fransa'nın egemenliğini geri kazanması şartıyla, elbette ilişkilerin değişmesi ve iyileştirilmesinin mümkün olduğuna vurgu yapıyor.
Fransa her manada, Avrupa'da kendi kendine yetebilen tek ülke olması nedeniyle Rusya'yı daha çok ilgilendiren bir ülke olmuştur.
‘‘Fransa askeri potansiyelini korudu, aynı zamanda büyük bir bilimsel potansiyele de sahipti. Hala süper güçlü nükleer silahların sahibi. Son derece nadir olarak kendi 4’üncü nesil savaş uçaklarını inşa etme yeteneğine sahip. Gerçekten de tüm dünyada üsleri olan bir devlet. Bunlar göz ardı edilemeyecek gerçekler.’’
Almanya’nın bağımsız enerji kaynakları yok
Rusya’nın, Fransa'yı Almanya ile kıyaslayamayacağını, Almanya’nın bağımsız enerjisinin bile olmadığını hatırlatan Rus uzman, yeşil enerji söylemini sabun köpüğü üzerine inşa edilmiş bir fikir olduğunu söylüyor.
‘‘Almanya, ihtiyacının sadece %20'sini yeşil enerjisiyle sağlıyor. Ardından kömür endüstrisi ve Fransa'dan nükleer santrallerinden elektrik ithalatı geliyor. Fransa'nın nükleer santralleri, Alman elektrik sisteminin %86'sını oluşturuyor ve bu, doğal olarak yakıt elemanları veya tertibatları, yani uranyum olmadan mümkün değil.’’
Uranyum nereden geliyor?
Fransa Uranyumu, Nijer, Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde madencilik ve işleme tesisleri ile çıkarılan Afrika’dan alıyordu. Nijer hem Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Çad'ın Fransa ile ilişkilerini kesmesiyle çok ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. Sonuç olarak, bugün Fransa'nın gerekli miktarda uranyum arzından yoksun olduğu ortaya çıktı.’’
-Fransa bu durumda ne yapabilir?
'‘Her şeyden önce geriye Avustralya sonra Kazakistan, ardından Rusya ve en son da Ukrayna kalıyor. Ukrayna'da 17 uranyum yatağı var.’’
‘‘Yaklaşık bir yıl önce, Fransa'nın Avustralya'ya dizel-elektrikli denizaltı satmaya çalışmasıyla AUKUS davası patlak verdi. Sonuç olarak, Fransa'dan bu projeden çıkması istendi, anlaşma 55 milyar avroydu, ancak kimse bir şeyi anlamadı – asıl mesele denizaltılarla ilgili değildi, en önemli şey Avustralya uranyum yataklarına erişim de dahil olmak üzere işbirliğiydi. Böylece ana hatlar kapatıldı.’’
Avustralya yoksa Kazakistan var
‘Kazakistan'da ne görüyoruz? Almatı davası ve Kazakistan'ın eski bakanlarından olan Ablyazov’un Almatı’daki ayaklanmayı Fransa'dan yönetmesini. Sadece iletişime geçmek, isyancıları aramakla kalmayıp aynı zamanda isyancıları kontrol ederek, bunu yaptı.’
Fransa'nın bundan sonra ne yaptığı konusuna da değinen Rus uzman, Fransa’nın bir sonraki adımının Ukrayna olduğunu belirtiyor.
‘‘Ukrayna, Fransız Areva'nın uranyum üretim anlaşmalarını geliştirmesi için bir fırsat oldu. Orta Afrika’da kaybettiği Uranyum yataklarını Ukrayna’da sahip olacaktı. Üstelik Ukrayna'da uzmanların yanı sıra hem maden hem de o madeni işleme tesisi var, çünkü sadece uranyum çıkarmak yeterli değil.
‘Fransa bu sorunların çözümünü Ukrayna’da gördü. Tabii ki, burada Fransa’nın çıkarları NATO çıkarları ile örtüştü. Fransa’nın Ukrayna ile yaptığı askeri anlaşmalarda Frasız Caesar kamyonlarından, obüs ve Apilas bombaatarlarının tedarikine, savaştan önce imzalanan Fransız Superpuma helikopterlerinin tedarikine ilişkin müzakereler.’’
Rus uzman genel olarak, Ukrayna’nın sadece Amerika Birleşik Devletlerin çıkarları için değil, aynı zamanda Fransa'nın çıkarları için de çok önemli olduğunu vurguluyor.
Macron Putin’le anlaştı
‘‘Şimdi, Fransa ile Rusya’nın herhangi bir iletişiminin mümkün olup olmadığı sorusuna gelince, Macron'un Putin'e yaptığı çağrılar, büyük ölçüde Mariupol ve Azovstal topraklarında Fransız birliklerinin varlığından kaynaklanıyordu – paralı askerler değil, sahadaki Fransız ordusundan bahsediyorum. Özellikle, orada muharebe denizcilerinin varlığından bahsediyoruz ve orada Yabancı Lejyon'un askeri personeli de vardı. Macron aslında birliğini oradan çıkarmaya çalıştı ve olay askeri istihbarat düzeyinde değerlendirildi. Fransız askeri istihbaratının başı Bernard Amy bunu bizzat denetledi. Sanırım bir tür anlaşmaya varıldı, çünkü yabancı askeri personel konusu bir anda medyadan kayboldu ve aynı dönemde Avrupa Birliği'nin beklenmedik bir şekilde ruble için gaz almayı umursamadığına dair bir açıklama geldi.’’
Fransa’nın, dış kontrol altında olduğu için her yerde ABD ile çıkarlarını birleştirdiğini iddia eden Rus uzman, ‘Fransa'nın şu anki hükümeti Rusya ile temas kurmakla ilgilenmiyor’ diyor.
‘‘Yamal boru hattının ikinci aşaması, Moskova-Petersburg yolunun Fransız parasıyla inşaa edildi. Kaluga'daki Citroen, Peugeot ve Renault fabrikaları ve bu sadece buzdağının görünen kısmı. Nükleer sanayi ve uzay vb. Dahil olmak üzere Fransızlarla birçok ortak gelişmemiz var. Ve böylece Fransız girişimciler Macron'un çizgisini desteklemiyor ve onu Fransa'yı içeriden yok eden ulusal çıkarlara ihanet eden biri olarak görüyor.’’
Öte yandan, Fransız ordusunun Macron'a mektubunu hatırlatarak, aşırı sağ bloğun aktif olarak ülkede bir iç savaş çıkarmak ve bunun sorumluluğunu Rusya’ya atmak için çabaladığı iddiasında bulunan Rus uzman, bu yönde oldukça aktif olarak çalışan belirli bir «sağ blok» olduğunu hepsinin Fransa'nın geleceğinin sadece Rusya ile ittifak yoluyla olduğunu söylediğini belirtiyor.
'Geleceğin müslüman ülkesi, Fransa'
Burada Rusya için büyük bir tuzak olduğunu düşündüğünü bu durumun kesinlikle Rusya'nın çıkarına olmayacağını vurgulayan Rus uzman, ‘Fransa'yı bir iç savaş durumunda desteklemek bizim için ne kadar ilginç olur bilmiyorum, çünkü Rusya 20 milyon Müslüman'ıyla kendi başına korkunç bir sorun açabilir’ diyor ve sözlerine şöyle açıklık getiriyor:
‘’Fransa’da bir ihtimale göre bir Hilafet yada Cezayir'de olduğu gibi Müslüman bir cumhuriyet olacak. 35 yıl önce «Fransa, gelecekte Müslüman bir Cumhuriyet» afişlerini hatırlıyorum. Bunun yakın zamanda mümkün olacağına dair kesin işaretler var, çünkü 2020’de Fransa'nın orta kısmı olan Île-de-France'da ve PAC bölgesinde (Provence, Alpler ve Côte d’Azur), Franız kökenli olmayan ebeveynlerden doğan çocukların sayısı Fransız çocukların sayısını aştı. Fransa'nın nüfusunun yüzde 50'ye kadar olan kısmı 25 yaşın altındaki kişilerden oluşmaktadır. Yerli nüfusun yerini, İslam'ı kendi dini olarak gören yeni bir nüfus alıyor. Bütün bunları açıklamadan ve anlamadan, risklerin ne kadar yüksek olduğunu anlamak imkansızdır. Ve bu oranlar doğrudan Rusya'yı ilgilendiriyor. Burada, her şeyden önce, bir Asya gücü olarak konumumuzu hatırlamalıyız. Topraklarımızın %70'i orada. Alanımızı koruyoruz ve başta İslam olmak üzere özgün itibarlı dinlere sahibiz. Ve hiçbir durumda, bir tür Fransa uğruna kendi halkımızla kavga etmemeliyiz.’’
Röportaj: Vyacheslav Biryukov
Alexander Germanoviç Artamonov: Sorbonne Fransa Diplomatik Akademisi ve Moskova Devlet Üniversitesi mezunu. Doktorasını, Fransa Katolik Enstitüsü Sosyal Bilimler bölümünde tamamladı. 2022'den beri - Avrasya Miras Vakfı Baş Uzmanı.