Rus Uzman Açıkladı: Türkiye neden Ukrayna konusunda arabuluculuk yapıyor?

HABERRUS - Ankara, Moskova ile Kiev arasında uzun müzakerelere hazırlanıyor.

Hiç şüphesiz Rusya ile Ukrayna arasındaki arabuluculuk rolünden en fazla yararlanan ülke Türkiye.

Uluslararası siyaset bilimci Elena Vladimirovna Suponina, Nezavisimaya Gazeta’ya yazdığı analizinde arabuluculuk rolüne soyunan Türkiye’nin müzakerelerin sonucuyla yada kimin faydasına sonuçlanacağıyla ilgilenmediğini, asıl hedefinin bu süreci yönetmek olduğunu söylüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm kötü seçeneklerin içinde en iyisinin bu olduğunu hissettiğini ve bu arabuluculukta gizli, karmaşık, siyasi ve ekonomik ajandasının olduğundan bahsediyor.

‘Erdoğan öyle bir denge kuruyor ki, Türkiye'nin çıkarı, iddialı çabaların müzakerelerde bir atılımla taçlandırılıp taçlandırılmayacağına bağlı değil’ diyen uzman, ‘Doğu'da kazananları severler’ yorumunda bulunuyor.

Ayrıca Ankara’nın olup bitenlerin küresel doğasını ve genel olarak artan riskleri de hesaba katarak Türkiye’nin kendisi için tehlikeli senaryolardan kaçınmak istediğine vurgu yapıyor.

Arabuluculuk rolü, Türkiye'nin Batı yaptırımlarına katılmamasına izin veriyor

Rus siyaset bilimciye göre arabuluculuk rolü, Türkiye'nin ABD baskısına rağmen Rusya ile ilişkilerini kesmemesine ve Batı yaptırımlarına katılmamasına izin veriyor.

Rus siyaset bilimci Elena Vladimirovna ayrıca bu rolün Türkiye’ye ekonomik faydalarının da çok büyük olduğuna vurgu yapıyor.

Siyaset bilimciye göre turizimde Rusya’nın ve Rus turistlerin ülkeye bıraktığı dövizin yanı sıra Türkiye, tahılın %80'inden fazlasını Rusya ve Ukrayna'dan alıyor. Türkiye’deki ekmek fiyatları bu teslimatlara bağlı.

'Ukrayna krizi zaten yüksek enflasyonla mücadele eden Türkiye’deki durumu daha da kötüleştiriyor. Haziran 2023'te Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak ve şu anda Erdoğan liderliğindeki iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi bu seçimlere tüm gücüyle hazırlanıyor. Gıda kaynaklarının güvenilirliği, sosyal istikrarın garantisidir. Türkler, buğdayın yanı sıra Rusya ve Ukrayna'dan ayçiçek yağı ve ayçiçeği çekirdeği satın almakta, domates ve narenciye ihraç etmektedir.'

Daha da önemlisi, tüketilen 50 milyar metreküp gazın %42 ila %50'si Rusya’dan alınıyor.

Yakın gelecekte Türkiye, Rus gazının payı giderek azaltsa da Rusya'dan ithalatı reddedemeyecek durumda. Ayrıca Türkiye, nükleer santral inşa eden önemli bir tedarikçi ülke Rusya ile ekonomik ilişkilerini sürdürmek istiyor.

Tüm bu ve benzeri nedenlerden ötürü Türkiye’nin arabuluculuğa başvurmaktan başka çaresi yok.

Erdoğan'ın denge kurma ve ortakların sinirleri üzerinde oynama yeteneği, askeri-teknik işbirliğinde tamamen kendini gösteriyor. Üç yıl önce Türkiye, Washington'un gazabını ve yaptırımlarını çeken Rus S-400 uçaksavar füze sistemini satın almak için bir sözleşme imzaladı, ancak aynı zamanda Ukrayna ile Türk Bayraktar insansız hava araçlarını satmak için anlaşmaya varması Moskova’da büyük öfke yarattı. Uzmanlara göre arabuluculuğun Türkiye'ye yakın gelecekte ABD yaptırımlarının hafifletilmesi şeklinde beklenmedik bir kazanç bile getirebilir.

Rus siyaset bilimci, bazı Batılı yazarların Türkiye ve Rusya’yı çılgın düşman olarak nitelendirdiklerini bu iki ülkenin birbirine aynı anda hem "dost" hemde “düşman" olabilen devletler olarak gördüklerini hatırlatarak, Amerikalıların, iki ülke arasındaki dost unsurun tamamen değiştirilmesini ve Türkiye'nin çıkarlarının Rusya'dan açık bir şekilde uzaklaşarak ABD ve müttefiklerine yönlendirilmesini istediğine vurgu yapıyor ve ekliyor:

‘‘Ankara bunu bir oyun olarak görüyor. Ve baskıya direniyor. Ancak Türkler, arabuluculuklarının ancak çatışmanın tarafları buna hazır olduğunda meyve vereceğini anlıyor. Bu, Türkiye'nin kendi menfaatini aradığı ve muhtemelen de elde edeceği uzun bir süreç olacak.’’