Babacan Rusya’da konuştu: Türkiye’nin ekonomik başarısı örnek gösteriliyor
Rusya’nın başkenti Moskova’da G-20 Maliye Bakanları toplantısı çerçevesinde Uluslararası Finans Enstitüsü tarafından düzenlenen oturumda konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin kriz sürecinden en az etkilenen bir ülke olarak çıktığını ve ekonomik başarısının dünyada örnek gösterildiğini söyledi. Moskova’nın merkezindeki Kızıl Meydan’ın karşısında Ritz-Carlton Oteli’nde düzenlenen toplantıda açılış konuşmasını yapan Babacan, küresel ekonomi mali krizlerin çözümü açısından G-20 toplantılarının faydalı olacağını belirtti.
Ekonomide ciddi önlemler alındığı için 2008 kriz sürecinden Türkiye’nin fazla etkilenmediğini ifade eden Babacan, Türkiye’nin krizden çıkışı ve ekonomik performansının dünyada örnek olarak gösterilen bir başarı haline geldiğini vurguladı. Bu çalışmalarda özel sektörün yerinin önemine işaret eden Babacan, “Bu büyüme kamu harcamalarıyla sağlanan bir büyüme değil. Bu özel sektörün yatırımı ile sağlanan bir büyüme.” şeklinde konuştu. Hedeflere ulaşmak için ekonominin birçok alanında önemli reformlara ihtiyaç olduğunu belirten Babacan, Türkiye’nin bu bağlamda son yıllarda ciddi reformlar yaptığını belirtti.
Türkiye’nin coğrafi avantajlarını da ifade eden Babacan, İstanbul’u bölgesel ve uluslararası bir finans merkezi haline dönüştürmeyi hedeflediklerini kaydetti. Başbakan Yardımcısı, “Türkiye olarak sadece Avrupa değil, aynı zamanda Asya, Orta Doğu ve Afrika ile her yönlü ilişkilerimize önem veriyoruz. Eskiden Afrika’da bir kaç elçiliğimiz varken, bugün 34 elçiliğimiz faaliyet gösteriyor. Türk Hava Yolları, Afrika'da 35 ayrı kente uçuyor. THY en çok ülkeye uçan hava yolları oldu. İstanbul lojistik bir merkeze dönüştü. İstanbul’u dünyanın en önemli finans merkezlerinden biri haline getireceğiz. İstanbul’da böyle bir potansiyel mevcut.” dedi.
Riskler azalsa da kriz muhtemel
Dünya ekonomisinin zor günlerden geçtiği bir dönemde G20 ülkeleri olarak sorunun ele alınmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Babacan, “Tüm dünyayı kuşatan mali kriz sürecinde G20 gözde bir pozisyona sahip oldu. Böylece dünya ekonomisinin zor problemlerle yüzleşmesi ve koordinasyonu güçlendi. Küresel kriz başlayalı 4 yıl oldu. Riskler küçülse de ekonomi hala çok farklı risklerle karşı karşıya. Somut büyümenin olmaması ve işsizlik oranlarının yüksek olması günümüzün acı gerçeği. Talebin desteklenmesi ve kamu finans yapısının orta ve uzun vadede güçlendirilmesi arasında bir denge kurulması gerekiyor. G20 de bu konuda önemli bir platform. Tüm sorunlara çözüm olmasa da, diyalog ve iş birliği için önemli bir zemin oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.
Merkez bankalarının para basarak likidite akışını sağlamalarının ekonomik kriz sürecini geriye çeviremediğini vurgulayan Babacan, “Öncelik mali politikaların güvenirliliğini sağlamak. Yapısal reformlar gerçekleştirmek. Merkez Bankaları bir fırsat penceresi açabilir. Ancak asıl işin hükümet ve bakanlıklar nezdinde yapılması gerektiğini unutmamak gerekir.” hatırlatmasında bulundu.
ABD’de ‘mali uçurum’ ve borç tavanı ile ilgili çok konuşulduğuna değinen Babacan, “ABD günümüzde ve önümüzdeki yıllarda dünyanın en güçlü ekonomisi olmaya devam edecek. Ancak gelecek yıllarda ne tür maliye politikaları uygulanacağı belli olmadığı için küresel ekonomi açısından kuşku sebebi” ifadelerini kullandı.
AB işbirliğini kaybederse, siyasi birlik tehlikeye girer
İtalya ve İspanya hükümetlerinin olumlu çalışmalar yaptığını, Portekiz, İrlanda ve Yunanistan hala sorun kaynağı olsa da nispeten iyileşme olduğunu vurgulayan Babacan, “Kısmi sakinlik bizi kandırmamalı. AB için bu kriz çok kritik bir olaydı çünkü AB ortak ekonomik çıkar amacıyla kurulmuştu ve çelik ve kömüre dayalıydı. Ama sonra daha global bir yapıya dönüştü. Önce Avrupa Ekonomik Birliğiydi sonra AB oldu. Bu politik birlik ekonomik çıkar amacıyla kurulmuştu ve bu baz zayıflarsa politik birlikte çok sorun yaşanacaktır. AB dünya tarihinin en önemli projelerinden ve savaş sonrası Avrupa’daki siyasi istikrarın da önemli nedeni.” uyarısında bulundu.