Karlov: O TIR'larda insani yardım yoktu
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, Suriye'de bombalanan TIR'ların içinde insani yardımın olmadığını ifade etti. Karlov, "Bu olaydan sonra hiçbir kurum bu insani yardım bize ait demedi. Sözde insani yardım taşıyan TIR'ların görüntülerini gördük." şeklinde konuştu.
Büyükelçi Cumhuriyet Gazetesi’nden Duygu Güvenç’e verdiği söyleşide Rusya ile Türkiye arasında yaşanan kriz, Erdoğan ve Putin ilişkilerini, bombalanan TIR'lar, Suriye'de geçiş dönemi konularında açıklamalarda bulundu.
İşte bu söyleşi:
- Uçak düştükten sonra sınırda yardım TIR'ları da bombalandı? Niye?
Bu olaydan sonra hiçbir kurum bu insani yardım bize ait demedi. Sözde insani yardım taşıyan TIR'ların görüntülerini gördük. Bir tıra uçaktan bomba atılırsa, bu TIR'lar büyük hasar görmeli. Parçalanmış TIR'lar, yerde bombadan oluşan kriterler olmalı. Ama o tabloyu görmedik. O kadar büyük zarar yok.
- Kamyonlar yanıyordu?
Belki de içinde bulunan maddeler patlamıştır. Patlayacak insani yardım malları biliyor musunuz siz, nedir bu?
- İçinde silah mı vardı yani onların?
Aklımıza gelen bu. Ama yüzde yüz eminiz ki insani yardım değildi. Gerçekten insani yardım olsaydı, yardım gönderen kuruluş bu bize ait diye bir açıklama yapardı hemen. İnsani yardım konusunda belli bir süreç var. Biz Ukrayna'ya sık sık insani yardım gönderiyoruz. Şu ana kadar 60 bin ton yardım sevkiyatı yaptık. Göndermeden önce bilgilendirme yapıyoruz; şu kadar tır, şu gün geçecek diye. İnsani yardım gönderme kuralları her yerde aynı. Mesela Ukrayna makamlarına ve BM yetkililerine içinde ne olduğunu görme imkanı veriyoruz; hatta içindekilerin listesini gönderiyoruz. Suriye'ye geçen insani yardım konusunda denetim var mı? Birşey duydunuz mu? Ben duymadım.
Türkiye Rusya krizi Viyana sürecini nasıl etkiliyor? Kimlerin terörist olduğu nasıl belirlenmeli sizce?
Uçağımızla ilgili trajedi sonrasında Viyana sürecini baltalamak niyetimiz yok. Buna inananlar yanlış hesap yapar. Terör örgütü listesinden bahsediyorsak, Viyana Süreci kapsamında en öncelikli konu ortak terörist listesinin hazırlanmasıdır. Aslında BM terör listesinde yer alan örgütleri biz de terörist kabul ediyoruz. Tabii ki sonra hükümet ile görüşmelere katılacak ortak muhalefet listesinin de hazırlanması önceliktir.
- 1 Ocak'ta Suriye'de geçiş döneminin başlayacağına inanıyor musunuz?
İnanmak istiyoruz. Ama birkaç senedir atılmayan adımlar, önümüzdeki bir iki ay içerisinde yapılabilir mi? Eğer uluslararası terörizm sorununu yarım tedbir alarak çözmek istiyorsak o zaman hiçbir şekilde çözemeyeceğiz. Ortak terörist listesi bizim açımızdan birlikte operasyon yapma fırsatı veriyor. Ve diğer taraftan da mutlaka dış ve daha önemli iç muhalefetin katılımıyla oluşturulacak ortak muhalefet listesi bize siyasi süreci başlatmak konusunda fırsat veriyor.
- 24 Kasım'dan bu yana Türk uçakları sınırda uçmuyor mu?
Onu teyit edemem ben.
- Türkiye'nin Rusya'dan çekindiğini ve bu nedenle uçmadığını düşünüyor musunuz?
Uçup uçmadığı konusunda cevap veremediğim için ikinci sorunuza da cevap veremiyorum.
- TürkiyeSuriye arasında 1971 anlaşması var, 5 millik angajman kuralları da buna dayanıyor. Bu anlaşmaya Rusya da uyuyor mu?
Bu anlaşma TürkiyeSuriye arasında. Peki Türk pilotlar uçağımızın Suriye uçağı mı olduğunu sandılar? Daha sonra kabul edilen bir belgeye bakalım. Rusya Savunma Bakanlığı ile ABD Savunma Bakanlığı arasında. Havada uçuşların düzenlemesiyle ilgili. Önemli bir madde var; 'ABD tarafı bütün koalisyon üyelerine bilgilendirme yapacak ve özellikle de tüm koalisyon üyelerini bu kurallara uyması konusunda bilgilendirecektir'. Çok taze bir belge zaten. Bu mutabakata göre, katılımcı taraflar birbirine karşı havada silah kullanmayacaktır. Hatta silahları hedeflemeyecektir.
- Yani ABD Türkiye'ye bilgi vermedi mi diyorsunuz?
O ABD tarafına ait bir soru. Ama işte imzalar var; 20 Ekim tarihli. Bizim uçağımız 24 Kasım tarihinde düşürüldü. İmzadan 1 ay sonra. Hadi 12 gün içinde düşürüldü; bilgilendirmeyi yapamadı diyebiliriz ama 1 ay sonra.
- Erdoğan ve Putin'in, Suriye konusunda anlaşamasa da iyi ilişkileri vardı. Rusya, Erdoğan ve ailesini petrol kaçakçılığıyla 24 Kasım'dan sonra suçladı. Neden?
İki lider arasındaki ilişkiler iyi olduğu için belki de bizim devlet başkanımız olaydan o kadar endişelendi. Devlet Başkanımız da şunu söyledi; 'Türkiye'yi dost ve komşu ülke olarak ve terörizmle mücadelede müttefik olarak görüyorduk'. Birden bire böyle bir dost, ortak, müttefik sırtımızdan vuruyor bizi... Şimdi Erdoğan'ın ve oğlunun reddettiği suçlamalar konusunda biz zaten açık görüntü paylaştık. ABD tarafı da kabul ediyor ki IŞİD önemli sevkiyatları Türkiye'ye yönlendiriyor.
- ABD aslında öyle demiyor. Çok kısıtlıdır diyor?
Sanırım bilginiz eski. Daha geçen gün açıkladılar. ABD Kongresi Temsilciler Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi üyesi diyor ki; "Türkiye ile mücadeleden çok IŞİD'i desteklemiştir. Türkiye'nin açık sınırı IŞİD ve diğer aşırıcılara yaptığı dolaylı ve direk katkı gösteriyor ki Türkiye bizimle değil"
- Türkiye, Rusya'nın buğday silosu ve su arıtma tesisi vurduğunu söylüyor. Koordinat istemişler, neden vermediniz?
Kanıt versinler. 7 Ekim tarihinde savunma bakan yardımcısı, NATO'nun askeri ateşelerini çağırarak toplantı yaptı. Türkiye'nin de askeri ateşesi hazır bulunuyordu. Rusya yanlış hedefleri vuruyor diye o zaman da suçlamalar vardı. Açıkça sordu; 'Rusya IŞİD'in nerede olduğunu bilmiyor zannediyorsanız, bize koordinatları, bölgeleri işaretleyin" Bize cevap gelmedi. Diğer bir soru sordu, "Vurulmaması gereken bölgeleri işaretleyin, koordinatları verin bize, biz vurmayacağız" cevap gelmedi. O zaman şöyle bir teklif verdi, Rusya Savunma Bakanlığının hazırladığı haritayı paylaştı. IŞİD'in bulunduğu bölgeler işaretlendi. Hedefler de gösterildi. Ekim ilk haftasında yapıldı bu toplantı. Şimdi artık bazı hedefleri bize Suriye muhalefeti veriyor. ÖSO veriyor. Esad rejimiyle savaşan doğru muhalefet olarak bilinen ÖSO.
- Hangi gruplar?
ÖSO olarak geçiyor. O kadar uzman değilim Suriye muhalefetinde.