Putin'in Barış Önerisi: Diplomatik Hamle mi, Stratejik Manevra mı?

HABERRUS - Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna ile 15 Mayıs'ta İstanbul'da koşulsuz görüşme önerisi, uluslararası diplomasi sahnesinde çok katmanlı bir değerlendirmeyi gerektiriyor.

Küresel medya kuruluşlarının analizleri, bu hamlenin hem bölgesel dinamikleri hem de ABD-Rusya ilişkilerini yeniden şekillendirme potansiyeli taşıdığını ortaya koyuyor.

Zamanlaması Manidar

The Wall Street Journal'ın vurguladığı üzere, Putin'in önerisinin Fransa, Almanya, İngiltere ve Polonya liderlerinin Kiev ziyareti ve Trump'la video konferansının hemen ardından gelmesi tesadüf değil.

Uzmanlar, bu zamanlamayla Moskova'nın üç temel mesaj verdiğini belirtiyor:

Batı bloğundaki koordinasyon boşluklarını ortaya çıkarmak, Trump yönetiminin Ukrayna politikasındaki yumuşak kanadı hedef almak ve Türkiye gibi "arabulucu" aktörlerin rolünü güçlendirmek.

Trump Etkisi ve Yaptırım Tehdidi

El Mundo'nun "Beyaz Saray'a yönelik göz kırpma" tanımıyla ele aldığı öneri, ABD'nin Rusya'ya uyguladığı ekonomik yaptırımların geleceği açısından kritik önem taşıyor. Trump'ın Truth Social'daki olumlu yanıtı, Putin'in "Batı cephesinde bölünme yaratma" stratejisinin en azından kısmen işe yaradığını gösteriyor.

Ancak Brookings Enstitüsü'nden Steven Pifer, "Moskova'nın asıl amacının Ukrayna'ya askeri desteğin azaltılması olduğunu" vurguluyor.

Ukrayna'nın Güvenlik Paradoksu

The Guardian'ın altını çizdiği gibi, Zelenski yönetiminin "önce ateşkes" şartı, Rus işgali altındaki bölgelerde statüko oluşması endişesiyle şekilleniyor.

Kiev'deki siyaset bilimciler, 30 günlük ateşkesin Rus ordusuna yeniden konuşlanma fırsatı verebileceği uyarısında bulunurken, Batılı diplomatlar ise "dondurulmuş çatışma" senaryosuna karşı uyarıyor.

Türkiye'nin Denge Diplomasisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem Putin hem Macron'la yaptığı görüşmeler, Ankara'nın "aktif tarafsızlık" pozisyonunu güçlendiriyor. İstanbul'un 2022'deki tahıl koridoru görüşmelerinden edindiği tecrübe, şehrin "güvenli diplomasi platformu" kimliğini pekiştiriyor.

Avrupa'nın Bölünmüşlük Sınavı

Frankfurter Allgemeine'in işaret ettiği üzere, Macron-Merz ikilisinin Kiev'deki ortak pozisyonu, AB içindeki Rusya politikası farklılıklarını gizlemeye yetmiyor.

Doğu Avrupa ülkelerinin "yaptırımların sürdürülmesi" çağrılarına rağmen, Fransa ve Almanya'nın daha esnek tutum alması, Brüksel'deki koordinasyon zorluklarını gözler önüne seriyor.

Savaş Sonrası Senaryolar

Putin'in "2022'deki görüşmelerin kaldığı yerden" vurgusu, Rusya'nın işgal ettiği bölgelerde fiili durumu kabul ettirme stratejisinin ipuçlarını veriyor.

Carnegie Europe'dan Stefan Lehne, "Moskova'nın askeri kazanımlarını diplomasi masında meşrulaştırma arayışında olduğunu" ifade ederken, RAND Corporation analistleri ise "donmuş çatışma" riskine dikkat çekiyor.

Bu karmaşık tablo, Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşmesi planlanan olası görüşmelerin, tarafların gerçek niyetlerinin test edileceği bir turnusol kağıdı işlevi görecek.

Diplomatik kaynaklar, Mayıs ayının ikinci yarısının hem savaşın seyrini hem de küresel güç dengelerini yeniden şekillendirebilecek kritik gelişmelere sahne olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.