Rusya'nın yer altı sarayları
Bir şehri güzelleştiren, sokaktaki görkemli yapılar olmayabilir her zaman. Bazen yerin altı da şehre ruh ve kimlik katar. Tıpkı her bir istasyonu saray gibi olan Moskova Metrosu gibi.
‘Dünyanın en büyük metrosu'nu anladık, ‘dünyanın en eski metrosu' kategorisi de gayet makul. Peki ‘dünyanın en güzel metrosu' deyince bir an duraklamamız neden? ‘Bir metro, ne kadar güzel olabilir ki' diye düşünmekten mi? Normal şartlarda herhangi bir metrodan indikten sonra ayaklarımızın otomatikman çıkışa doğru yönelmesinden mi? Ya bunun tersi bir durum söz konusu ise... Gelmek istediğimiz yere ulaşmamıza rağmen dışarı çıkmak için hiç de acele etmiyorsak, mimarisinin ihtişamından gözlerimizi alamamışsak… Üstüne üstlük onlarca metre altındaki müzevari istasyonlarını dolaşmak için turistik geziler düzenleniyorsa, orası ‘dünyanın en güzel metrosu' unvanını fazlasıyla hak ediyor demektir. Ve orası Moskova Metrosu'nun ta kendisidir. Güzelliği hem saraylara layık mimarisinin estetiğinden hem de her istasyonunun ayrı bir hikâyesi olmasından gelir. 1935'ten bugüne; her bir yolcu adedince acı-tatlı anılar, hüzünler, sevinçler taşıyan bu hattın dünyanın en güzel metrosu olduğu konusunda herkes hemfikir. Kullanıma açılması 1935 yılına dayanan metronun inşaatı 1931'de dünyanın en acımasız diktatörlerinden biri olarak bilinen Josef Stalin'in direktifiyle başlar. ‘Bazen de kötüleri, güzelliklere vesile kılan' kaderin işidir olan biten. İlk açıldığında sadece 13 istasyonu olan hattın durakları geçen yıllarla birlikte artar. Artık 195 istasyonu ve günde yaklaşık 10 milyon kişiyi taşımasıyla aynı zamanda dünyanın en çok yolcu taşıyan metrosudur. Devrimle özdeşleşen metro fikri aslında ilk olarak devrimden önce gündeme gelir. 1902 yılında hazırlanan ilk proje, tarihî dokuya zarar vereceği gerekçesiyle engellenir. 1912 yılındaki ikinci proje ise 1. Dünya Savaşı ve ardından devrim olmasıyla rafa kalkar. Stalin'e nasip olan metro inşaatı için o dönem Sovyetler Birliği'nin dört bir yanından erkek ve kadın işçiler getirilir. Ayrıca Kızıl Ordu ve Komünist Gençlik Birliği'nin (Komsomol) 13 binden fazla üyesi de metro yapımına katılır. Hatta birazdan bahsedeceğimiz istasyonlardan biri olan Komsomolskaya bu kişilerin anısına inşa edilmiş.
Rusya'ya turist olarak gideceklere sıkı sıkı tavsiye edilir: “Moskova'ya şöyle gitmişken bir uğra, Kızıl Meydan'dan başka göreceğin fazlaca bir şey yok. Zamanının çoğunu Saint Petersburg'da geçir.” Rusya'dan henüz dönmüş bir kişi olan ‘bu satırların sahibinin' de naçizane bir tavsiyesi vardır ki, dileyen dikkate alır: “Moskova metrosunun en az beş istasyonunu ziyaret etmeden yapılan Rusya seyahati, eksik bir seyahattir.” 195 istasyonun hepsini anlatmak mümkün olmasa da en çarpıcı birkaç istasyonundan bahsedelim ki, gideceklerin seyahati eksik, gitmeyecek olup da merak edenlerin ise gönlü kalmasın.
Lenin ve Stalin her yerde
Moskovalı olsam canımın sıkkın olduğu zamanlarda Kiyevskaya İstasyonu'na gider, turistlerin bu durağı ilk gördükleri o şaşkınlıkla dolu ana şahitlik etmek isterdim. Muhteşem mozaikleri, opera salonunu andıran duvar işlemeleri ve ihtişamlı avizeleriyle karşılaştığı anda, ağzı açık etrafa bakınıp hemen fotoğraf makinesine sarılarak bir anda Japon turiste dönüşen kendimden biliyorum. Kievskaya, dünyadaki en güzel 10 metro istasyonu arasında yer alıyor. Yapılış tarihi 1954. Stalin devrinden sonra tamamlanan ilk metro istasyonu olması bakımından henüz genç sayılıyor kendisi. Nitekim tevellüdü Rusya'da çok sık dile getirilen ‘O kadar yaşlı ki Lenin ve Stalin'i bile görmüş' deyimine uymuyor. Stalin devrinden sonra tamamlansa da Sovyet sanatının tüm özelliklerini içinde barındırıyor. Geniş boş alanlar ve bol bol sanat… Nikita Kruşçev'in göreve gelmesinden sonra tamamlanan istasyonun meşhur mozaiklerinin çok büyük kısmında Ukrayna temalı görsellerin olması tesadüf değil. Ukrayna asıllı Kruşçev'in köklerine olan bağlılığı iyi biliniyor. Tamamına yakını 1917 Ekim Devrimi'ne adanan mozaikler arasında Lenin, Stalin ve Troçki üçlüsünün yer aldığı mozaik en dikkat çekenlerden.
Savaşta sığınak olarak kullanılan istasyon
Mayakovska'yı diğer istasyonlardan ayıran özelliği, geometrik desenlerin yoğun olduğu ve simetri içinde asimetrik öğeler barındıran iç mimarisi. Art deco akımının güçlü etkileri bulunuyor. Hava baskınlarına karşı sığınak olarak kullanılmasıyla II. Dünya Savaşı sırasında büyük bir üne kavuşan bu istasyon, Stalin'in Ekim Devrimi'nin yıldönümünde yani 7 Kasım 1941'de parti liderleri ve sıradan Moskovalıları çok büyük bir buluşmada bir araya getirdiği mekân olarak da tarihe geçiyor.
Bir Sovyet propoganda aracı olarak metro istasyonları!
1935'te hizmete başlayan Komsomolskaya istasyonu, Moskova metrosunun açılan ilk hattı olan kırmızı hatta bulunuyor. En dikkat çeken özelliği, sarı duvar boyamaları ve aynı tonlarda olan sütunları. Barok stilinin hakim olduğu bu durak, her an bir yerlerden kabarık elbiseleri ve sütun gibi fraklarıyla kadınlar ve erkekler çıkacakmış hissi veriyor. Mozaiklerde ise pek çok istasyonda olduğu gibi Sovyet halkının günlük yaşamı ve Rusların tarih boyunca verdiği bağımsızlık savaşları temsil ediliyor.
Yıkılan kilise duvarından istasyona…
Rusya denince akla gelen ilk şeylerden biri de dünyaca ünlü Bolşoy Tiyatrosu. İşte Bolşoy'un da aralarında olduğu irili ufaklı onlarca tiyatronun üssü konumundaki Teatralnaya Meydanı'na çıkan istasyon da Moskova metrosunun en ünlülerinden. 1938 yılında hizmete açılan istasyonun içi komünist rejim yönetime gelince yıktırılan Christ The Saviour Katedrali'nin mermerleriyle yapılmış. Tavanlarda Sovyetler Birliği'nde yaşayan farklı kültürlerin ulusal giysileri yle resmedildiği kabartmalar var. Ayrıca birçok başka istasyonda olduğu gibi Sovyet propagandası amaçlı resimler burada da duvarları süslüyor. Kristal büyük lambalar ve bronz çerçeveli tablolar ise metro istasyonunun ismine yaraşır bir mekânda olduğunuz hissini veriyor.
Rengarenk vitraylarıyla Novoslobodskaya
Görsel açıdan en güzel istasyonlardan biri de Novoslobodskaya İstasyonu. Onu diğer istasyonlardan farklı kılan özelliği, Letonyalı sanatçılar tarafından yapılmış 32 adet rengarenk vitrayları. Pavel Korin'in ‘Dünyada Barış' isimli mozaikleri de bu istasyonda bulunuyor.
En derin istasyon
Moskova metrosunu dünyadaki diğer metrolardan farklı kılan bir başka özelliği de yeni istasyonlarda dahi estetiğe ve herkes tarafından dile getirilen ‘saray gibi' nitelemelerine uyacak mimariye sahip çıkılması. Bu durumun iki örneği 2003'te açılan Park Pobedy ve 2010'da açılan Dostoyevskaya durakları. Park Pobedy Durağı, yerin 97 metre altında olması itibarıyla Moskova'nın en derin, dünyanın ise en derin üçüncü metro istasyonu unvanını taşıyor. Rus sanatçıların elleriyle tasarlanan yapıtlar metro duvarlarını süslüyor. Islakmış hissi veren mermerlere yansıyan simetrik öğeler bakana görsel şölen sunarken, istasyondaki mozaiklerden birinde 1945'teki büyük zafer resmediliyor. Ve büyük ustanın isminin verildiği Dostoyevskaya Durağı... İstasyonun açılışı, metro hattının 75. yıldönümü kutlamalarına denk getirilmiş. Duvarlarında Dostoyevski'nin siyah beyaz mozaiğinin yanı sıra Budala, Karamazof Kardeşler, Suç ve Ceza gibi ölümsüz eserlerin karakterlerine yer verilmiş. Metro durağının bulunduğu yer aynı zamanda Dostoyevski'nin evinin de bulunduğu yer.
Patron işe, hanım eve çağırıyor!
* Latin alfabesiyle yazıldığında bile okunması kolay olmayan istasyon isimlerinin yazıda geçen şekilleriyle karşınıza çıkacağını zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Tamamı Kiril alfabesiyle belirtilen durak isimlerini anlamak pek kolay değil. İneceğiniz durağın ismini resim olarak hafızaya kaydetmek iyi bir fikir olabilir. Ya da karşılarında Latin harflerinin yer aldığı bir Kiril alfabesi edinip şifre çözer gibi okumaya çalışmaktan başka çare yok gibi görünüyor.
* Moskova Metrosu'nun belki de en ilginç özelliklerinden biri metro içlerinde yapılan anonslar. Yaklaşılan durağa dair yapılan anonsların kadın ya da erkek tarafından seslendirilmesi aynı zamanda hangi yöne doğru gittiğinizin ipucunu veriyor. Görme engelli yolcular düşünülerek kurulan sistemde şehir merkezine doğru gidiyorsan anons olarak erkek sesi, şehrin merkezinden uzaklaşıyorsan kadın sesi duyuyorsun. Ruslar hafızada kolay kalsın diye espriyle karışık şöyle bir mantık bile kurmuş: “Patron işe çağırıyor, eşin eve çağırıyor.”
* Moskova'da birden fazla gün kalacaksanız tek tek bilet almaktansa toplu bilet almak daha mantıklı. 11 kez binme hakkı veren kartların fiyatı yaklaşık 18 TL'ye denk geliyor. Bir güzellik de, metronun içinden hiç çıkılmadığı takdirde tek bir biletle 12 hattın tamamını ziyaret etmenin mümkün olması.