Rusya'nın soğuğu Antalya'yı üşütüyor

Rusya ekonomisi zor günler yaşıyor. Ruble neredeyse yarı yarıya değer kaybetti. Kriz sadece alım gücü giderek düşen Rusları değil, onlara ürün satmaya çalışan Türkleri de etkiliyor. Her yıl en çok turist ağırlayan Antalya ise en mağdur şehir.

Kara kışın hüküm sürdüğü kuzey yarım kürenin en geniş topraklara sahip ülkesi Rusya’nın ekonomisi âdeta zemheriyi yaşıyor. Batı’nın, Ukrayna ve Kırım’da yaşananlarda rolü olduğu gerekçesiyle ambargoyla cezalandırdığı Rusya, ekonomisini ayakta tutan petrolün tarihî düşüşüyle birlikte zor günlerden geçiyor. Rublenin dolar karşısında yarıdan da fazla değer kaybetmesi sadece ekonomisini değil, ülke insanının alım gücünü de vurmuş durumda. Ülke dışına döviz çıkışı engellenirken, oligarklardan ellerindeki dolarları piyasaya sürmeleri istendi. Ülkenin en önemli ismi, ekonomilerinin karşı karşıya olduğu krizin iki yıl süreceğini açıklayarak, halkından bu duruma hazırlıklı olmalarını istedi.

Soğuk ülkeden esen sert rüzgârlar Türkiye’yi de üşütüyor; ama en çok da Antalya’yı... ‘Turizmin ve tarımın başkenti Antalya, sıcak güneşine rağmen, 2 bin 600 kilometre uzaktaki Moskova’dan gelen dondurucu soğuğu iliğine kadar hissediyor. Zira şehrin turizminin yüzde 31’i, ihracatının ise yüzde 30’u Rusya’ya dayanıyor.

3,5 milyon Rus turist geliyor

Türkiye’yi ziyaret eden her üç turistten birini misafir eden Antalya yılı 12 milyon civarında turistle kapatmaya hazırlanıyor. Yabancı ziyaretçilerin 3,5 milyonuna yakınını Ruslar oluşturuyor. Bir başka deyişle, Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre; Türkiye’ye gelen her 100 Rus turistten 78’i tatilini Antalya’da geçiriyor. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’nin (TÜRSAB) Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine dayandırarak hazırladığı ‘MITT Moskova 2014 Turizm Fuarı Sonuç Raporu’na göre, Rus turistin ülkemizdeki kişi başı ortalama harcaması 571 dolar. Bu rakam dikkate alındığında Rus turistlerin Antalya ekonomisine katkısı 2 milyar dolar civarında.

Krizin daha da hissedilir hâle gelmeye başladığı yılın son çeyreğiyle birlikte Antalya’ya gelen Rus turist sayısında da gerileme başladı. Eylül ayına kadar normal seyrinde devam eden Rus turist sayısı ekim ve kasım aylarında sert düşüşlerle yüzde 35 geriledi. Geçmiş yıllara bakıldığında bu gerileme bir yere kadar makul kabul ediliyor. Zira bu ülkede okulların açıldığı eylül ayından itibaren Rus turist de elini eteğini Antalya’dan çekmeye başlıyor. Ta okulların tatile girdiği haziran ayına kadar... Zaten Antalya en fazla Rus turisti ‘yüksek sezon’ olarak adlandırılan haziran-eylül ayları arasında ağırlıyor. Rus turistlerin yüzde 70’ten fazlası Antalya’yı bu aylarda tercih ediyor.

Ancak bu yıl turizmcileri endişelendiren bir gösterge var. O da Antalya’nın Akdeniz’deki rakiplerinden Mısır’da yaşanan sıkıntı. Zira Rusya’da tatil amaçlı yurtdışına çıkışlarda ekim ayından sonra ibre Türkiye’ye göre daha sıcak bir iklime sahip olan Mısır’a dönüyor. Türkiye’nin aksine bugünlerde ‘yüksek sezonu’nu yaşayan Mısır’a giden Rus turist sayısında yüzde 50 azalma yaşanıyor. Bunu bir işaret fişeği olarak gören sektör temsilcileri gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde 2015’in zor bir yıl olabileceği uyarısında bulunuyor.

“Turizmle ilgili şu anki göstergeler hiç iç açıcı değil.” diyen Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Tayland, Mısır, Dubai gibi ülkelere Rusya’dan gidişlerde çok azalma olduğunu, yüzde 50 olan kaybın yılbaşında biraz daha yükselmesini beklediklerini söylüyor. Türkiye’nin 2015’te Rusya pazarında yüzde 30-35 kayıp yaşayabileceğini belirten Yusuf Hacısüleyman’ın bu tahmininin gerçekleşmesi Antalya’ya gelen Rus turist sayısının 1 milyon kişinin üzerinde azalması demek. Bu da turizm gelirlerinde 700 milyon doların üzerinde önemli bir kayıp yaşanabileceği anlamına geliyor.

52 sektör direkt etkilenecek

“Turizm gelirimizde bir kayıp bekliyoruz.” diyen AKTOB Başkanı Hacısüleyman’ın şu sözleri gerekli tedbirler alınmazsa yaşanabilecek sıkıntıya dikkat çekiyor: “100 binlerle ifade edilen bir düşüş olduğu zaman, Antalya ekonomisi bundan çok etkilenir. Sadece Antalya değil, çevresi de etkilenir. Çünkü Türkiye’nin her yerinden mal ve hizmet talep ediyoruz. Kullandığımız yiyecek-içecek, yaş sebze-meyve, mobilya, kırtasiye, tekstil, taşımacılıktan nakliyeye kadar pek çok sektörü doğrudan besliyoruz. Bütün bunlar etkilenecektir. Kriz, hizmet ve alım yaptığımız 52 sektörü etkiler. Şirketlerin belki bunu iyi düşünüp kendilerine başka bir senaryo daha hazırlamaları gerekiyor. Yani ‘her şey yolunda giderse’ senaryosunu devam ettirmeleri gerekiyor ama ‘her şey yolunda gitmezse’ diye bir B, hatta C planlarına ihtiyaçları var. Biz şimdi en kötü senaryoyu dikkate almak zorundayız.”

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak ise Rusya’yla ilgili iyimserliğini şu sözüyle dile getiriyor: “Önümüzde 3-4 ay var ve bu sürede bu şartları tersine döndürmenin mümkün olduğunu düşünüyorum. Diğer pazarlara çalışmamız gerekiyor. Özellikle Avrupa son 4 yıldır yatay seyrediyor. Avrupa’dan daha fazla turist getirebiliriz. Eğer açık verirsek bir kısmını öyle kapatabiliriz. Özellikle Orta Asya’ya bakmamız lazım, oradan turist çekebiliriz. İmaj, destek ve fiyatlar üzerine çalışmamız gerekiyor. Sadece Rusya Federasyonu’na bağlı değiliz. Antalya turizmi son derece dinamik. Ruslar da her şeyden vazgeçer, tatilden vazgeçmez. Gelirler. Biraz eksi yazabilir ama bizim pik sezonlarımıza daha 4-5 ay var.”

Rusya’da yaşanan gelişmeleri yakından takip eden ve şu an beklemede olan turizm sektörü için kilit tarih Mart 2015. Zira Rusya pazarıyla ilgili en net tespitlerin yapılabileceği MITT Moskova Turizm Fuarı bu tarihte yapılıyor. Şimdilik fiyat indirimine gitmeyen sektör, kurda yaşanan belirsizlik sebebiyle ocakta başlaması gereken paket satışları da marta ertelemiş durumda.

İhracat da tehlikeye girdi

Rusya’nın Antalya’nın ihracatında da önemli bir yeri var. Antalya’daki seralarda ve bahçelerde üretilen başta domates, salatalık ve portakal olmak üzere yaş sebze-meyvenin en büyük alıcısı Rusya Federasyonu.

Türkiye’den ihraç edilen toplam domatesin yüzde 85’i Antalya’da üretiliyor ve en çok ihracat Rusya’ya yapılıyor. Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) üzerinden bu ülkeye yapılan 324 milyon liralık ihracatın neredeyse tamamına yakınını yaş sebze ve meyve oluşturuyor. Rublenin dolar karşısında aşırı değer kaybetmesiyle yaşanan kriz, Antalyalı ihracatçı ve üreticiyi epey kaygılandırıyor. Rusya’daki krizin Türkiye’yi derinden ilgilendirdiğini belirten sektör temsilcileri, Antalya Ticaret Borsası (ATB) öncülüğünde biraraya geldi. Üreticiler, ihracatçılar ve hal esnafı çözüm için tekliflerini sıralayarak kriz karşısında hızlı hareket edilmesini istedi.

Rusya’nın sera ürünlerinde 1 milyon tonun üzerinde ciddi bir tedarike sahip olduğu bilgisini paylaşan BAİB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı, Rusya’daki olayın olağanüstü bir durum olduğunu belirterek, “Buna basit bir devalüasyon demek doğru değil.” diyor. Satıcı, ambargoyla birlikte sera ürünlerinde yüzde 25-30 artış beklerken, olumsuz tablo sebebiyle mevcut ihracatı korumaya çalıştıklarını söylüyor.

Rublenin değer kaybının, petrol fiyatının gerilemesinin 2-3 ay öncesine kadar kimsenin öngöremediği bir durum olduğunu dile getiren Satıcı, “Bu da ister istemez Rusya’daki tüketicinin alım gücünü düşürdü. Geçen sene 70-80 rubleye toptan satılan bir domates şimdi 100-110 rubleye çıktı. Devalüasyonun da etkisiyle tüketicinin alım gücü yarıya yakın düştü. Kim olsa bu ortamda tüketimi kısar.” diye konuşuyor.