Hakan Ateş: Rusya'daki gelişmelerden Türkiye etkilenir
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, dünya ve Türkiye ekonomisini BUGÜN’e değerlendirdi. Türkiye’nin bu ortamda yüzde 5-6’lık büyümesinin hayal olduğunu söyledi.
Herkesin merakı, 2015 yılının nasıl geçeceği. İyimser olanlar var, daha kötümser olanlar var. Küresel ve yerel ekonomistlerin çoğu, bu yılın 2014’ten daha zor geçeceğini söylüyor.
Bankacı gözlüğüyle bakış
Yaklaşımlarında hangi konuları öne çıkarıyorlar, onu anlamak için Denizbank’ın Genel Müdürü Hakan Ateş’le konuştuk. Dünyanın en büyük bankalarından, Rusya Federasyonu’nun ise en büyük bankası
SberBank’la evlenen Denizbank’ın bu farklı konumundan yararlanarak Ateş’in değerlendirmelerinden realist bir çıktı almaya çalıştık. Ateş’in, ekonomideki bazı görüşleri olumlu olsa da bankacılıkta bu yıl kârlılığın daha da azalacağını söylemesi, sektörün gelecekteki büyümesi açısından önemli bir saptamaydı.Şimdi, sözü ona verelim ve bankacı gözüyle hem dünyayı hem de Türkiye’yi değerlendirelim.
Dünya hâlâ krizden çıkamadı
Hakan Bey, dünya küresel krizden hala çıkamadı değil mi?
Aslında çıksaydık her şey daha farklı olurdu. Dünya, hâlâ bundan çıkma mücadelesi içerisinde. ABD Merkez Bankası Fed’in eski Başkanı Ben Bernanke, işsizlik yüzde 6.2’nin altına düştüğü zaman “Faizleri yükselteceğiz” demişti. ABD’de işsizlik yüzde 6.2’nin altına düştü ama hâlâ faiz artırımı başlatılamadı.
Bankacılıkta kârlılıklar azalıyor
Faiz artırımı aslında bizim açımızdan olumsuz olacaktı. Hatırlarsak, 2013’ün Mayıs ayında Bernanke’nin “Krizden çıkıyoruz” mesajı da gelişmekte olan piyasaları bayağı endişelendirmişti. Bu arada Türkiye’de de ciddi faiz artışları yaşandı. En önemlisi oydu. Belki Türkiye biraz daha negatif ayrıştı, başka içsel nedenlerle.
O zaman Türkiye bu yıl hangi avantajları ve dezavantajları yaşayacak?
Bankacılıkta kârlılıklar azalıyor. Muhtemelen de böyle azalma trendinde devam edecek ama ekonominin geneline bakıldığında büyük resimde Türkiye, ‘yatırım derecesi’ni kaybetmeyecek. Çünkü bunu gerektiren hiçbir neden yok. Maliye politikaları açısından iç borçlanma, bütçe açığı gibi bütün göstergeler çok iyi. Bizim baş ağrımız olan ve genellikle IMF raporlarında da konu edilen “cari açık”ta da büyük bir geri geliş var. Ekonomi yönetiminin aldığı ihtiyati makro ekonomik tedbirler de bu azalışta önemli rol oynadı.
Avrupa’da deflasyon riski var. Bu durum işsizliklere yol açıyor. Türkiye’nin de bundan negatif etkilenmesi mümkün.
10 milyar $’lık avantaj
Petrol fiyatının düşmesinin etkileri nasıl olacak?
Söylediklerimin üstüne şimdi enerji yani petrol, doğalgaz ve emtia fiyatlarının gerilemesi, içinde bulunduğumuz ve hatta gelecek seneyi de kurtarır gibi görünüyor. Çünkü, Türkiye buradan sadece enerji yönünden 5.5 - 6 milyar, toplamda da 10 milyar dolar bir avantaj elde ediyor.
Bunlar tamam da ihracatımızda düşüş ivme kazanmaya başladı. Bu da cari açığı olumsuz etkilemez mi?
Evet, Avrupa pazarı daraldığı için hemen hemen hiç büyüme olmadı. Daha da beteri Avrupa’da deflasyon riski var. Deflasyon dediğimiz zaman enflasyon “sıfır”a yakın ama alışveriş olmadığı için durgunluk yaşamak demek. Bu çok büyük işsizliklere yol açıyor Avrupa için. Türkiye’nin de bu durumdan negatif etkilenmesi mümkün. Çünkü bizim yüzde 40 civarındaki ticaretimiz Avrupa ile ilgili. Bu dünyanın bütününü de etkiliyor tabii ki. Global olarak küresel büyümenin yüzde 3’lerin altında olacağını görüyoruz. Belki biraz ABD büyümeyi beceriyor, Avrupa ve diğer bazı ülkeler bunu sağlayamıyor.
Yeniden Türkiye’ye dönersek resimde neler görüyorsunuz?
Türkiye’de de bir handikap olmakla birlikte biz burada yurt dışı fonlama ile artı ihtiyaçlarımızı hallediyoruz. Belki mevduat yetmiyor. Nitekim bankacılık sektöründe sene sonu itibarıyla kredi mevduat oranı yüzde 115 oldu.
Kredi anlamında mevduatın tamamını bankacılık sektörü veriyor, o yetmiyor ondan sonra yüzde 15 daha yurtdışından alınan krediler var. Burada şunu soralım; Yurt dışından bu finansman sağlanabilir mi? Görünen o ki sağlanabilir. Başta da söylediğim gibi bizim yatırım derecemizi tehdit eden herhangi bir durum yok.
Sıcak para geliyor faizler düşüyor
Yabancı sermaye eskisi gibi fazla ölçüde gelmiyor, 2015 yılında gelebilir mi?
Onun ilk sinyalleri ocak başından itibaren görülmeye başlandı. Onlara “çöpçü balıkları” diyorum. İlk önce piyasaya giren hedge fonlar veya sıcak para hareketleriyle hazine bonosu ve devlet tahvillerine bir eğilim olmaya da başladı. Faizlerdeki gerilemeden de onu anlıyoruz.
Fiyat yükseliyor
Yüzde 10-10,5 faizli mevduatın önce 9’lara sonra da 8’lere düşeceğini bekliyorum ilk 3 hatta 6 ayda. Zaten bizim 10 yıllıklar 9-9.5’lara kadar tırmanmıştı. Şimdi yine 7.35’ler seviyesine düştü. Burada tabii ki bir arz talep de söz konusu. Piyasadaki devlet tahvili ve hazine bonosu azalıyor. Azalınca da her şeyin değeri artar. O nedenle de faizler düşüyor ama fiyat yükseliyor.
Rusya bizim ekonomiyi etkiler
Siz, Sberbank’la evlendiğiniz için Rus bankası sayılıyorsunuz. Rusya ile ilişkiler bu yıl nasıl bir seyir izleyecek?
Biz aslında Rus bankası değiliz. Kanunen milli Türk bankasıyız. Yüzde 100 aktifimiz de Türkiye ile ilgilidir. Rusya’da şartlar tabii ki kolay değil. Burada bir gerilim var. Bunun Rusya ekonomisini olumlu etkileyeceğini söyleyemeyiz. Ruble çok ciddi bir şekilde devalüe oldu, faizler yüzde 15’lerin üzerine çıktı. Bunlar tamamen politik gerilimden kaynaklanan ekonomik bazı olmayan şeyler. Dolayısıyla 2015 Rusya için kolay bir yıl olmayacak.
Türkiye-Rusya ilişkilerini bu olumsuzluklar nasıl etkiler?
Biz çok heveslenmiştik, “Rusya, malları Avrupa’dan değil bizden alır mı” diye. Ama Rusya’da ekonominin ve ticaretin de genel yapıdan dolayı daralacağını düşünüyorum. Türkiye ile Rusya’nın işbirliği de önemli.
Politika faizlerinin yüzde 7’nin altına düşmesi sürpriz olmaz
Merkez Bankası, artık faizi aşağıya çekebilir mi?
Ekonomi bürokrasisi ve MB kanaatimce çok doğru bir yönetim gösterdi. Bana göre tedrici olarak 150 – 200 baz puan arasında yıl içinde bir düşüş olacaktır. Politika faizlerinin yüzde 7’nin altına düşmesi sürpriz değil.
Yüzde 5-6’lık büyüme hayal
Peki büyüme için ne düşünüyorsunuz? Yüzde 5 ve üstü büyümeler hayal mi oldu?
Artık öyle büyük büyümeler yok. Yüksek büyüme dönemleri bitti. Çünkü, çok ağır bir kriz yaşandı. Aslında tek başına büyümenizi de gerçekleştiremiyorsunuz. Enflasyonist olur. Dünya büyümezken siz büyüme gayreti içine girerseniz duvara toslarsınız. Türkiye gibi bir ülkede yüzde 5’leri yüzde 6’ları kabul ediyorduk, doğrudur biraz da çevre koşullarına bağlı bu. Kürede çevrenizdeki rüzgarlar ters esiyorsa siz öbür tarafa arabayı çevirmeniz ters yönde rüzgara karşı gitmeniz doğru olmaz. Bize yüzde 3 ile 5 arası bir büyüme başarıdır. Her koşul göz önüne alındığında.
Hakan Ateş, “Yüksek büyüme dönemleri bitti. Çünkü, çok ağır bir kriz yaşandı. Hâlâ da bitmedi. Dünya büyümezken siz büyüme gayreti içine girerseniz duvara toslarsınız” dedi
Çiftçiyi tefeciden kurtarıyoruz
Herkes tarımı önemli görüyor. Bankalar bu alanda neler yapıyor?
Bugün biz tarımda en önde gelen bankayız. Ve 1 milyon çiftçi üreticimiz ve 500 bini de üretici kartı kullanıyor. Biz piyasaya girdiğimizde kimse buna inanmıyordu. “Çiftçi ne anlar kredi kartından ne anlar mobil bankacılıktan” deniliyordu. Oysa bugün çiftçiler,”Bizi tefecinin elinden Denizbank çekti aldı, sağ olsun” diyor
Enflasyon yüzde 6’lara inebilir
Evet dolar biraz yükseldi o da parite etkisiyle oldu. Şimdi dolar euro düşüyor. Bu da tabii faizlere yansıyor. Girdi mallarının fiyatları düştükçe enflasyon da daha düşük oluyor. Dolayısıyla 2015’te yüzde 5.5 -6 gibi bir rakam görürsek şaşırmayalım. Şu anda beklenti, yüzde 7.4 ama yüzde 6’lara inmesini bekliyorum.