Batı’nın ‘geçersiz’ dediği referandum sonrası Rusya’nın tavrı ne olacak?
HABERRUS - Ukrayna’da 8 seneden fazla merkezi Kiev yönetiminin baskısı ve saldırıları altında varlıklarını sürdürmeye çalışan etnik Rusların yaşadığı bölgelerde Rusya’ya katılım referandumu yapılıyor.
Ülkenin doğusunda 21 Şubat’ta tek taraflı başımsızlık ilan eden Donetsk ve Lugansk’ın Rusya’ya katılımı oylamaya sunulurken, ülkenin güneyindeki Herson ve Zaporijya’da önce bağımsızlık ardından Rusya’ya katılım oylaması yapılıyor. Oylamanın salı günü sona ermesi bekleniyor.
Başta Batılı devletler olmak üzere Ukraynalı yetkililer ve müttefikleri, tıpkı Kırım'da olduğu gibi Moskova'nın kontrol ettiği toprakları ilhak etmek için bir araç olarak kullanma girişimi olarak tanımladığı referandumların yasa dışı olduğunu belirtiyor.
Batı neden işine gelmediğinde referandumları kabul etmiyor?
Ülkelerin toprak bütünlüğünün tartışma konusu olduğu tek tarafılı referandumla ayrılma konusu yeni değil. Ancak son yıllarda en dikkat çekici olan Kosova ve Kırım örneğinde meydana geldi. İspanya'da Katalonya'nın bağımsızlık referandumu sonucu Madrid yönetimi tarafından kabul edilmedi.
Her iki örnek de aslında bölgelerin kendi başlarına değil tam aksine arkasında ABD ve Rusya’nın olduğu güç rekabetinin bir sonucuydu.
Kosova'nın bağımsızlığında en büyük rolü ABD oynarken Rusya Sırbistan’ın ülke sınırlarına saygı gösterilmesini ve Kosova’nın tek tarafılı olarak ayrılmamasını ısrarla dile getirdi. Bu kararın çok olumsuz sonuçlarının olacağını, farklı bölgelerde farklı etnik gruplar üzerinde benzer etkilerinin olacağını ısrarla söyledi.
Ancak tek tarafılı bağımsızlıkta başı çeken ABD ve müttefikleri tüm bu açıklamaları göz ardı ederek Kosova’ya bağımsızlık verdi.
Benzer bir olay da Kırım'ın bağımsızlığı sürecinde yaşandı. Rusya burada en önemli aktör olarak karşımıza çıktı. Kırım'ın bağımsızlığı Rusya adına Kosova'nın rövanşı olarak dillendirildi.
Bazı uzmanlara göre hem Kırım hem de Kosova olaylarında tek taraflı bir ayrılma söz konusu ve bu ayrılmalar, uluslararası hukukun ön gördüğü self determinasyon hakkının kullanılma koşuluna da uygun değil.
Ancak Kosova, Batılı devletlerin "yaygın tanıması" ile bir devlet olurken; Kırım henüz "yaygın tanıma" elde edememiştir. Ancak Kosova ve Kırım, self determinasyon hakkı isteyen bir çok ülke ve bölgeye ilham olmaya devam ediyor.
Rusya, Ukrayna topraklarında yaptığı referandumla neyi amaçlıyor?
Tüm bunlar yaşanırken akıllara Rusya, Ukrayna topraklarında yaptığı referandumla neyi amaçlıyor sorusu geliyor.
Bölgede 2014 yılında Kırım’da yapılana benzer Referandumlar sürerken, Kremlin sözcüsü Dimitry Peskov referandumlar sonucunda Rusya'ya katılım için "evet" oyu çıkması halinde Rus Anayasası'nın bu bölgelerde derhal yürürlüğe gireceğini söyledi.
Peskov, Kiev tarafından bu bölgelerin geri alınması için girişim başlatılması halinde bunun Rus topraklarına saldırı olarak görüleceğini vurguladı ve "Eğer bu topraklar Rusya Federasyonu'na katılırsa, o zaman anayasamızdaki hükümler gereğince işlemeye başlar" diye konuştu.
Bazı uzmanlara göre, son haftalarda Ukrayna ordusunun karşı saldırılarında bazı bölgelerin kontrolünün Kiev’e geçmesi, Moskova’yı, yapmayı planladığı referandum oylamasını öne çekmek zorunda bıraktı.
Ancak bu bölgelerde yaşayan Rus nüfusu göz önüne alındığında ve zaten 8 senedir fiili olarak Kiev’in kontrolünden çıktıkları düşünüldüğünde nihai olarak bu bölgelerde referandum yapılması kaçınılmaz bir sondu ve zaten bekleniyordu.
Moskova'nın referandumlarla Kiev yönetimine "ya mevcut durumu kabul et ya da çok ağır misillemeye hazır ol" mesajı vermeyi ve Ukrayna'nın topraklarını geri almak için ilerleyişini durdurmayı umduğu tahmin ediliyor.
Rus askeri doktrinine göre dört senaryo nükleer silah kullanımı için gerekçe olarak kabul ediliyor. "Rusya ya da müttefiklerinin varlığını tehlikeye atan saldırgan eylemler" de nükleer karşılık için sayılan gerekçeler arasında.
Moskova'nın referandumlar sonucu bu bölgelerin artık Rusya toprağı haline geldiğini açıklaması, bu bölgelere yapılan saldırıları "kendi varlığına yönelik saldırı olarak algılamasının" ve dolayısıyla aralarında nükleer de dahil birçok askeri seçeneğin önünü açabilir.
Önce Yugoslavya’nın NATO saldırılarında parçalara ayrılmasıyla ortaya çıkan ülke Sırbistan’da Kosova’nın ABD politikalarıyla tek taraflı ayrılması ve arından Gürcistan’da Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlıklarını kazanmaları sonrasında ABD’nin açtığı bu yolu kullanan Kırım’ın Rusya’ya katılımı, şimdi de Donbas ve diğer etnik Rus nüfusun yaşadığı eski Sovyet bölgelerinin Ukrayna’dan ayrılarak Rusya’ya katılacak olmaları post kolonyal dönem sonrası toprak bütünlüğünün korunması ilkesinin delinmesinin devam edeceği anlamına geliyor.
Kesin çözüme kavuşturulmayan dondurulmuş sorunlar olarak görmezden gelinen bu toprak ve sınır sorunları, Kosova’nın nasıl Kırım’a emsal olduğu gibi Kırım’ın da Donbas, Herson, Zaporojya bölgelerine emsal oluyor.
Hiç şüphesiz ABD ve Batı’nın açtığı bu yol, bundan sonraki süreçte dünyanın birçok bölgesinde benzer hadiselerin yaşanmasını mümkün kılacak. Belkide bir sürü micro devletçik ortaya çıkacak yada bir çok ülkenin sınırları öz yönetim referandumları ile değişecek.
Geçtiğimiz yıllarda İspanya’nın Katalonya bölgesinde alınan bağımsızlık referandumunun Madrid hükümeti tarafından şiddetle bastırılması ve Barselona merkezli Katalon lierlerin hapislere doldurulması hadisesi yaşanmıştı.
Anlaşılan ABD’nin dünyanın jandarmalığına soyunduğu dönemlerde menfaatleri doğrultusunda aldığı kararlar, kendi müttefiklerini de etkilemeye başladı.
Editör Masası