Trump’ın Ukrayna İçin Barış Planı Tartışılıyor

HABERRUS - Yeniden ABD'de başkanlık koltuğuna oturacak olan Trump’ın Ukrayna-Rusya krizi için öne sürdüğü planın detayları ortaya çıkmaya başladı.

Donald Trump’ın kurmaylarının, Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmayı sona erdirmek amacıyla hazırladığı yeni bir barış planını değerlendirmekte olduğu bildirildi.

Wall Street Journal’ın kaynaklarına göre bu plan, Ukrayna’nın en az 20 yıl boyunca NATO’ya katılmasını reddetmesini, mevcut cephe hattında askerden arındırılmış bir bölge oluşturulmasını ve ABD’nin Ukrayna’ya silah yardımı yapmaya devam etmesini içeriyor.

İsmi açıklanmayan bir kaynak gazeteye, "[Orduyu] eğitebilir ve başka destek sağlayabiliriz, ancak Amerikalı kadın ve erkekleri Ukrayna'da barışı korumak için göndermiyoruz. Ve bunun için para da vermiyoruz. Polonyalılardan, Almanlardan, İngilizlerden ve Fransızlardan bunu yapmalarını isteyebiliriz" dedi.

Ancak bu bölgenin güvenliğini kimin sağlayacağı konusunda henüz bir netlik bulunmuyor.

ABD’nin bu barış sürecinde doğrudan bir güvenlik gücü olarak yer almayacağı belirtilirken, Trump’ın Avrupalı müttefiklerden (Polonya, Almanya, İngiltere, Fransa) bu görevi üstlenmelerini beklediği ifade ediliyor.

Trump’ın Dış Politikadaki Yaklaşımı ve Destekçi Grupların Tavrı

Trump’ın dış politika ekibinde bu planla ilgili çeşitli görüşler mevcut. Eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo gibi bazı isimler, Rusya’nın büyük bir zafer kazanmış gibi görünmemesi gerektiğini vurgularken, Richard Grenell gibi isimlerin ise Ukrayna’nın Rusya’ya yönelik daha fazla taviz vermesi gerektiğini savunması, bu farklı görüşlerin bir araya gelmesini zorlaştırabilir.

Barış Planının Olası Etkileri ve Beklentiler

Bu planın hayata geçmesi halinde, Ukrayna’ya sağlanan destek azalmayacak ancak ABD doğrudan çatışmanın içinde yer almayacak.

Trump’ın bu adımla, çatışmayı Avrupa ülkelerinin sorumluluğuna devretme ve ABD’nin mali yükünü hafifletme amacında olduğu görülüyor.

Bu yaklaşım, ABD’nin Ukrayna’ya olan desteğini dolaylı yoldan devam ettirmeyi içerirken, Avrupa’yı da barışı koruma sorumluluğuna daha çok dahil edecek.