Atalarının yürüdüğü 9 bin kilometre sürgün yolunu canlandırdılar
Milyonların çalışma kamplarında sürgünlerde yaşamanı yitirdiği Rusya'da yeni nesil atalarının yaşadığı sıkıntıları unutmak istemiyor. Çar dönemindeki sürgünleri ile ünlü Omsk kentinde ayaklarına pranga ve ellerine kelepçe takan vatandaşlar atalarının 9 bin kilometrelik sürgün yolunu canlandırdı.
Çarlık rejimi tarafından sürgüne gönderilen mahkumların hayatı burada hiçbir zaman kolay olmadı. Tehlikeli ve yorucu yolculuk ve zorunlu çalışma şartları sürgünü çekilmez hale getiriyordu.
Omsk bölgesinin Batı Sibirya kısmından bulunan bir grup yaşadıkları yerin Sibirya sürgünlerinin 9 bin kilometrelik yol boyunca yürüdükleri yerlerden biri olduğunu tespit etti. Sürgün bölgelerine ulaşmak için yıllarca yolculuk yaptıkları anlatılan canlandırmada yer alan sanatçılardan Valentina Stepanova, “Sürgüne gidenlerin bir çoğu yolda hayatını kaybetti. Canlandırma yaparken prangaları takmak korkunç geliyor, ancak eğer tarihimizi hatırlamayacak olursak geleceğe sahip olamayız” diyor.
Gardiyanların gözetimi altında, kadın erkek karışık şekilde sürgüne gidenler belki de dünyanın en uzun ve en yalnız yolunu katediyordu.
Sürgünlerin hikayesini anlatan Sibirya Yolu Müzesi Müdürü Evgeny Zenzin izlenimlerini şöyle dile getiriyor: “Müzeyi gezdiğinizde o yılların dehşetini tüm canlılığıyla yaşayabiliyorsunuz, prangaların sesini duyuyorsunuz. Burada tarih kokusu hissediliyor.” Kendi akrabalarını da sürgünde kaybeden Zenzin sürgünde yaşananları dünyanın dör bir yanından gelen ziyaretçilere anlatıyor.
Omsk Kızıl Ordu'ya subay yetiştiriyordu
Omsk ayrıca 200 yıl öncesinde dayanan soylu askerlik geleneğe sahip olması ile de tanınıyor. Burada askeri okullar ve üniversiteler mevcut. Kızıl Ordu'nun bir çok ünlü subay ve generalleri buradaki askeri akademilerden mezun oldu.
Sibiryanın ilk Askeri okulunun burada kurulduğunu belirten Askeri Okulu Müdür Yardımcısı Yarbay Viktor Pronkin, “Okul bölgeyi korumak için subayların yetişmesi için kurulmuştu. Daha önce burada Kozak Askeri Kolej vardı. Eskli gelenekleri sürdürüyoruz” şeklinde anlattı.
Genç adayları buradaki okulu kazanması için zor sınavdan geçmek zorunda. Sınavı geçebilenler için bu okul diğer Omsk okullarından çok farklı.
Askeri okulu öğrencisi Roman Nikolov “Evden uzak olmak çok garip bir hissti. Sıradışı. Ancak alıştığın zaman kendini evindeymişin gibi hissetmeye başlıyorsun” dedi.
Omsk tarihi boyunca bir askeri şahsiyetler burada bulunmuştu. En bilinenlerden birisi 1918 ile 1919 yılları arasında şehrin Komunist karşıtı Beyaz Hareketi'nin başkenti ilan edilmiştii. Ve hareketin Türk kökenli lideri Admiral Aleksandr Kolçak operasyonları buradan yönetmişti. Soveyetler Birliği(SSCB) döneminde Kolçak tamamen yasak iken SSCB dağıldıktan sonra kişiliği yeni boyut kazandı. Kolçak artık acımasız düşman değil, vatanını korumaya çalışan tarihi şahsiyet.
Tarihçi Aleksey Sorokin Omsk hakkında bir çok olumsuz önyargıların olduğunu belirterek, “Halen çir çok insan şehrimizde öldürülen, asılan insanların olduğunu yazıyor bize. Evet bunlar oldu. Ancak bu çok öncedendi. İç savaş dönemindeydi. Her iki taraf hem beyazlar hem kızıllar birbirine zalimce davrandı” diye konuştu.
Ünlü yazar Fyodor Dostoyevski de oldukca uzun süre boyunca burada sürgünde bulunmuştu.
Omsk sakinleri son dönemlerde şehri farklılaştığını ve geliştiğini belirtiyor. Özellikle son on 15 yıl içinde yeni yollar, yeni binalar kuruldu. Sosyal ve kültürel yaşam zenginleşti. Şehirde yaşayan vatandaşlar Omsklu olmaktan gururlu olduklarını dile getiryor.
Yaşar Niyazbayev, Moskova, Cihan