Rus uzman: Rusya-Türkiye ilişkilerini Putin ve Erdoğan formatladı-ÖZEL

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 12-13 Ocak tarihlerinde Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in davetlisi olarak Moskova’ya bir ziyaret gerçekleştirecek. Ziyaret vesilesi ile iki ülke ilişkilerindeki son durumu Eski Sovyet Coğrafyası Araştırma Mekrezi Genel Müdürü Aleksey Vlasov Cihan Haber Ajansı’na değerlendirdi.

Vlasov’a göre iki lider eski dönemde var olan güvensiz yaklaşımları formatladı. Artık iki ülke ilişkilerinde çok yönlü derinleştirilmiş ortaklık ve işbirliği konuşuluyor.

Rusya’da Türkiye’nin iç ve dış politikalarının büyük bir ilgi ile izlendiğini ifade eden Rus uzman, “Rusya’nın Türkiye’ye ilgisi yapmacık değil, ciddi bir ilgi. On yıldır enformasyon ortamında çalışıyorum ve özellikle son iki yılda Türkiye ile ilgili haberlerin daha yoğun şekilde yer almaya başladığını görüyorum. Bu şu demek oluyor Türkiye ciddi bir partner olarak algılanmaya başladı. Türkiye daha önce eşi görülmeyen Rusların ilgi odağı olmaya başladı. Bunda Ağustos 2008’de Rusya-Gürcistan arasında yaşanan savaş etkili oldu. Erdoğan’ın önerdiği Kafkas İşbirliği ve İstikrar Platformu iki ülke ilişkilerinin yeni düzeye doğru ilerlemesinin başlangıcı niteliğinde. İlişkilere format atıldı. 2005 – 2006 yıllarında ülkeler bir birini ihtiyatlı optimizmle karşılıyordu. Ancak 2008 sonbaharı itibariyle bu durum tamamen değişti ve ülkeler birbirilerine daha çok ilgi göstermeye başladı.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin Kafkas savaşında ABD gemilerinin boğazlardan geçişine izin vermediğini hatırlatan Vlasov, Ankara’nın artık bölgesel bir aktör olarak çok yönlü dış politika anlayışını devreye soktuğunu dile getirdi. 1990’lı yıllarda iki ülke ilişkilerinde turizmle birlikte ilk değişim dalgasının yaşandığını şfade eden uzman, “Şimdi Türkoloji bölümlerin açılması ve Türkçeye olan ilgi Rusya'nın Türkiye'yi anlamak için uzmanlara ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.” dedi.

Türk diplomasisinde Rusya’nın ağırlığı artıyor

Başbakan Erdoğan’ın Salı günü başlayacak Moskova ziyaretini değerlendiren Rus uzman, Ankara’nın dış politika yaklaşımında Rusya’nın ağırlığının giderek arttığını kaydetti. Erdoğan’ın Rusya ziyaretinden önce ABD’ye bir ziyaret gerçekleştirdiğini ifade eden Vlasov şu tespitlerde bulundu, “Türkiye'nin çok vektörlü siyasetinde Rusya daha da önemli konuma yerleşiyor. Türkiye'nin siyaseti farklı ağırlıklar taşıdığını söylüyorsak, ve her vektörün farklı özel ağırlığının olduğunu ifade ediyorsak şunu görmekteyiz: Türk diplomasisinde Rusya'nın ağırlığı büyüyor.”

Erdoğan'ın Moskova ziyareti sonrası ikili ilişkilerin artmasının beklenebileceğini ifade eden uzman, “Hem ekonomi hem jeo-ekonomik alanda ortak kalkınma projeleri ve bölgesel güvenlik alanında ortak eylem planları geliştirebiliriz. Ve Güney Kafkasya'da sözde dondurulmuş çatışmalar konusunda görüş  yakınlaşması yaşanabilir. Mesala bunların en önemlisi Dağlık Karabağ konusu.” önerisinde bulundu.

Stratejik ortaklık henüz erken

Türkiye’nin NATO üyesi bir ülke olmasına rağmen Rusya ile özel ilişkiler geliştirmede başarılı bir tablo ortaya koyabildiğini ifade eden uzman şu tespitlerde bulundu: “Özel ilişki’nin altını çizmek istiyorum. Ankara’nın NATO üyesi olması Moskova ile geliştirdiği ilişkilerine zarar vermiyor.Ancak ilişkiler henüz stratejik ortaklık seviyesine taşınmış değil. İkili ilişkilerde bazen net saptamalar yapılamıyor. Bu bazı konularda ortak, bazı konularda rakip algılamasına da neden oluyor. Eskiden olduğu gibi şimdilerde siyah-beyaz şeklinde ilişkileri tanımlamak mümkün değil. Hızlı değişen dünyada Rusya ile Türkiye'nin stratejik ortaklığa geçtiğini söylememiz henüz erken.”

Rusya ve Türkiye’nin birlikte Yukarı Karabağ sorunu çözebileceğini söylemek abartılı olur

Brüksel ve Washington dikkate alınmadan Rusya ve Türkiye’nin Kafkaslar’da istikrarı sağlaması ya da Yukarı Karabağ sorununu çözebileceğini söylemesinin abartılı olabileceğini ifade eden Rus uzman, “Türkiye’nin iki yönlü görüşmeler yapması pozisyon almasını zorluyor. Bir taraftan Ermeni protokolünün onaylanması süreci var. Diğer taraftan Azerbaycan ilişkileri ve Yukarı Karabağ sorununun çözülmesi. Burada Moskova Ankara’ya önemli destek sağlayabilir. 2010 yılında Ermenistan’ın işgal ettiği beş bölgeyi Azerbaycan’a devretmesine şahit olabiliriz. Bu durumda bölgedeki barış süreci de hızlanır. Türk Ermeni sınırları da açılır.” ifadelerini kullandı.

Enerji Türk-Rus ilişkilerinin iskeleti olacak

Türkiye ile Rusya arasında son dönemde çeşitlenerek gelişen enerji ilişkilerini değerlendiren Rus uzman bunun iki ülke ilişkilerinde dinamizm sağladığını ve sonrası için de sağlam bir iskelet oluşturacağını savundu. Vlasov şu tespitlerde bulundu: “Güney Akım doğalgaz boru hattı konusunda Ankara’nın Rusya’ya izin vermesi bölgede rekabet ortamından işbirliği ortamına geçilmesini sağladı. Elbette burada Nabucco zayıflamış oldu. Bazı uzmanlar artık bunun mümkün olmadığını bile dile getiriyor. Enerji alanında Rusya ve Türkiye’nin işbirliği imkanları görünenden çok daha fazla. Bunun üzerinde ekonomik, ticari ve diğer ilişkiler rahatlıkla bina edilebilir.”

 

Yaşar Niyazbayev, Moskova, Cihan