"Rus ekonomisinin çökmesi batı için felaket olur"
Guardian gazetesinde yer alan bir analizde, Batı'nın Moskova'ya karşı tutumu sert bir dille eleştirildi.
Yazı BBC'nin eski Moskova muhabiri olan ve 2006-2009 yılları arasında Rusya hükümetine danışmanlık yapan Angus Roxburgh'nun imzasını taşıyor.
Analizde Rusya ekonomisi, buzdağına çarpmak üzere olan fırtınaya kapılmış dümensiz, başı boş bir gemiye; Ruble'nin dolar karşısında değer kaybı, gayrisafi yurtiçi hasıladaki düşüş, faiz oranları ve petrol fiyatları da Rusya ekonomisini 'tehdit eden buzullara' benzetiliyor.
Angus Roxburgh Guardian'daki "Rus ekonomisinin çökmesi Batı için felaket olur" başlıklı makalesinde Rus ekonomisinin durumuna dair şu yorumları yapıyor:
"Doğrudan krize yol açan iki neden var: Petrol fiyatı ve Batı'nın yaptırımları. Petrolün varil fiyatı 60 doların altında işlem görürken, finansal kaynağının çoğu ihracata dayalı olan Rusya'nın hesaplarını dengeleyebilmesi için petrol fiyatının 105 dolara çıkmasına ihtiyacı var. Bu, Rusya'nın son 20 yıl boyunca reformlarda ve ekonomisini çeşitlendirmede başarısız olmasının sonucu."
"Batı'nın yaptırımlarına gelince, onlar da yalnızca tek bir amaç için uygulandı: Putin'in Ukrayna'daki tutumunu değiştirmesi. En azından, dile getirilen amaç buydu. Fakat önlemler Putin'in düşünce tarzında hiçbir etki yaratmadığı için, Batı daha fazla yaptırım uygulama seçeneğini değerlendiriyor. Bunun da başka bir amacı var: Fikrinin değişmesine bakmaksızın, Putin'i faaliyetlerinden dolayı cezalandırmak. Ne yazık ki, bu cezayı çeken Putin değil, Rus halkı."
Rus halkı cezalandırılıyor
"Batı'nın basit bir gerçeği kabullenmesi gerekiyor: Putin'in yaptırımlara yanıtı her zaman tuhaf olmuştur. Batı'dan ziyade, kendi halkını etkileyen tepkileri tercih etme eğiliminde. Amerika, Rus avukat Sergey Magnitsky'nin ölümünden sorumlu olduğu iddia edilen kişileri cezalandırmak için Magnitsky Yasası'nı çıkardı. Putin'de karşılığında Amerikalıların Rus yetimleri evlat edinmelerini yasakladı. Magnitsky'nin katillerinin mağdur olduğuna dair herhangi bir işaret yok, cinayetle ilgili soruşturulan tek yetkili de serbest bırakıldı. Batı, Ukrayna'nın işgali ve Kırım'ın ilhak edilmesi üzerine Rusya'nın 'dostlarına' ve Rus bankalarına yaptırım uyguladı, Putin de Batı'nın gıda ürünleri ithalini yasaklayarak karşılık verdi."
"Aynı hatayı tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemek, dedikleri gibi, deliliğe işaret eder. Ve bunu yaparken yalnızca sıradan Rus halkını cezalandırıyorsanız, o zaman aynı zamanda zalimliktir ve ters teper. Yirmi yıl önce (Batı'da) eski komünist dünyayı kurtarmak ve halkına refah ve demokrasi getirmek hayalleri kuruluyordu. Şimdi yaptığımız ise Rusları yoksullaştırmak ve yabancılaştırmak."
"Eleştirilere tabii ki kulak asmayıp 'yaptırımların etkili olduğunda' ısrarcı olabiliriz. Fakat eğer tek etki Rus ekonomisini yok etmekse, biz ne kazanacağız? Belki de umulan, ülkeyi Putin'i devirecek kadar büyük bir istikrarsızlığa sürüklemek. (Gözlemciler arasında, Rus ekonomisinin çökmesinin Putin'in de sonunu getireceği düşüncesiyle başkalarının acılarından zevk alanlar olduğunu fark ediyorum.) Eğer öyleyse, bu son derece tehlikeli bir şans oyunu. Bizim de zar zor anladığımız Kremlin'deki zümre savaşlarını kızıştırmak, ahmaklığın zirvesi olur. Sonucunun ne olacağı konusunda hiçbir fikrimiz yok, mevcut durumdan çok daha kötüsü olabilir."
"Veya belki de, Rus halkının tamamen yoksulluğa ve çaresizliğe sürüklenmesi ve halkın Kremlin'e karşı ayaklanıp Batı'nın seçtiği bir hükümeti getirmesi umut ediliyor. Rüyanızda görürsünüz!"
Bush'un dış politika mirası
"Benim uzun zamandır görüşüm, Putin'in saldırgan tavırlarının emareleriyle değil, nedenleriyle ilgilenmemiz gerektiği yönündedir. Her zaman (Putin'i) kendi safınıza çekmenin bir yolu vardır (böyle bir niyet olduğu varsayılırsa), ama bunun için, Batılı liderlerin çoğunun hoşuna gitmeyecek yeni fikirlere ihtiyaç var. Refleks olarak gösterilen tepkiler ve daha sert yaptırımlar gibi yanlış tutumlar değil, cesur ve yaratıcı düşünceler gerekir."
"George W. Bush'un felaket getiren dış politika mirasının Irak, işkence ve terörün alevlenmesinden daha fazlasını içerdiğini anlamanın vakti geldi. Bush aynı zamanda, Putin'in gözlerinin içine bakıp 'Ruhunu okudum' dediği günden beri Rusya'dan da hiçbir şey anlamadı. Şimdi bunun sonuçlarını yaşıyoruz."
"Rusya'nın, Ukrayna'nın kendi nüfuz alanından çıkıp Batı'ya sürüklendiği algısı dâhil, tehdit olarak gördüğü her şeye tepki göstermesine, hatta aşırı tepki göstermesine neden olan şey Bush yönetiminin yarattığı güvensizlik hissidir."
"Bush, Rusya'nın stratejik dengelerin köşe taşı olarak gördüğü anti-balistik füze anlaşmasından tek taraflı olarak çekildi. Rusya'nın kapısında füze kalkanı inşa etmeye başladı. Nato'yu Rusya'nın sınırlarına kadar genişletti, Doğu Avrupalılara 'güvenlik' tahsis ederken Rusya'nın da kendisini tehdit altında hissetmesine neden oldu."
"Çözüm çok açık. Füze kalkanından vazgeç. Nato'nun genişlemesine son ver. Ve tüm Avrupa genelinde, Rusya'yı dışarıda bırakıp kendisini korunmasız hissetmesi yerine onu dâhil edecek, yeni güvenlik uygulamaları konusunda daha cesur davran. Eğer bunlar yapılmış olsaydı, Putin ve Rusya hakkında bildiklerim bana, Ukrayna'daki krizin çözümlenmiş olacağını söylüyor. Rus ekonomisi gereksiz yere telef olmaz, halk arasında da üzüntüye, hoşnutsuzluğa neden olmazdı. Eğer bunlar yapılmazsa, daha uzun yıllar kırgın bir Rusya ile uğraşmamız gerekecek, Putin'in haleflerinin de güvenlik talepleri olacak."
"Mihail Gorbaçov'un 'ortak evimiz Avrupa' hayalleri kurduğu 1989'daki ideallere geri dönelim. Gorbaçov'dan sonraki her Rus lider de bunu istedi. Batı ise, hiçbir zaman bunu istememiş gibi görünüyor."