Rusya'nın alternatifi... - YORUM

Türkiye'nin Rus uçağını düşürdüğü 24 Kasım'ın üzerinden iki hafta geçti.

Rusya'nın ticari müeyyideleri dar bir zaman diliminde bile en ücra noktada hissedildi. Antalya Kumluca'daki seracıdan İstanbul Zeytinburnu'ndaki deri ihracatçısına kadar Rusya'ya mal satan herkes perişan.

Türkiye'deki tek tip medya havuzuna bakılırsa ortada krizin k'si yok. Doğalgaz kesintisi olursa soğuk günlerde tezek yakılacak! Rusya'nın sebze-meyveyi iade etmesini de fırsata çevirebilirmiş hükûmet. Vatandaş bu sayede kışın sebze-meyveyi neredeyse bedavaya getirecekmiş. Enflasyon senelerdir yüzde 5'e indirilemiyordu. İşte fırsat. Enflasyon canavarına diz çöktürülecek.

Kerameti kendinden menkul havuz editörleri masa başında böyle coşuyor. Üç günlük dünya için kılıktan kılığa girenleri müşahede ettikçe şaşırmıyoruz artık.

Ticaretin içinde olan oda borsa başkanlarının hezeyana varan sözlerine gelince… Bu vaziyet hayra alamet değil. “Türkiye'ye turist mi yok? İhracatçı, krizlere bağışıklık kazandı. Ne ambargolar gördük elbette bunu da aşarız.” nev'inden çıkışların hakikatte zerre kadar kıymeti olmadığını en iyi onlar biliyor. İhracatımız geçen seneye nazaran 14-15 milyar dolar gerilemişken Rusya'dan vazgeçmenin bedeli ağır olur. Bunu bile bile hakikati çarpıtıyorlar, ticaret erbabının içine düştüğü buhranı görmezden gelebiliyorlar. Korku imparatorluğunda yaşamak için dalkavukluktan başka çıkar yol olmadığına o kadar inanmışlar ki Türkiye'nin yerine başka bir ülkeyi ikame edemeyeceği Rusya gibi bir pazarı hafife alıyorlar.

İhracat (6-7 milyar dolar), turizm (4,5 milyar dolar) ve müteahhitlik (3-4 milyar dolar) gibi Merkez Bankası ekranında görünen rakamlarla mahdut değil ticaretimiz. 8 milyar dolar bavul ticareti, gayrimenkul satışları ve Rusya'daki yatırımlar hesaba dahil edildiğinde Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in dün açıkladığı ‘9 milyar dolar kaybederiz' senaryosunun iyimser kaldığı görülecektir. Kriz uzadıkça Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Belarus gibi pazarlardaki ticaretimiz de zarar görecek.

Rusya'nın esas müeyyideleri 1 Ocak 2016'dan itibaren başlıyor. Şantiyelerde çalışanların vizeleri yenilenmezse THY, on binlerce işsizi Moskova'dan İstanbul'a taşıyacak. Doğalgaz kesintisi, diplomatik dille boru hattı arızası ise tam bir felaket olur. Aklı evvellerin ‘doğalgaz almayıveririz' sözleri kaale alınmamalı. Karanlıkta kalmakla kurtulsak ne âlâ. Sanayimiz çöker. Seramik sektöründen bir misal: İki saat doğalgaz kesilse fırınlar soğuyor. Aynı imalata hazır hale getirmek ve fırını ısıtmak için bir hafta doğalgaz yakmak icap ediyor.

Pazar büyüklüğü, şirketlerimizin cirolarındaki ağırlığı ve Asya'da açtığı öteki kapılar dikkate alındığında Rusya'nın alternatifi yok. Rusya'nın yerine Afrika'yı koyamazsınız. Müflis Libya ve Mısır politikası yüzünden ihracat Afrika'da çift haneli büyümeden eksilere düştü.

Suriye, Irak ve İran'dan bahsetmeme lüzum var mı? Suriye ticareti biteli seneler oldu. Irak'ın tadı kaçtı. Bağdat yönetimi her an kapıları Türk mallarına kapayabilir. İran, uçak krizinde Rus lider Vladimir Putin'in çizgisini gönülden destekliyor. Birilerinin ‘ikinci evimiz' aidiyeti hissettiği doğu komşumuz, tarife dışı engelleri dün olduğu gibi bugün de tatbik ediyor. Sadece Turkcell ve TAV'ın Tahran'da başına gelenleri hatırlatmış olayım.

Pekâlâ Rusya'nın kaybı olmayacak mı? Elbette olacak. Lakin Kırım'ın ilhakını müteakip ABD ve AB'nin 100 milyar doları bulan müeyyidelerine kafa tutan Putin, Türkiye'nin sebebiyet vereceği kaybı rahatlıkla göze alacaktır. En fazla akmayan, kokmayan doğalgaz ve kömürünü, buğdayını Türkiye'ye satmayarak kârdan zarar edeceğini düşünecektir.

Keşke Türkiye ekonomisi için Rusya'nın alternatifi olabilseydi. Maalesef mevcut şartlarda böyle bir alternatifimiz yok.