Putin'in sözcüsünden Türkiye izlenimi: İstanbul Arapça konuşmaya başlamış
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, geçmişte yıllarca yaşadığı Türkiye’nin mülteciler konusunda büyük bir yük aldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Suriye’nin kaderini belirlemek için, geçen hafta perşembe günü bir kez daha Rusya’nın Soçi kentinde bir araya geldi. Kremlin Sözcüsü Peskov ise liderler üçlü zirvenin ardından akşam yemeğinde bir araya gelmişken, Hürriyet’in sorularını yanıtladı.
Peskov’un gündeme dair açıklamaları şöyle:
SOÇİ’DEKİ ÜÇLÜ ZİRVE
Şimdi üç garantör ülke ve Astana sürecini devreye sokan ülkeler olarak, bu diyaloğun devamı her seferinde çok olumlu oluyor. Bu bir... İkincisi, durum oldukça belirsiz. Amerikalılar ‘Çekiliyoruz’ dediler ancak onların başkanı bir şey diyor, yanındaki çalışanlar bambaşka şeyler yapıyor. Durumu nereye getireceklerini bilemiyoruz, onun için bir belirsizlik var. Üçüncüsü, herkes Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana ve muhafazası için elinden geleni yapmaya hazır.
ADANA MUTABAKATI
Yalnız diğer taraftan herkes Türkiye’nin güvenlik taleplerini haklı sayıyor. Tabii ki şimdi Türkiye ‘Ben bir güvenli bölge kuracağım’ diyor, ‘Özel bir düzenleme olacak’ vesaire. Biz de diyoruz ki ‘Ne gerek var buna’. Çünkü 1998 yılında bir anlaşma imzalandı, Türkiye ile Suriye arasında. Buna göre Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlar düzenlemesi mümkün ve yasal sayılıyor. Dolayısıyla hukuki bir zemin ortada, yeni bir zemine hiç gerek yok.
İDLİB’DEKİ GELİŞMELER
Bir de tabii ki İdlib meselesi var. Burada Soçi’de eylül ayında bir mutabakat yaptık. Maalesef, belli sebeplerden dolayı şu ana kadar yerine getirilemedi. O bölgeden Suriye Silahlı Kuvvetleri’ne devamlı olarak saldırılarda bulunuyorlar. Halbuki bu saldırıların önlenmesi Türkiye’nin sorumluluğu. Bu çok net. Tabii ki mevcut olan zorlukları anlayışla karşılıyoruz ancak mutlaka bir çözümün bulunması lazım.
YPG’NİN DURUMU
Biz her türlü teröre karşıyız ve terörle mücadele eden tüm ülkelerin hakkını tanıyoruz. Biz de terörden çok acı çeken bir ülkeyiz. Onun için Türkiye’nin bu endişelerini anlayışla karşılıyoruz. Diğer taraftan asırlar boyunca Kürtler Suriye topraklarında yaşadı, yaşama hakkı da var. Bu hakkın Suriye’nin gelecekteki oluşumunda mutlaka muhafaza edilmesi lazım.
ABD’NİN ÇEKİLME KARARI
ABD dünyanın en öngörülemez ülkesi haline geldi. Mesela bizim başkan başkandır, dediğini yapar ve yaptırır. Amerika çok derin bir iç kriz halinde, yaşadıkları zorlukları anlayışla karşılıyoruz ama sabırsız bir şekilde de bekliyoruz. Genel yaklaşım aynı, iyimserlik için bir sebep yok, belirsizlik tedirgin ediyor. Ve bu durum Suriye’deki krize genel çözüme de hiç yardımcı olmuyor.
S-400 SAVUNMA SİSTEMİ
Türkiye kararını verdi, biz de buna göre hareket ediyoruz. Bütün kontratlar yapıldı, taahhütler alındı, krediler sağlandı, ödemeler yapıldı. Amerika çoğu zaman yasal ve gayri yasal yöntemlerle kendisi için üstün rekabet haklarını sağlamaya çalışıyor. Yani her şeyin altında bir ekonomi var. ABD ‘Yaptırım’ diyor. Neden? Herkes onun mallarını satın alsın diye. Aynı baskı şimdi Türkiye üzerinde. Ama çok az ülke mukavemet gösterebiliyor. Türkiye de o ülkelerden biri.”
‘TÜRKİYE EN BÜYÜK YÜKÜ TAŞIYAN ÜLKE’
“İNSANİ durum çok önemli. Bir taraftan Türkiye en büyük yükü taşıyan ülke. Sayın Erdoğan’ın dediği gibi Avrupa’dan Türkiye’ye çok az bir para gitti, yaptığı masraflara kıyasla. Tabii bu insani boyut Türkiye için önemli. 3-4 ay evvel İstanbul’a gittim, uzun zamandır ziyaret etmemiştim. Gözüme bir şey çarptı. İstanbul Arapça konuşmaya başlamış. Mesela Miami Amerika, ama İngilizce konuşan yok. Onun gibi İstanbul’da da herkes Arapça konuşuyor. Kendi gözümle gördüm, hiçbir zaman böyle bir şey yoktu. Rusya da Türkiye de çok değişti. Türkiye’de altyapı çok göze çarpıyor, çok hızlı değişiyor. Hatta Rusya’dan daha hızlı gelişiyor. Bu bence çok olumlu bir şey. Rusya gibi Türkiye’nin petrol, gaz zenginliği yok. Buna rağmen Türkiye’de altyapı her yıl yenileniyor. Yeni tüneller, köprüler, havaalanları... Ekonomik olarak Türkiye her şeye rağmen gelişiyor, tüm dünyaya ayak uyduruyor. Siyasi olarak kimsenin burun sokmaya, bir şey demeye hakkı yok. Bence Türkiye halkı istediğini alıyor, istediği sistemi kuruyor. Ben, Türkiye’de çalışırken sistem değişikti şu an incelikleri çok farklı ama bu Türk halkının isteği. Dünya çok değişti bir de. Maalesef hepimiz çok saldırgan bir ortamda yaşıyoruz.”
HABERRUS