Rus Uzman: Rusya için Karabağ'ın kaybı Kafkasya'nın kaybıdır

HABERRUS - Azerbaycan’ın uzun bir aradan sonra kendi sınırları içerisindeki Karabağ sorunu çözmesi, bölgedeki dengeleri kökten değiştirdi.

Moskova’da Uluslararası Bilimsel İşbirliğini Geliştirme Enstitüsü, Sistemik Stratejik Analiz Enstitüsü (ISAN) ve Rusya Bilimler Akademisi Doğu Araştırmaları Enstitüsü tarafından A.M. Gorchakov Vakfı’nda düzenlenen etkinlikte konuşan ünlü Türkolog Karadeniz-Hazar Bölgesi Siyasi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Viktor Anatolyeviç Nadein-Raevsky, Rusya için Karabağ'ın kaybının Kafkasya'nın kaybı olduğunu ve bunun Rusya için kabul edilemez olduğunu söyledi.

Dağlık Karabağ'da yaşananları Rusya için jeopolitik bir kayıp olarak değerlendiren Rus oryantalist Viktor Nadein-Raevsky, özellikle Dağlık Karabağ halkının tüm Güney Kafkasya nüfusunun en Rusya yanlısı kesimi olduğunu kaydederek o bölgenin kaybının Rusya için telafisi zor olacağını, bunların geri alınamayacağına dair endişelerin olduğunu belirtiyor.

Nadein-Raevsky’e göre Rusya, Erivan'ın Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanıması ve barış güçlerinin "yabancı topraklarda basit gözlemciler haline gelmesi" sonrasında kendisini boşlukta buldu, ve yapabilecek çok fazla bir şeyi yoktu.

Rus uzman, buna karşılık, Türkiye ve Azerbaycan yönetiminin, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün tamamlanması ve Karabağ sorunun tamamen çözümü için zamanlamayı çok iyi ayarladığını ve Rusya'nın Suriye'deki işleri tamamlamadan Ukrayna'da askeri askeri operasyon yürüttüğü zamanı çok ustaca seçtiğini belitti.

Uzmanın bakış açısına göre Rusya Federasyonu'nun daha sıkı önlemlere karar verecek gücü yoktu. Barış güçlerinin yapabildiği tek şey Dağlık Karabağ'daki Ermenilerin tahliyesine yardım etmekti.

Oryantalist aynı zamanda pan-Türkizmin Rusya için büyüyen tehdidine ilişkin endişelerini de dile getirdi. Pan-Türkizmi hem Ermenistan hem de Rusya için son derece tehlikeli bir eğilim olarak gördüğünü söyledi.

Orta Asya’da Türkiye’nin artan rolüne dikkat çeken Rus uzman, Türkiye’nin 30 yıldır PostSovyet coğrafyasında aktif olarak çalıştığını belirterek, Rusya Federasyonu'ndaki özerk cumhuriyetlerin yarısından fazlasında Türkçe konuşan halkların yaşadığına dikkat çekerek, Türkiye’nin bölgede Azerbaycan’la yürüttüğü ‘Tek millet iki devlet’ politikasında başarı elde ettiğini ve Azerbaycan’ı kendisine yakınlaştırarak NATO’ya daha yakın hale getirdiğini, bu aşamada benzer politikalarının Azerbaycan üzerinden Kazakistan’a da uzandığını söyledi.

Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı ve özellikle Dağlık Karabağ’da yürüttüğü askeri operasyonlarda Türkiye’den ziyade İsrail’den oldukça büyük yardım aldığını iddia eden Rus uzman, uzun yıllardır bölgede Azerbaycan’ın İsrail’e özellikle İHA ve modern askeri teçhizat karşılığında İran sınırındaki askeri üslerin kullanım iznini verdiğini belirtti ve İsrail’in Ermenistan karşısında Bakü’ye hayati önemde yardım ettiğini söyledi.

Azerbaycan’da ve Kazakistan’da yaşanan olayların arkasında İngiliz İstihbaratı MI6’ın olabileceğine dair iddiaların olduğuna da dikkat çeken Rus uzman, Büyük Britanya’nın Türkiye dahil bölgede ve özellike Kafkaslarda kendi pozisyonunu güçlendirdiğini belirtti.

Türkiye’de Erdoğan sonrası Kemalizmin benzeri ‘Erdoğanizm’ olu mu?

Türkiye’de Erdoğan sonrası Kemalizmin bir benzeri ‘Erdoğanizm’ olup olmayacağının Erdoğan’dan sonra iktidara gelecek kişiye de bağlı olacağına dikkat çeken Rus uzman, kısmen de olsa Erdoğanizmin etkilerinin Erdoğan sonrası da görüleceğini söyledi.

Erdoğan sonrasında iktidara geçmesi beklenen Hakan Fidan’ın İngiltere ile çok sıkı ilişkiler içerisinde olduğunu iddia eden Rus uzaman şöyle konuştu: 'Fidan Erdoğan’ın yerine geçmesi halinde Edoğanizm’in güçlenme ihtimali var. Erdoğan, mümkün olduğu kadar NATO’dan ve Batı’dan ‘bağımsız’ politika izlemeye çalıştığını söylüyor, ancak İsveç’in NATO’ya alınması politikasında olduğu gibi pazarlıklar yaparak istediği uçakları alınca İsveç’in NATO üyeliğine onay veriyor. Bana göre bağımsız bir politika izlemiyor ama, Fidan Erdoğan’ın yerine geçerse bu politikayı devam ettirebilir.’

Erdoğan’dan sonra kısmen de olsa Erdoğanizm’in etkisinin kalacağını, özellikle okullarda başlanan dini eğitimin devamı açısından bunun devam edeceğini söyleyen Rus uzman, eskiden resmi kurumlarda başörtüsü yasağının artık normalleştiğini bu tür uygulamaların Erdoğan sonrası da devam edeceğini belirtti.

Dil konusunda özellikle eskiden yasak olan Kürtçe’nin kısmen serbestleştirilmesi konusunun Erdoğan sonrası etkilerin devam edip etmeyeceğinin belirsiz olduğunu belirterek bu konuda Erdoğan’ın karşısında duran hareketin şimdiki iktidar ortağı Milliyetçi Hareket Partisi olduğunu, bu partinin Pan-Türk ve ‘Bozkurtlar’ hareketinin en büyük destekçisi olduğunu, hatta 2015 yılında Suriye sınırında düşürülen Rus uçağından atlayan Rus pilotun ‘Bozkurtlar mensubu bir kişi’ tarafından öldürüldüğünü hatırlattı. Türkiye’nin resmi söylemine göre bu örgütün varlığı inkar edilse de, bu resmi söylemlere inanılmaması gerektiğini söyledi.