Kırım köprüsü nasıl vuruldu? Saldırıda kullanılan İDA nedir?
HABER-ANALİZ - Rusya ile Ukrayna arasında 2014 yılından beri yaşanan krizin geçtiğimiz yıl silahlı çatışmaya dönüşmesi sonrası yaşanan olaylarda ve saldırılarda bir dönüm noktası daha geçildi.
Kırım Yarımadası ile Rusya’yı Kerç Boğazı üzerinden birbirine bağlayan Kırım Köprüsü, son bir yılda ikinci kez saldırıya uğradı.
Rusya Federasyonu Ulusal Terörle Mücadele Komitesi'ne göre, 17 Temmuz gecesi Kırım köprüsü insansız su üstü araçları tarafından vuruldu.
Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan çatışmalarda, son teknoloji savaş aletleri ve yeni teknolojilerin yanı sıra yapay zekalı askeri araçlar ve insansız hava araçları kullanılıyor.
Son Kırım Köprüsü saldırısında ise daha önce pek kullanılmayan deniz üstü insansız araçları kullanıldı.
İnsansız Deniz Aracı (İDA)
Kırım köprüsüne saldıran İnsansız Deniz Araçları, deniz altı insansız araçları ve insansız Hava araçları ile benzer şekilde çalışıyor.
Ukrayna medyasına göre Kırım köprüsüne yapılan saldırı Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) ve ülke donanmasının ortak bir operasyonu olarak adlandırılıyor.
Ukrayna, son haftalarda Kırım ve Sivastopol şehirlerine havadan İHA’larla saldırırken aynı zamanda deniz yüzeyinden giden insansız deniz araçlarını da aktif olarak kullanmaya başladı.
Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı, 24 Mayıs'ta Karadeniz Filosu "Ivan Khurs" ve 11 Haziran'da "Priazovie" gemilerine insansız Deniz Araçlarıyla saldırı girişimlerinden bahsetmiş ve Ukrayna ordusunun kullanduğı insansız tekneler hakkında bilgi vermişti.
Sivastopol valisi Mihail Razvozhaev ise Kırım Köprüsü saldırısında sadece bir gün önce Ukrayna donanmasına ait iki İnsansız teknenin saldırı girişiminin başarıyla etkisiz hale getirildiğini duyurdu.
Uzmanlar bir gün arayla yapılan bu saldırıların aynı tip araçlarla yapıldığını belirtiyor.
Bu tür insansız deniz araçları, tıpkı İHA’larda olduğu gibi uydudan ve GPS ile yönlendirme ekipmanına sahip. Aynı İHA’larda olduğu gibi GPS sistemi kullanılarak su yüzeyinde veya suyun altında hareket ederek hedefine ulaşıyor.
Patlayıcılarla dolu İDA’ların maksimum mesafesi motorun gücüne bağlı. Drone, önceden belirlenmiş bir rotayı takip ediyor ve en basitinden 30 ila 50 kg patlayıcı taşıyabiliyor.
Boyutları küçük olmasına rağmen oldukça etkililer. Amerika Birleşik Devletleri diğer teknolojilerde olduğu gibi bu alanda da büyük ilerleme kaydetti, bin mil (1,6 bin kilometreden fazla) gidebilen insansız hava araçlarına sahipler.
Ukrayna ne tür insansız deniz araçları kullanıyor?
Ukrayna Donanması, Military Review'e göre ilk olarak 29 Ekim 2022'de Sivastopol'a düzenlenen saldırıda kullanılan Mikola-3 insansız deniz araçlarını kullanıyor. Yayın, bu tür dronların her birinin tehlikeli olduğunu, yeterli miktarda patlayıcıyla büyük hasar vermeye sahip olduğunu belirtiyor.
İDA’lar, İHA’ların aksine, tespit edilmesi kolay değil ve İHA’larla kıyaslandığında çok fazla patlayıcı yükü taşıyabiliyorlar. Saldırı güçleri bu yüzden İHA’lara kıyasla onlarca kat daha büyük olabiliyor. Aynı zamanda bu tür teknenin tasarımında da sıra dışı bir teknoloji kullanılmıyor. Oldukça basit ve sıradan tekneler bazı teknolojik ekipmanlarla insansız saldırı deniz aracına dönüşebiliyor. Ukrayna’nın elinde olan bu tür İnsansız Deniz Araçları, 60 saate kadar otonom kullanıma ve maksimum 80 km/s hıza sahip, brüt ağırlığı bir tona kadar olan 5,5 metrelik bir teknelerden oluşuyor. Yüzen bir kamikaze, 200 kg'a kadar patlayıcı alabilir, ancak yükün kütlesi, hedeflerin mesafesine bağlı olarak değişebiliyor.
Drone-kamikaze “Mikola-3"
Ukrayna ordusunun kullandığı "Mikola-3" Kiev'in Nisan 2022'de ABD’den teslim aldığı Amerikan UUV MANTAS T-12 donanma insansız deniz araçları temel alınarak oluşturuldu ve "hemen hemen her dizüstü bilgisayardan" uzaktan kontrol edilebiliyor.
Uzmanlara göre, bu türden bir insansız araç su altına girerse, onu gece tespit etmek hiç de kolay değil.
Ukraynalı askeri analist Roman Svitan, Kırım köprüsünün havaya uçurulmasının bu tür bir dizi saldırının başlangıcı olabileceğini, çünkü deniz insansız araçlarının nispeten ucuz olduğunu ve üretim teknolojisinin oturmuş olduğunu söyledi.
Ona göre Kiev, Sovyet döneminden bu yana Ukrayna'da çok sayıda kalan hava bombalarını yerleştirmenin mümkün olduğu donanma insansız hava araçlarının seri üretimini çoktan başlattı. Svitan, bu tür insansız deniz araçlarının, yüzeyin küçük boyutu nedeniyle radar tarafından neredeyse görünmez olduğunu da belirtiyor.
Ukraynalı askeri analiste göre bu tür dronları, yalnızca görsel olarak fark edip doğrudan ateşle vurabilmek mümkün. Bu nedenle Ukrayna'nın saldırıları genellikle geceleri gerçekleşiyor.
Tüm bu yaşananlar ele alındığında, Rusya’nın Ukrayna’nın bu tür saldırılarına karşı yeni savunma stratejileri geliştirmesi gerekecek.
Haziran ayı başında başladığı karşı saldırıda istediği başarıları bir türlü elde edemeyen Ukrayna, geçtiğimiz haftalarda, karşı taarruzda taktik değiştirdiğini, artık daha çok cephe gerisindeki hedefleri uzun menzilli füzelerle vuracağını açıklamıştı. Kırım Köprüsüne düzenlenen bu saldırı, Rusya’nın stratejik tesislerine önümüzdeki günlerde yeni saldırılar olabileceğinin de bir işareti olarak yorumlamak mümkün.
Saldırı sonrası Putin’in kurmaylarıyla yaptığı toplantıda saldırının kesinlikle ‘cevapsız bırakılmayacağı’ açıklaması da gelecek saldırıların Rusya’nın bu tür saldırılara vereceği cevapla da doğrudan bağlantılı.
Eğer Ukrayna hava savunma sistemleri Rusya’nın misilleme saldırılarına karşı koyabilirse Ukrayna yeni ve daha beklenmedik saldırılara cesaret edebilir, ancak Rusya’nın misilleme saldırıları başarılı olursa, Zelenski yönetimi doğrudan Rusya’yı hedef almaktan çekinebilir.