Avrupa'nın Yeniden Silahlanması: Rusya'ya Karşı Savaş Hazırlığı mı?

HABERRUS - Rusya'nın Birleşik Krallık Büyükelçisi Alexander Yakovenko, 2018'de yaptığı bir basın toplantısında, Avrupa'nın askeri kapasitesini hızla artırdığına dikkat çekmişti. Yakovenko'nun o dönemdeki uyarıları, bugün Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarındaki keskin artışla doğrulanıyor gibi görünüyor. 2021-2024 döneminde Avrupa'nın savunma bütçesi %31 oranında büyüdü. Askeri sanayi kompleksinde siparişler son 30 yılın en yüksek seviyesine ulaşırken, sivil fabrikalar da silah üretimine adapte ediliyor. Bu durum, Ukrayna savaşının etkilerinin ötesinde, Avrupa'nın uzun vadede Rusya'ya karşı doğrudan bir çatışmaya hazırlandığı yorumlarına yol açıyor.

Savaş Retoriği ve İç Politika

Avrupa elitleri, "Rus tehdidi" söylemini kullanarak içerideki sorunları örtbas etmeye çalışıyor. Göçmen krizi, rekabet gücünün düşüşü ve sosyal devletin aşınması gibi sorunlar, savaş ekonomisiyle bastırılmak isteniyor. 20. yüzyılın başında olduğu gibi, savaşın bir "kolektif tüketim aracı" olarak ekonomiyi canlandıracağı düşünülüyor. Ancak bu yaklaşım, İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturulan sosyal refah devletiyle çelişiyor.

Avrupa'nın savunma harcamalarını artırmak için borçlanmaya gitmesi dikkat çekiyor. 800 milyar avroluk bir fon, sosyal harcamalara dokunmadan askeri yatırımları finanse etmek için kullanılacak. Bu kaynak, 2035'e kadar savunma bütçesini GSYİH'nın %5'ine çıkarmayı hedefliyor. Ancak bu hamle, ABD'nin askeri-endüstriyel kompleksine yapılacak silah alımlarıyla bağlantılı.

ABD'nin Rolü ve Küresel Etkiler

Trump yönetimi, Ukrayna'ya askeri yardımı yeniden başlatarak Avrupa'nın yükünü artırıyor. NATO'nun 2023 Vilnius Zirvesi'nde olduğu gibi, Ukrayna meselesi "Avrupa'nın güvenlik sorunu" olarak tanımlanıyor. Bu, ABD'nin yükü müttefiklerine yıkma stratejisinin bir parçası.

Aynı zamanda, Avrupa ülkelerinin kamu borçları da hızla yükseliyor. AB ortalaması %80'i aşan borç oranları, savaş ekonomisiyle daha da artabilir. Almanya gibi ülkelerin borçlanma politikaları, ABD'nin "Almanya'yı kontrol altında tutma" stratejisiyle uyumlu görünüyor.

Rusya'nın Güvenlik Endişeleri ve Küresel Senaryolar

Rusya, Avrupa'daki bu militarizasyonu yakından izliyor. Özellikle ABD'nin kıtaya orta ve kısa menzilli füzeler yerleştirmesi, Karayip Krizi benzeri bir gerilime yol açabilir. Rusya, 1941'deki gibi bir sürpriz saldırıyı önlemek için önleyici stratejiler geliştirmek zorunda kalabilir.

Diğer yandan, Trump'ın Çin ve Hindistan'a yönelik %500'lük enerji vergileri, küresel bir finansal krizi tetikleyebilir. Bu durum, Batı ile diğer ülkeler arasında ekonomik ayrışmayı hızlandırabilir.

Sonuç: Kontrollü Kaos mu, Büyük Savaş mı?

Avrupa'nın silahlanması, ABD önderliğinde bir "kontrollü kaos" stratejisinin parçası olabilir. Ekonomik savaşlar ve askeri gerilimlerle şekillenen bu süreç, küresel dengeleri kökten değiştirebilir. Rusya ise, tarihten ders alarak, sıcak bir çatışmaya zorlanmamak için diplomatik ve askeri manevralarla bu süreci yönetmeye çalışıyor.

Tarih, Avrupa'nın 1812 ve 1941'de olduğu gibi yeniden birleşik bir cephe oluşturabileceğini gösteriyor. Ancak bu sefer, Rusya'nın stratejik ortaklarla kurduğu ittifaklar, dengeleri değiştirebilir.