Kırgızistan'da Dil Krizi: Rusça'nın Statüsü İlişkileri Geriyor

HABERRUS - Kırgızistan Parlamentosu'da yeni hazırlanan "Devlet Dili Yasası" değişiklikleri, ülkede dil politikasında köklü değişimlere yol açacak nitelikte.

Önerilen değişiklikler, Rusça'nın resmi statüsünü zayıflatırken, Kırgızistan ile Rusya arasındaki eğitim birliği girişimlerini de riske atıyor.

Devlet Başkanı Sadır Caparov'un Vladimir Putin ile desteklediği ortak eğitim alanı projesi, bu yasal değişikliklerle sekteye uğrayabilir.

Yasanın Tartışmalı Maddeleri

Kırgızistan Parlamentosu'nun 25 Haziran'da ele almayı planladığı "Devlet Dili Yasası" değişiklikleri, ülkede Rusça'nın resmi statüsünü büyük ölçüde kısıtlayan ve Kırgızca'nın kullanımını zorunlu kılan radikal düzenlemeler içeriyor.

Parlamento komitesi tarafından kabul edilen 18 yasa teklifi, devlet dilinin kullanımını bankacılık, noterlik, avukatlık ve yargı dahil tüm kamusal alanlarda zorunlu kılmayı öngörüyor.

Rusça, Kırgızistan Anayasası'nda "resmi dil" statüsüne sahip ve kamu hizmetleri, eğitim ve yargıda yaygın kullanılıyor.

Rusça'nın resmi kullanım alanları daraltılarak, sadece Kırgızca'nın devlet daireleri, yargı, noterlik, bankacılık ve eğitimde zorunlu hale getirilmesi öngörülüyor.

Kamu Çalışanları ve Yabancılar İçin Zorunlu Kırgızca Şartı

Devlet memurları, işe alımda ileri düzey Kırgızca bilgisi şartına tabi tutulacak.

Yabancılar ve vatandaşlık başvurusu yapanlar için Kırgızca yeterlilik sınavı zorunluluğu getirilecek. Vize ve ikamet izni almak isteyen yabancıların temel düzeyde Kırgızca bilmesi gerekecek (dünyada benzeri olmayan bir uygulama).

Okullarda Kırgızca dışındaki dillerde eğitim veren kurumların faaliyetleri kısıtlanacak. Rusça eğitim yapan okulların sayısı azaltılabilir.

Tüm resmi belgeler, sözleşmeler ve yargı süreçleri yalnızca Kırgızca yürütülecek. Rusça belgelerin geçerliliği kalmayacak.

Şirketlerin iç yazışmaları ve müşteri hizmetleri Kırgızca yapılmak zorunda olacak. Bu, özellikle Rusya ile ticaret yapan Kırgız firmalarını zor durumda bırakabilir.

Kırgızca kullanmayan kurumlara ve bireylere ağır para cezaları uygulanacak.

Yabancılar, Kırgızca bilmezse ikamet izni alamayacak. Bu, özellikle Rus vatandaşları ve Orta Asya'daki göçmen işçileri etkileyecek.

Anayasa'nın 13. Maddesi, Rusça'nın resmi dil olduğunu garanti ediyor. Yeni düzenleme, anayasaya aykırılık iddialarıyla karşılaşabilir.

"Butun Kırgızistan" partisi milletvekili Gülü Koçogulova, yabancı uyruklulara vize ve ikamet izni için Kırgızca bilme şartı getirilmesinin dünyada benzeri olmadığını belirterek, bu düzenlemelerin anayasal hakları ihlal ettiğini savunuyor. Koçogulova, nitelikli işgücünün ülkeyi terk etmesi gibi olumsuz sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Anayasal Çelişkiler ve Siyasi Tepkiler

Savunma Bakanlığı eski müsteşarı Murat Beyşenov, dil meselesinin yapay olarak politikleştirildiğini iddia ederek, bunun Kırgızistan-Rusya ilişkilerini zayıflatma amacı taşıdığını öne sürüyor.

Beyşenov, İrlanda örneğini vererek, ekonomik gelişmişlikle milli dilin korunmasının birbirini dışlamadığını vurguluyor. Etno-ulusal stratejiler uzmanı Dr. Aleksandr Kobrinski ise Mayıs 2025'te Rusya Devlet Duması Başkanı Vyaçeslav Volodin'in Bişkek ziyaretinden hemen sonra bu yasanın gündeme gelmesini "ikiyüzlülük" olarak nitelendiriyor.

Turizm ve Ekonomiye Olası Etkiler

Devlet Başkanı Caparov'un öncelik verdiği turizm sektörü, dil politikalarından doğrudan etkilenme riski taşıyor. Uzmanlar, sadece Kırgızcanın kullanıldığı bir ülkede turizm gelirlerinin ciddi şekilde düşebileceğine dikkat çekiyor. Özellikle Rusya'dan gelen turistlerin büyük bölümünün Kırgızca bilmemesi, sektörde ciddi iletişim sorunları yaratabilir.

Rusya ile İlişkilerde Gerilim

Yasa değişiklikleri, Eylül 2024'te Caparov ve Putin arasında mutabakat sağlanan ortak eğitim alanı projesiyle çelişiyor.

Ayrıca, Rus yanlısı siyasetçi Adahan Madumarov'un tutuklanması ve şimdi de Rusça'nın statüsünün zayıflatılması, Moskova ile Bişkek arasındaki gerilimi artırıyor. Kobrinski, bu adımların Kırgızistan'ın çok yönlü dış politikasının bir göstergesi olduğunu, ancak Rusya ile stratejik ortaklığa zarar verebileceğini belirtiyor.

Dil ve Kimlik Tartışmaları

Beyşenov, Kırgızcanın gelişiminin doğal süreçlerle desteklenmesi gerektiğini, zorlayıcı önlemlerin ters tepki yaratabileceğini savunuyor.

Öte yandan, Rusça'nın Birleşmiş Milletler'in beş resmi dilinden biri olduğu ve Avrasya Ekonomik Birliği ile BDT ülkeleri arasında iletişim dili olarak kullanıldığı gerçeği, Kırgızistan'ın bölgesel entegrasyonunu da etkileyebilir.

Uzmanlar, Rusça'nın kısıtlanması durumunda ülke içindeki etnik gruplar arasında iletişim sorunları yaşanabileceği konusunda uyarıyor.

Koçogulova gibi bazı milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Caparov'un anayasaya aykırı bulduğu maddelere veto uygulayacağını umuyor.

Ancak yasanın kabul edilmesi halinde, Kırgızistan'ın hem iç politikasında hem de uluslararası ilişkilerinde yeni bir dönem başlayabilir. Dil politikalarının ülkenin ekonomik kalkınmasına ve sosyal uyumuna etkileri ise önümüzdeki dönemde daha net anlaşılacak.