Suriye, Rusya’nın meyve sebze ihtiyacını karşılayabilecek mi?

Suriye’den gelen sebze ve meyveler Rusya’ya ulaşmaya başladı. Yaklaşık 3 bin ton portakal, limon, greyfurt, domates ve lahana Rusya’nın Novorossiysk limanına nakledildi. Geçtiğimiz Aralık ayında da Suriye’den Rusya’ya 800 ton portakal, mandalina ve limon ulaştırılmıştı.

Narenciye ithalatı 2015 yılında 1,5 milyon tonu geçen Rusya, bunun üçte birinden fazlasını Türkiye’den sağlamıştı. 2014’te ise Suriye’den Rusya’ya ihracatın yüzde 70’ini meyve sebze oluşturuyordu. Suriye’deki iç savaş ülke ekonomisine büyük darbe indirirken, tarım sektörü de savaştan zarar gördü. Fruitnews.ru sitesinin verilerine göre, 2015’te Suriye’de yaklaşık bir milyon ton meyve toplandı ve sadece yüzde 5’i iç pazarda satılabildi.

Yıkıcı iç savaşın pençesindeki Suriye, Rusya’nın düzenli meyve ve sebze kaynağı olabilecek mi? Uzmanlar bu konuda görüş ayrılığı yaşıyor.

SİYASET Mİ, YOKSA GERÇEKTEN DE EKONOMİ Mİ?

Uluslararası kamu vakfı Deneysel Yaratıcı Merkezi Başkan Yardımcısı Yuriy Byaliy, “Bu tür sevkiyatlar etkili değil, çünkü uzak ve ülkedeki savaş nedeniyle güvenli değil. Suriye’nin kendisine gelince de şu an çok daha farklı sorunları var ve tamamen farklı yardıma ihtiyacı var” dedi.

Byaliy’le aynı fikirde olan Rusya Bilimler Akademisi Doğu Araştırmaları Enstitüsü Türkiye Bölümü Başkanı Natalya Ulçenko da “Rusya’nın ithalat kaynakları arasında Suriye’de yer alabilir. Ama bence ekonomik verimliliği büyük olmayacak, çünkü ülke ekonomisi en iyi durumundan uzak ve istikrarlı ve büyük çaplı sevkiyatlardan bahsetmek mümkün değil” diye konuştu.

Ulçenko, “Eğer Rusya gerçekten Suriye’den tarım ürünlerini almaya başlarsa bu, iç savaş yorgunu ülke için gerçek bir yardım olur” diye ekledi.

‘EKONOMİK ÇÖZÜM OLABİLİR’

Timiryazev Tarım Akademisi öğretim görevlisi İgor Abakumov ise farklı düşünüyor. Abakumov, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Suriye’nin tarım ürünlerinin Rusya’ya sevkiyatı kesinlikle normal ekonomik çözüm olabilir. Öncelikle, Rusya taze meyve ve sebzeye ihtiyaç duyuyor, gıda piyasamız çok büyük. Ayrıca, Suriye’den Rusya’ya çok sayıda askeri nakliye veya yolcu uçakları gidip geliyor. Gemiler, bu ülkeye hem askeri hem de insani yardım götürüyor ve boş geri dönüyor. Bunlar geri dönerken meyve ve sebzeleri getirebilir, böylece sevkiyat ucuza gelebilir. Suriye’de bol güneş ve su olduğundan meyve ve sebzeleri de iyi. Rusya’nın gıda ürünleri piyasası çok büyük ve muhtemelen Suriye için tek dış piyasa. Yani böyle bir ticaret her iki ülkenin yararına olur.”

‘DAHA FAZLASINI DÜŞÜNMENİN ZAMANI GELDİ’

Ortadoğu ve Orta Asya Ülkeleri Araştırma Merkezi Direktörü Semyon Bogdasarov da Suriye’den tarım ürünlerinin Rusya’ya getirilmesinin verimli olacağını düşünüyor. Bogdasarov, bu konuyla ilgili şu yorumda bulundu: “IŞİD’den kurtarılan bölgeler şu anda normal yaşamlarına dönüyor, bu yerler için geleneksel olan tarım sektörü canlandırılıyor. Örneğin, Lazkiye’de büyük narenciye çiftlikleri var. Bu çiftlikler kalitesi çok yüksek ürünler veriyor. Yanı başında ise ulaşım sorununu çözecek deniz limanı var. Daha fazlasını düşünme zamanı geldi. Örneğin, Suriye’nin kuzeyinde, Kürtlerin yönetiminin kurulduğu Fırat vadisinde, her zaman büyük miktarda zeytin, meyve ve sebze yetiştirilmiştir. Elbette, bu bölgeyle lojistik kurmak çok daha zor olacak ama bunu düşünmeye değer.

'SURİYE'YE GÜVENİ SERGİLEMEK ANLAMINA GELİR'

Rusya, Suriye’deki durumun istikrara kavuşması ve barışın sağlanması için maksimum çaba harcıyor. Suriye’den meyve ve sebze almak, Suriye’de barışçıl sürece olan güveni sergilemek anlamına gelir.”

Rus mağazalarında Suriye sebze ve meyveleri alacak olan tüketiciler, bu ürünlerin savaşın yaşandığı, bombaların patladığı ve füzelerin uçuştuğu bir ülkeden geldiğini düşünebilir. Yani, bu iştah açıcı portakalların savaş izlerini taşıyabildiği, sağlık için tehlikeli maddeler içerebileceği düşünülebilir.

İgor Abakumov, bu tür korkuların asılsız olduğundan emin. Uzman, “Öncelikle, çatışmalar genelde şehir ve büyük yerleşim birimleri yakınlarında yaşanıyor. Tarım sahaları genellikle bu çatışma yerlerinden uzak. Üstelik ülkemizde, devlet kurumları tarafından uygulanan gıda kontrolü öyle sıkı ki, zararlı tarım ürünlerinin mağaza raflarına ulaşması mümkün değil” diye konuştu.