İzvestiya: Türk lirası “dünyanın en  değersiz para birimi” haline geldi

HABERRUS - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde Türkiye’nin ekonomisinin dibe vurmasıyla Türk lirasının aşırı değer kaybetmesi ve enflasyonun rekor seviyede artması Rus basınında ‘Türkiye’de fırtına beklentisi’ yorumlarına neden oldu.

Rusya’nın önde gelen ve en çok okunan gazetelerinden İzvestiya, Türkiye’deki mevcut ekonomik durumu ele aldığı haberini “Türkiye’de fırtına beklentisi” başlığıyla verdi.

Liranın düşüşü kontrol edilemez hale geldi

Türkiye’nin çöküşe doğru gittiğini vurguladığı haberinde Rus gazetesi ülkede dört nala giden enflasyon oranlarıyla birlikte sağlıksız düşük döviz rezervlerinin yanında aynı zamanda Türk lirasının “dünyanın en değersiz para birimi” haline geldiğini vurguladı.

T.C. Merkez Bankası yönetiminin sürekli değiştiğine de işaret edilen yazıda, tüm bunların ekonomi hakkında şüpheler uyandırdığı, Türkiye’nin mali ve ekonomik beklentilerinin giderek gerçeklerden uzaklaştığı ifade edildi.

Ankara artık durumu kontrol altında tutacak kaynaklara sahip değil

Kalıcı çalkantılara rağmen Türkiye’nin hala temerrüt ve benzeri felaketler olmadan ayakta kaldığını belirten İzvestiya, ancak bunun ne kadar sürebileceği konusunda iyimser fikrin bulunmadığının da altını çizdi.

On beş yıldan fazla bir süredir Türkiye’nin GSYH büyüme oranının düzenli olarak yüzde 5’i aştığı, Türkiye Ekonomik Mucizesi’nin, 21. yüzyılın başlarında küresel ekonomideki en etkileyici olaylardan biri olduğunu ancak artık o günlerde eser kalmadığı belirtilen haberde, 2013 yılında ABD Merkez Bankası’nın (FED), 2008 yılında başladığı parasal genişleme (QE) serüvenini 2013 yılında bitirmesiyle yatırımcıların gelişen piyasalardan fon çekmeye başladığı zaman Türkiye’nin “yabancı yatırımlara odaklı” ekonomi politikasının işe yaramayacağının anlaşıldığı vurgulandı.

Avrupa'nın hasta adamı: Türkiye küresel finansta zayıf bir halka haline geldi

2013’ten itibaren doların sekiz yıl boyunca yükselmeye başladığı, 2021 Ekim ayında doların 9,72 Türk lirasına ulaştığının anlatıldığı haberde Türk hükümetinin çökmekte olan para birimini iyileştirmek için herhangi bir özel kaldıracı olmadığı, Türkiye’nin devlet rezervlerinin oldukça mütevazi bir çizgide kaldığı vurgulanıyor.

İzvestiya, 2018-2020’de Türkiye’nin çöken Türk lirasını kurtarmak için merkez bankası rezervlerinin çoğunu çarçur ettiğini vurgularken, geçen yılın sonunda, bu amaçlar için 130 milyar dolardan fazla paranın harcandığının ortaya çıktığını, sonuçta hiçbir olumlu etkisinin olmadığını belirtiyor.

Türkiye’nin 2020 yılında ekonomik büyümesinin tek nedeninin “devasa kredi pompalanması” sayesinde meydana geldiği de ifade edildi.

“Türkiye’de enflasyon oranı artıyor. Kontrolsüz kredi büyümesi ve süper yumuşak para politikası nedeniyle fiyatlar Türkiye’de standart bir sorun oldu. Geçen ay enflasyon yüzde 20’ye yaklaştı.Bu oran Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri arasındaki en yüksek gösterge. Rusya, Hindistan ve Brezilya da dahil olmak üzere bu kulübe üye olmayan birçok ülkeden birkaç kat daha yüksek. Türkiye’de aynı zamanda gıda enflasyonu da yüzde 28,8 ile astronomik bir düzeye ulaştı. Fiyatlarda böylesine hızlı bir artış, içinden çıkılması inanılmaz derecede zor olacak bir kısır enflasyon döngüsünü tetikliyor. Rusya ve 1990’larda diğer Sovyet sonrası ülkeler bunu tam olarak yaşadı. Aynı zamanda, Türkiye Merkez Bankası iktidarın baskısıyla politika faizlerini iki puan düşürerek fiyatlar üzerinde yukarı yönlü ek baskı oluşturuyor” ifadelerini kullanan gazete, Türkiye ekonomisinde olası bir fırtına için tüm ön koşulların oluştuğunun altını çiziyor.