Fransa ve Belçika, AB'nin Rus Gazı Yasağını Desteklemiyor

HABERRUS - Fransa ve Belçika, Avrupa Birliği'nin (AB) Rus gazı ithalatını yasaklama planını onaylamayarak daha fazla teknik ve ekonomik analiz talep etti.

Politico'nun edindiği bilgilere göre, Fransa Enerji Bakanı Marc Fesneau, ülkesinin "Avrupa'nın enerji kaynaklarını çeşitlendirme stratejisini savunduğunu" belirterek, mevcut gaz sözleşmelerinin hukuki koruma altına alınması gerektiğini vurguladı.

AB'nin En Büyük Rus LNG Alıcıları Çekinceli

Fransa ve Belçika, AB'nin en büyük Rus sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatçıları olarak yasağa karşı çıkarken, İspanya ve Hollanda (3. ve 4. büyük alıcılar) yasağı "heyecanla beklediklerini" açıkladı.

Slovakya ise kamuoyu önünde yasak planına muhalefetini dile getirdi.

Fransa'nın Alternatif Stratejisi

Paris yönetimi, Rus gazının Katar kaynaklı LNG ile değiştirilmesini öngören ulusal planını sürdürüyor. Bakan Fesneau, enerji güvenliği ile mevcut tedarik zincirlerinin korunması arasında denge kurulması gerektiğini ifade etti.

AB'nin 2027 Hedefi ve Sonraki Adımlar

Avrupa Komisyonu'nun haziran ayında sunmayı planladığı teklifle, 2027 sonuna kadar: Rus gazı ithalatının tamamen durdurulması, Rus nükleer yakıtına yönelik kısıtlamalar getirilmesi hedefleniyor.

Teklifin yürürlüğe girebilmesi için AB üye ülkelerinin çoğunluğu ve Avrupa Parlamentosu'nun onayı gerekiyor.

Ekonomik Kaygılar Öne Çıkıyor

Belçika yetkilileri, yasağın sanayi ve tüketiciler üzerindeki olası etkilerine dair kapsamlı bir etki analizi talep ediyor. Bloomberg'in haberine göre AB, Rus gazı için "sıfır kota" seçeneğini değerlendiriyor. Uzmanlar, özellikle Alman sanayisinin enerji maliyetlerindeki artışın Fransa'nın çekincelerini artırdığını belirtiyor.

Kritik Oylama Öncesi Diplomatik Manevralar

AB içindeki bu bölünme, Rusya'nın enerji gelirlerini kesme çabalarında yeni bir engel oluşturuyor.

Komisyon yetkilileri, haziran ayındaki oylama öncesi Fransa ve Belçika'nın kaygılarını gidermek için yeni düzenlemeler üzerinde çalışıyor.

Enerji bağımsızlığı ile ekonomik istikrar arasındaki bu denge arayışı, AB'nin enerji politikalarının geleceğini şekillendirecek.