Karlov davasında tutuklanan Hayreddin Aydınbaş kimdir? Rusya hakkında neler düşünüyordu?
Telegram'da Türkiye gündemiyle Rusça yayın yapan 'Povestka dnya Turtsi (Türkiye'nin gündemi)' sayfasında yayınlanan bir yazıda, geçtiğimiz günlerde Büyükelçi Andrey Karlov cinayeti kapsamında tutuklanan gazeteci Hayreddin Aydınbaş'ın kim olduğu, olayın içinde Gülen cemaatinin yer alıp almadığı ve Türk medyasının bu konuya bakış açısı ele alındı.
Yazara göre, Hayreddin Aydınbaş'ın 2008 yılına kadar Gülen cemaatinden bazı insanlarla görüştüğünü söylemesini, cinayetle ilgili bir 'bağlantı' olarak görmek aptalca.
27 Kasım Pazartesi günü yayınlanan yazının tamamı:
Geçtiğimiz hafta Türk ve Rus medyasında suikast sonucu hayatını kaybeden Rusya'nın eski Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov hakkında yeni bilgiler ortaya çıktı. Haberlere göre genç bir adam Karlov davasında "tasarlayarak adam öldürme" suçundan tutuklanmıştı. Bu davayı takip eden biri olarak konuyu merak ettim. 'Hayreddin Aydınbaş'tan bahsettiklerini anladığımda ise şaşırmıştım.
Aslında Aydınbaş'ın tutuklandığını daha önce duymuştum. Fakat ben, bunun da öncekiler gibi, yani Türkiye'deki olağanüstü hal çerçevesinde yapıldığını düşündüm.
Aydınbaş 'Gündem Avrasya' dergisini çıkarıyordu. Rusya'daki Türk diasporasıyla ve Türkiye'deki Rusya vatandaşlarıyla aktif olarak görüşüyordu. Bu yüzden kendisi yeteri kadar 'meşhur' bir isim. Eşi Rus ve bir çocuğu var.
Türkiye'deki tutuklamalar artık şaşırtıcı değil. Haberlerde Aydınbaş'ın 2008 yılına kadar Gülen cemaatinden bazı kişilerle görüştüğünü 'itiraf ettiği' yazıyor. Birincisi, zaten Erdoğan'ın (Türkiye Cumhurbaşkanı) ve onun milyonlarca takipçisinin Gülen'i destekleyenlerle iletişim kurduğu, 2014 yılına kadar onları desteklediği ve hatta 2016'ya kadar ilişkiyi kesmediği biliniyor. Yani bu hiçbir şey ifade etmez. Ve bunu bir 'bağlantı' olarak görmek aptalca. Hayreddin'i tanıyan birçok kişi, onun kariyerist, politik ve iş adamı olduğunu ve projeleri uğruna (iyi anlamda) herkesle iletişim kuracağını bilir.
Herkesle iletişim kurmasının dışında, dergisini tanıtmak için çok fazla insanla da görüşüyor. Hatta Gülen'in destekçileriyle iletişim kurmuş olsa bile, bu yine cinayetle ilgili bir gösterge olamaz. Katilin tüm karakteristik özellikleri, sözleri ve Rusya'nın Halep operasyonları esnasında Türkiye'deki Rusya Büyükelçiliği önünde gerçekleştirilen protestolara bakılırsa, 'bu cinayetin arkasında El Nusra değil de Gülen var' denilemez. Türkiye'de Karlov cinayetinden birkaç dakika sonra Gülen'i suçlu ilan ettiler. Bu, Gülen'in darbe girişiminde rolü olabileceğine inananların bile şüpheyle baktığı çok garip bir olay. Çok üzülerek şunu görüyorum, burada politikacıların amacı gerçek azmettiriciyi bulmak değil, Rus Büyükelçisinin ölümünü siyasi amaçlarla kullanmak.
Bence bu olaydaki en önemli nokta şu: Aydınbaş'ın eşi Rus, ve çıkardığı dergideki metinlere bakılırsa Rusya hakkında çok olumlu düşünüyor ve Rusya-Türkiye ilişkilerinin gelişmesini istiyor. Adam halkların dostluğu uğruna bir şeyler yapmaya çalışıyorken cinayet ile suçlanıyor.
Açıkcası, Türk medyasında Karlov cinayeti hakkındaki haberleri okuyunca, aklıma hep şu geliyor: Davayı yürüten savcılar (veya politikacılar, gazeteciler bilmiyorum...) bu cinayetle hep bir Rusya vatandaşını ilişkilendirmeye çalışıyor. Yani cinayette Rusya izi oluşturmaya çalışıyorlar. Fakat bunu yaparken 'inandırıcı olmayan' şekilde yapıyorlar.
En ilginci de, Türkiye'de yaşan Türklerle konuştuğunuz zaman, bazıları bu cinayette Rusya'nın parmağı olduğunu düşünüyor. Bunun sebebi ise Türk medyasının okurlarına sunduğu bu bilgiler.
Karlov'u öldüren kişinin Rusya'dan bir kızla buluştuğu haberleri de çıkmıştı. Kızın Büyükelçilik'te ve suikastin gerçekleştirildiği Kültür Merkezi'nde tanıdıkları varmış falan. Ve bu kızın kendisi hayat kadını. Kahretsin, Rusya ile ilgili ne klişe varsa adamlar haberlerinde kullanmış. Bayanın ismi de galiba 'Nataşa' idi, şuanda hatırlayamıyorum. Yani daha Rus bayanlarla ilgili haberler çıkmamışken bile cinayette güya 'Rusya izi' olduğu şeklinde bazı haberler üretiliyordu.
Ne yazık ki bu konuda Rusya'dan Türkiye'ye gönderilen uzmanların neler öğrendiği hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Bizim kanalımıza yazsalar da, onları insanlara aktarsak. Rus araştırmacılar bir yıl içerisinde neler öğrendi? Nerede okuyabiliriz bunları? Rusya bu konuda neden sessiz kalıyor? Çünkü maalesef Türk siyasetçiler cinayette Gülen'in izini bulmakla ilgileniyor, Türk medyası 'Rusya izi' peşinde, El Nusra ise çoktan unutuldu.
Çeviri: Selim Saygıner
Telegram'da yayın yapan 'Povestka dnya Turtsi' sayfasını takip etmek için buraya tıklayın.