Putin, Rusya’nın Güncellenmiş Nükleer Doktrinini Onayladı

Yeni doktrin, askeri tehditler listesini genişletiyor ve nükleer caydırıcılığın kapsamını artırıyor.

HABERRUS - Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, nükleer caydırıcılık alanındaki devlet politikasının güncellenmiş bir versiyonunu kararnameyle onayladı.

Yeni doktrin, Rusya’nın nükleer silah kullanımına izin verdiği durumları ve bu bağlamda hedef alınabilecek tehditleri daha net bir şekilde tanımlıyor.

Güncellenen politikalar, artan askeri ve siyasi riskler nedeniyle Rusya’nın stratejik savunma çerçevesini genişletiyor.

Doktrin, nükleer silahların bir ülkenin egemenliğini korumak için son çare olduğunu belirtiyor. Ancak yeni askeri tehditler ve riskler nedeniyle Rusya'nın kullanımına izin veren parametreleri netleştirmesi gerekiyordu. Kararname, nükleer caydırıcılığa tabi olan devletlerin ve askeri ittifakların kategorisini genişletiyor.

Bu nedenle, nükleer olmayan herhangi bir devletin, ancak nükleer bir ülkenin katılımı veya desteğiyle yapacağı saldırı, Rusya'ya yönelik ortak saldırı olarak değerlendirilecektir.

Önemli Değişiklikler ve Yenilikler

1.  Egemenlik Koruma İlkesi:

Doktrin, nükleer silahların Rusya’nın egemenliğini korumak için “son çare” olduğunu vurguluyor. Ancak, konvansiyonel silahlarla kritik tehditler dahil olmak üzere, nükleer kullanımına izin veren durumların kapsamı genişletildi.

2.  Müttefiklere Yönelik Saldırılar:

Belarus gibi Rusya ile Birlik Devleti üyesi ülkelerin topraklarına yapılan saldırılar da Rusya’nın nükleer yanıtını tetikleyebilecek durumlar arasında yer aldı.

3.  Yeni Askeri Tehditler:

Güncellenmiş politika, füze savunma sistemleri, hipersonik silahlar, insansız saldırı araçları ve uzayda oluşturulan tehditleri caydırıcılık kapsamına dahil etti. Ayrıca, Rusya’nın sınırlarına yakın bölgelerde oluşturulan askeri altyapılar ve koalisyonlar potansiyel tehditler arasında sayılıyor.

4.  Nükleer Taşıma Araçları ve Kitle İmha Silahları:

Doktrin, Rusya’ya karşı kullanılabilecek nükleer veya kitle imha silahlarının varlığını önemli bir tehdit olarak tanımlıyor. Aynı zamanda, nükleer silahların nükleer olmayan devletlerin topraklarına yerleştirilmesini bir tehdit olarak değerlendiriyor.

5.  “Potansiyel Düşman” Tanımı:

İlk kez açıkça tanımlanan “potansiyel düşman,” Rusya’yı düşman olarak gören ve nükleer veya önemli konvansiyonel silah potansiyeline sahip devletler ve askeri ittifaklar olarak belirtiliyor.

Stratejik Hedef ve Caydırıcılık Politikası

Yeni doktrin, nükleer caydırıcılığı yalnızca Rusya’ya yönelik askeri tehditleri etkisiz hale getirmekle sınırlı tutmuyor; aynı zamanda saldırganlara “intikamın kaçınılmaz olduğunu” hatırlatarak stratejik bir denge oluşturmayı hedefliyor. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, bu doktrinin saldırganlığı önlemeye yönelik caydırıcılık işlevini vurguladı.

Yeni Doktrin Ne Anlama Geliyor?

Rusya’nın güncellenmiş nükleer politikası, NATO ve ABD başta olmak üzere Batı ittifaklarına yönelik güçlü bir mesaj niteliği taşıyor.

Doktrin, Rusya’nın yalnızca kendisini değil, müttefiklerini de savunma kararlılığını yeniden teyit ediyor. Bununla birlikte, caydırıcılık alanındaki bu genişleme, uluslararası arenada yeni stratejik gerilimlere yol açabilir.

Rusya’nın bu hamlesi, ABD’nin füze savunma sistemleri ve Ukrayna’ya yönelik desteği gibi gelişmelerle birlikte değerlendirildiğinde, bölgesel ve küresel güvenlik dinamiklerinin daha kırılgan bir hal alabileceğini gösteriyor.

Özellikle nükleer silah kullanımının koşullarının netleştirilmesi, Moskova’nın “önce harekete geçme” potansiyeline işaret eden bir uyarı olarak okunabilir.